Son zamanlarda sıklıkla duyulan, ancak ne anlama geldiği konusunda çeşitli açıklamalar yapılan EMDR konusuna ilişkin Uzm. Klinik Psikolog Zübeyde Ezgi Horzum bilgiler verdi. Horzum’un sitemiz olaynet.net’e ulaşan açıklamalrı şöyle:
Türkçe açılımı “Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme” olan EMDR terapi, bireylerin gözleri sağa ve sola hareket ettirmesi sonucunda beynin iki yarımküresinin uyarılmasını temel almaktadır. Kişilerin maruz kaldığı rahatsız edici, olumsuz yaşam deneyimleri sebebiyle ortaya çıkan duygusal sorunlar, düşünsel ve davranışsal problemlerin iyileştirilmesinde etkili bir terapi yöntemidir.
EMDR, bireylerin geçmiş travmatik yaşantılarının bugüne yansıyan etkilerini hafifletmede etkililiği kontrollü çalışmalar ile de ispatlanmış bir psikoterapi tekniğidir.
EMDR terapi, pek çok psikolojik ve psikosomatik (psikoloji temelli fizyolojik yakınmalar) rahatsızlığın tedavisinde kullanılabilmektedir. Bu rahatsızlıklar; kaygı bozuklukları, fobiler, taciz, tecavüz, ölüm, işkence, kaza gibi olaylar sonucunda yaşanan stres bozukluğu, depresyon, cinsel işlev bozukluğu, yeme bozukluğu, uyku bozukluğu, fibromiyalji, migren, kronik ağrılar, performans kaygısı, stres.
Geçmişte yaşadığımız acı verici anılar bugünümüzü de etkileyebilir. EMDR terapi bu travmatik anıları ele alır ve bugünümüzde olan bir rahatsızlığın, semptomun geçmiş acı anılarla bağlantısını bulur, bu bağlantı noktasını etkisiz hale getirir. Bugün yaşadığımız semptomların aslında geçmişteki travmatik anılarımızdan kaynaklandığını savunur. Olumsuz inançlarımız, duygularımız problemin kendisi değil aslında var olan bir problemin dışa vurumudur. Bu sebeple, EMDR ile travmatik anının kişinin zihni üzerindeki etkisi hafifletilir. Anının kişi üzerindeki etkisi değiştikçe var olan semptomlar da yavaş yavaş kaybolur. Örneğin; yağmurlu bir günde trafik kazası geçirmiş olan ve araçta sıkışıp kalan bir insan için yağmur kokusu bir tetikleyici olabilir. Farkında olarak veya olmayarak yağmur kokusu duyduğunda kendisini sıkışmış hissedebilir. EMDR terapi bu anıyı tekrar işleyerek kişinin artık kokuya karşı duyarsızlaşmasını sağlar.
EMDR terapisi, sevilen birinin ölümüyle ilgilenen aile üyeleri için de kullanılabilir. Hasta kişinin zamanla güçten düşmesi ve ani ölümüyle birlikte aile üyeleri ve hastayla ilgilenen bireylerin zihninde hasta kişi sağlıklı haliyle değil de daha çok acı çeker bir görüntüyle hatırlanır. Aile üyesi genellikle ölen kişinin olumlu anılarını hatırlayamaz, bu da yas sürecini daha da kötüleştirir ve karmaşıklaştırır.
Acı anıyı tekrar hatırlamak zorlayıcı gözükebilir. Ancak bu acı anının etkileriyle yaşamak daha zorlayıcıdır. Bu acı veren anıyla güvenli bir ortamda yüzleşmek önemlidir. EMDR sadece bugünkü semptomları yok etmez aynı zamanda olumlu inanç ve duyguları da geliştirir.
EMDR Terapisi Nasıl Uygulanır? EMDR terapi 8 aşamadan oluşur.
Danışan Geçmişi: Terapinin ilk aşamasında danışanın sorunlarının kaynağı olan anılar ve gelecekle ilgili hedefler belirlenir ve tedavi planı oluşturulur.
Hazırlık: Bu aşamada danışan EMDR hakkında bilgilendirilir ve terapi sürecine hazır hale getirilir.
Değerlendirme: Değerlendirme aşamasında, terapist danışanın hedef anısı ile ilgili bugünkü negatif inancının, hislerinin ne olduğunu belirlemeye ve bu anıyı pozitife çevirme konusundaki arzusunu anlamaya çalışır.
Duyarsızlaştırma: Bu aşamaya danışanın anı ile ilgili negatif inancını düşünmesi, negatif duygularını yaşaması ve tüm bunların bedeninde yarattığı değişimi hissetmesi ile başlanır. Ardından danışan zihnini serbest bırakır. İçeriğini veya nereye doğru gittiğini kontrol etmeden zihninden geçen herşeyin farkına varır.
Duyarsızlaştırmada amaç, sağ ve sol beyni aynı anda uyararak beynin travmatik anıyı işlemeye başlamasıdır. Terapist çift yönlü uyarımlar esnasında danışana arada sorular sorar. Beynin veri işlemesine yarayan çift yönlü uyarımların ne kadar süreceği kişiye ve anıya göre değişkenlik gösterir.
Yerleştirme: Yerleştime aşamasında danışanın travmatik olaydan kaynaklı, kendisi hakkındaki olumsuz düşüncesinin değişip, daha olumlu bir hale gelmesi beklenir.
Beden Tarama: Danışanın bedenini taraması ve rahatsızlık veren bir duyum hissedip hissetmediğine bakılır. Eğer rahatsızlık veren bir duyum varsa anının işlemesine devam edilir. Rahatsızlık veren duyumların ortadan kalktığı durumda bir sonraki aşamaya geçilir.
Kapanış: Bu evrede terapist danışana geribildirimde bulunur, danışanın; seans sonunda yaşadığı olumsuz duygu, beden duyumu, rüya gibi durumları not etmesi ya da fotoğrafını çekmesi istenir. Rahatsızlık yaşama olasılığına karşın “güvenli yer” gibi kaynaklarını kullanması istenir. Seanstan sonra neler olabileceğini anlatır.
Yeniden Değerlendirme: Bir önceki seansın değerlendirilmesi yapılır. Terapist önceki seansta ulaşılmış pozitif sonuçların yerleşip yerleşmediğini kontrol eder. Ayrıca danışandan gelen yeni verileri değerlendirir. Bu değerlendirmeler sonucunda işlemleme süreci devam eder veya diğer anılarla çalışılmaya başlanır.
İşlenmemiş, geçmiş ve yakın zaman anı veya anıların işlenmesi tamamlandığında bugünkü rahatsızlık veren semptomlar da büyük ölçüde kaybolur. Yine de her bir semptom tekrar taranır ve gerekirse işlenir. Yeniden değerlendirme aşaması ile de bu değişimin kalıcı olup olmadığı kontrol edilmiş ve değişim pekiştirilmiş olur.
YAZARLAR
23 saat önceEKONOMİ
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
3 gün önceYAZARLAR
3 gün önce