0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den görüşme çağrısı aldığını, ardından gelen tepkilere yönelik açıklama yaptı.

Bizim TV’de katıldığı izlencesinde İnce, şunları söyledi:

“Gelecek Partisi randevu verdi onlara gideceğiz, Sayın Bahçeli telefonla aradı, ‘En kısa sürede görüşelim’ dedi ama randevulaşmadık. Kim randevu verirse hiç kimseyi ayırt etmeden gideceğimizi milletimizin önünde belirtmek isterim” ifadeleri nedeniyle çıkan haberleri eleştirdi. İnce “24 saattir şaşkınlıkla izliyorum. Medyanın durumu içler acısı. Acıyorum bu medyaya. ‘Sayın Bahçeli telefon açtı, bir an önce görüşelim’ diye manşetler attılar. Bunda ahlak yok, akıl yok, bilim yok, izan yok.

Bayramdan önce henüz YSK, kaç siyasi partinin seçime gireceğini açıklamamıştı. Ben de 19 siyasi partinin genel başkanına mektup yazdım. Sorunlara 100 maddelik çözüm paketi hazırladık. Bunu bütün siyasi parti genel başkanlarına mektup yazıp, ‘Bunu size sunmak istiyorum! dedim.

Sadece Sayın Bahçeli’ye değil hepsine yazdım. Sayın Erbakan geri dönüş yaptı, gittim, kendisiyle görüşme yaptım. Sayın DSP Genel Başkanı Önder Aksakal dönüş yaptı gittim dosyamızı sundum. Önümüzdeki hafta Sayın Davutoğlu ile görüşeceğim, o da dönüş yaptı. Ona da dosyamızı sunacağım.

Bayramdan önce Sayın Bahçeli telefonla aradı. Dedi ki, ‘Mektubunuzu aldım, bayramdan sonra görüşelim. Bayramınızı kutlarım’ dedi. Teşekkür etti, nezaket gösterdi Sayın Bahçeli. Ben bu mektubu Sayın Erdoğan’a da gönderdim, Sayın Kılıçdaroğlu’na da gönderdim, Sayın Bahçeli’ye de gönderdim, HDP’ye de gönderdim.

Kim geri dönüş yaparsa, ‘Buyurun gelin kapımız size açık’ derse gideceğim. Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Seni dinlemek istiyorum’ derse gideceğim. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Akşener derse de gideceğim… Ben ülkenin sorunlarına çözüm üretmek istiyorum. Sayın Bahçeli diğer siyasi parti genel başkanlarından daha fazla bir nezaket gösterdi. Buna teşekkür etmek gerekirken, ‘Bahçeli seni niye aradı, ne yapıyorsun, Cumhur İttifakı’na mı geçeceksin’ diyorlar. Hay Allah belanızı versin. Başka bir şey demiyorum.”