Ömer ALPDOĞAN
Adana Demirspor ve Mavi Lacivertli taraftarlar, Adana’nın sahipsizliğini yıllar önce ne güzel dile getirmişler.
Adana Demirspor camiasının bütün uyarılarına karşın Adanalılar olarak ayakta uyumaya devam etmişiz..
Bunun sonucunda da, Adana sahip olduğu varlıkları komşu ile kaptırmış bulunuyor..
Yıl 1999..
Belleğim yanıltmıyorsa efsane Başkan Adem Atılgan’ın başkanlığı döneminde, Adana Demirspor, Adana’nın sahipsizliğinin vurgulayan “Sahipsiz Adana” sloganı bulunan formalarla sahaya çıkmış, Adana’nın sahipsizliğinin dünyaya haykırmıştı..
Yıl 2010..
Tam on bir yıl sonra Adana Demirspor taraftarları Adananın sahipsizliğini devasa bir pankart ile yeniden haykırmıştı.. Ancak bu kez sahipsiz Adana yerine “İhanetin Başkenti Adana” ifadesinin kullanmışlardı..
Bugün gelinen süreç, Adana Demirspor camiasının sahipsizlikten ihanete giden süreci yıllar önce öngördüğünü ortaya koymuş bulunmakta..
Özallı yıllarda, merkezi iktidarın Adana’ya karşı bir tutumu gelişmişti..
Adana adeta yok sayılıyordu..
Teşvik uygulamalarının dışında tutularak, ekonomik açıdan geri kalmasının yolu açılıyordu..
Çevre illere Adana’ya karşı haksız rekabete girmeleri için kaynaklar aktarılıyordu..
Hatta, Adana karşıtlığı öyle bir hal almıştı ki, Turgut Özal, Adana Demirspor’un kendi memleketi olan Malatyaspor’u 6-0 yenmesi karşısında Adana’nın takımını suçlayan, öfke kusan açıklamalar yapmıştı..
ANAP’la başlayan Adana’ya şaşı bakma, AK Parti ile doruğa çıktı..
İş, Adana Demirspor taraftarlarının 5 Ocak Stadı’nda açtığı devasa pankarttaki duruma gelmişti..
Sahipsizlik ihanete dönüşmüştü..
Adana takımlarına desteği esirgeyen ama, Adana’ya maç yapmaya gelen rakip takımlara sonsuz olanaklar sağlayanları saymıyorum bile..
Adana Demirspor taraftarının gördüğü, Adana’nın ihanetin başkenti olmasını ne yazık ki, Adalıların çoğu ile kentin yöneticileri, meslek odaları, milletvekilleri görmemişlerdi..
Belki de bir çoğu görmezden gelmeyi yeğlemişti..
Tıpkı bugün olduğu gibi..
Stadyuma “İhanetin Başkenti Adana” pankartı asıldığı dönemlerde, Ak Parti yön etimi, Adana Havalimanını Mersin’e taşımak için harekete gelmişti..
Seçimlerde propaganda döneminde AK Partili milletvekilleri ve milletvekili adayları, Adana Havalimanının ölüm fermanı olan Mersin’e yapılacak Çukurova Bölgesel Havalimanını Adana’ya hizmet olarak anlatıp oy istemişlerdi..
Aytaş Durak’ın İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırılmasından sonra başkanvekili olarak Büyükşehir Belediyesi’nin başına geçen Zihni Aldırmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir Adana ziyareti öncesinde bastırdığı el ilanlarında ve ASKİ’nin reklam broşürü olan “Doğrusu” adlı gazetede Adana’ya yapılacak on bir hizmet arasında Mersin’e yapılan havalimanını da saymıştı..
Yani, Adanalılar, gözlerinin içine baka baka, Adana Havalimanını kapatıp Mersin’e taşıyacağına söylenenlere inanmış, Adana’dan Mersin’e aparılan havalimanını Adana’ya hizmet sanmıştı..
Öyle olmasa, o ihaneti yapacağını açık açık söyleyenleri milletvekili yapmaz, Adana’da birinci parti konumuna getirmezdi.
Şimdi, Mersin Ulaştırma bakanı çıkmış, Adana Havalimanı’naki günlük yirmi üç uçuşun Mersin’deki havalimanına entegre edileceğinin söylüyor ama, AK Parti’nin il başkanı, ilçe başkanları ve milletvekillerinden en küçük bir itiraz yok..
Mersin Bakanı’nın entegre dediğinin Türkçesi, Adana Havalimanı’na yapılan tüm uçuşların artık Mersin’deki havalimanına kaydırılacağı, Şakirpaşa’nın da kapısına tıpkı Yeşilköy Atatürk Havalimanını akıbetine uğrayacağıdır..
İhanetin Başkenti’nde yıllardır bizi temsil için seçtiğimiz siyasetçiler ve gönül verdiğimiz partiler Adana’ya ihanet etti..
Her şey sırayla..
Nasıl olsa ihanetin başkentinde yaşıyoruz..
Yarın sandık önümüze geldiğinde, biz de Adanalılar olarak, gönül verdiğimiz partilere ve havalimanımızın kapatılmasını bize hizmet diye yutturan, sessiz kalan, sonra da gelip oy isteyen siyasetçilere ihanet ederiz..
Onlar havalimanımızı taşırlarsa, biz de oyumuzu taşırız…
Orman yangınlarında dikkatimi çeken durum
Önceki gün gazetenin haberlerinin hazırlarken Kozan, Kahramanmaraş ve Antalya’da meydana gelen orman yangınlarına ilişkin olarak Anadolu Ajansı’nın servis ettiği fotoğraflardan gazete girecekleri seçerken dikkatimi çeken bir durum oldu..
Her iki yangında, yanan ormanlık alanlar, tarım arazilerine komşuydular..
Yangın alanlarının yakınları tarım arazileriydi..
İki yangında da, nerdeyse, tarım arazilerinin yanında yer alan ormanlarda yangın çıkmıştı..
Orman yangınlarının çıkış nedenlerinin bu açıdan da ele alınması gerekmektedir..
Eğer, tarla açmak için ormanlar yakılmış ise, yakanların en kısa zamanda saptanarak, adalete teslim edilmeleri gerekmektedir..
Bunun yanı sıra, büyük olasılıkla yangın çıkan ormanlık arazilere komşu tarım arazileri de ormanlık alanlar çeşitli biçimlerde bozularak tarıma açılmış arazilerdi..,
Ormanlık alan içinde tarım arazisi olarak kullanılan arazilerinde araştırılarak, ormanlar bozularak tarım arazilerine dönüştürülmüşler ise, yanan yerlerle birlikte ağaçlandırılarak, yeniden ormanlık alana dönüştürülmelidirler..
EKONOMİ
12 saat önceYAZARLAR
12 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
13 saat önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce