“Türkiye’de maalesef para aklanıyor…”

“Türkiye’de maalesef para aklanıyor…”

ABONE OL
28 Ekim 2021 10:07
“Türkiye’de maalesef para aklanıyor…”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İYİP Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunurken,Türkiye’nin, Mali Çalışma Grubu (FATF) tarafından gri listeye (kara para aklama ve terörün finansmanı konusunda eksiklikleri bulunan ve risk içeren ülkeler) alındığını anımsatırken, “Türkiye’de gerçekten para aklanıyor mu?” diye sordu.

Akşener’in grup toplantısında yaptığı konuşmasının ön çıkanları şöyle:

“Sayın Erdoğan’ın millî güvenlik tanımı; kendi koltuğunun güvenliğinden başka bir şey değil. Koltuğunu sallayan her şey ve herkes, kendisi için bir millî güvenlik tehdidi…

Bu ucube sistemin memleketimizi getirdiği, şu ucube duruma bakar mısınız? Yazıktır, günahtır. Oysa, ülkemizdeki esas millî güvenlik tehditleri, aslında nedir biliyor musunuz? Mesela; evine ekmek götüremeyen babalar, tenceresini kaynatamayan anneler, bir millî güvenlik tehdididir.

Mesela; toprağını ekemeyen çiftçiler, hayvanını besleyemeyen besiciler, üretemeyen sanayiciler, bir millî güvenlik tehdididir. Mesela; “Ak Parti’nin kaderi ile, devletin kaderi birdir” diyen, milletine yabancılaşmış siyasetçiler, bir millî güvenlik tehdididir.

Mesela; 5-10 maaşlı danışmanlar, sarayda sefa sürerken,asgari ücretin altında maaş alan emekliler, bir millî güvenlik tehdididir. Mesela; saray korkusundan, yolsuzluk soruşturması açamayan savcılar, bir millî güvenlik tehdididir. Ez cümle, Tüm bunların gerçek sebebi olan, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi, ülkemiz için, başlı başına bir millî güvenlik tehdididir.

Bugün ülkemizi, ilk 20 ekonominin bile dışına çıkarttılar. Bu vizyoner yönetim anlayışının sonucunda, gire gire, gri listeye girdik. Bu gri listede; dünyanın, en büyük ilk 10 ekonomisi arasından, hiçbir ülke yok. İlk 20 ekonomisi arasından da, yine hiçbir ülke yok. İlk 30 ekonomisi arasından ise, sadece Türkiye var. Peki bu listede başka kimler var?

Mesela bu listede; Burkina Faso var Zimbabwe var,Uganda var. Mesela; Filipinler var, Kamboçya var, Suriye var. Gördüğünüz gibi, listedeki her ülke, başlı başına bir başarı hikâyesi… Peki bu listeye, neye göre giriliyor, biliyor musunuz?

Biz elbette, burada da bir haksızlık olduğunu biliyoruz. Amma; ülkemizi bu haksızlığa uğratanın da, bizzat iktidarın kendisi olduğunu, açıkça görüyoruz. Gri listeye neden girdiğimizi, daha iyi anlamak için; öncelikle şu sorunun cevabını vermeliyiz. Nedir o soru? “Türkiye’de gerçekten para aklanıyor mu?” Evet, maalesef aklanıyor.

Bu parayı aklamak için, uğraşmanıza hiç gerek yok. Nasıl mı? Hemen, varlık barışı için müracaat edip; yüzde 1 komisyonla, bu parayı kolayca aklayabiliyorsunuz. Yani; yüzde 1 komisyon ödeyince; Kimse size, “O parayı nereden buldun?” diye, hesap soramıyor.

Yani, bu ucube sistemde, iktidar diyor ki; uyuşturucu mu satıyorsun? Getir paranı. Kaçakçılık mı yapıyorsun? Getir paranı. Türkiye’den para mı kaçırdın? Getir paranı. Yüzde 1 komisyonla, paranı da aklıyorum, seni de aklıyorum. Bu kadar basit.

Para aklamanın dayanağı, nakit paradır. Üstelik, sadece para aklamanın değil; naylon faturanın da, kaçakçılığın da, uyuşturucunun da, yolsuzluğun da, rüşvetin de, ortak noktası, nakit para ile yapılmalarıdır.

Artagan’ın vadettiği nakitsiz ekosistem; bütün bu suçları, temelinden yok edecek çözümler sunuyor. Varsın onlar, beceriksiz yönetimlerine kılıf arasınlar.

Yetkiyi aldığımızda; Artagan ile, blok zinciri temelinde, dünyanın en gelişmiş finansal sistemini kuracağız. Dünyanın en şeffaf devletini, ve dünyanın en ileri demokrasisini inşa edeceğiz. Ülkemizi gri listeden çıkartıp, önüne bembeyaz bir sayfa açacağız. Milletimizi, hak ettiği yarınlara, ülkemizi de, hak ettiği itibara kavuşturacağız. Kimse merak etmesin.

Ak Parti iktidarı, milletimizin dertlerini umursamayı bırakalı çok oldu. Attıkları adımlarda, aldıkları kararlarda, milletimizin gerçeklerine dair, bir empati kırıntısı bile göremiyoruz. Biliyorsunuz, 2022 bütçesi, Milletin Meclisi’ne geldi. Normal şartlarda, bir sonraki yılın bütçeleri, toplumu heyecanlandırır.

Nitekim; aynı 2021’de olduğu gibi, Sayın Erdoğan’ın 2022 bütçesinde; Yine heyecan yok, yine umut yok. Çünkü bu bütçede; yoksulluğa çare yok. Enflasyona çare yok. İşsizliğe çare yok. Gelir dağılımındaki adaletsizliğe çözüm yok. Bu bütçede; çiftçilerimize yeterli destek yok. Milletin borçlarına çare yok.

Milyonlarca çiftçiye verilen desteğin, iki katı para demek. Vicdansızlığa bakar mısınız? Dahası var. 2021 yılında, 31 milyar lira olan bu ödenek, önümüzdeki yıl için, yüzde 37 artırılmış, 42 buçuk milyar liraya yükseltilmiş. Saray müteahhidine gelince, artış, gerçek enflasyon kadar.

Buradan, “Yol yapıyoruz, tünel yapıyoruz, köprü yapıyoruz, hastane yapıyoruz, ama milletimizin cebinden bir kuruş çıkmıyor.” diyenlere sesleniyorum; Bu parayı nereden ödüyorsunuz? Bu para milletin parası değil mi? Ve siz, bu kadar açık-seçik yalan söylemekten, hiç mi utanmıyor musunuz? Ayıptır, günahtır.

Sayın Erdoğan duymazdan geliyor. Mesela; babalar, eve ekmek götüremiyorum diyor, Sayın Erdoğan kafasına çay fırlatıyor.Mesela; emekliler, geçinemediğini söylüyor, sayın Erdoğan markete gidip, fiyatları makul buluyor. Mesela; 740 bin sağlık çalışanı atama bekliyor, Sayın Erdoğan, oralı bile olmuyor.

Merkez Bankası politika faizini 200 baz puan indirerek yüzde 16’ya çekti. Havuz gazetecilerinin bile savunamadığı bu akıl dolu hamle sonucunda ( belki bu yeni hamle de Nobel’e aday olabilir, ekonomi bağlamında) dolar 10 TL’ye dayandı. Milletimiz kaybetti. Kararın bizzat sayın Erdoğan’ın talimatıyla alınmış olduğunu herkes bildiği için de Merkez Bankası bağımsızlığının tabutuna da son çivi çakılmış oldu.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP