Köylüye “bir yıl” sonra verilen sözün düşündürdüğü…

“Geçtiğimiz yıl Kozan’da yaşanan orman yangınının üzerinden altı ay/ yarım yıl geçti… Konuyu biraz anımsatmakta yarar var; Yangın yöresi, genelde geçimini orman ürünleri, hayvancılık, çiftçilikle sağlamaktadır. Kiminin hayvanları vardır ağıllarında, kiminin yörenin iklimine uygun ürün yetiştirdikleri bahçeleri, kiminin mevsimlik ürün ektikleri tarlaları vardır. En önemlisi de; yaşam alanları orasıdır, evleri, tanıdıkları, bildikleri, çocukları hep oradadır. Yangının çıktığı yöre, birçok yurttaşın bir arada yaşadığı, bir arada geçimini sağladığı yer… *** Kozan’ın Kuyubeli yöresinde çıkan yangın evlerin, bahçelerin, tarlaların yanmasına neden olmuş, Bakan Pakdemirli’ye göre “35–40 kilometre hızla esen rüzgar yangının yayılmasında etkili olmuştu! O gün, Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar, yaptığı açıklamasında “yerleşim alanlarına da sıçrayan yangında can kaybının olmamasına sevinmekle birlikte, birçok hayvanın telef olması, ormanlık alanın kile dönmesi bizi derinden üzdü” diyerek durumun önemine vurgu yapmıştı. Yangına köylülerle birlikte Orman Genel Müdürlüğü’nün iki uçağı, ondokuz helikopteri, otuzun üzerinde arazözü, iş makineleri çalışıyor, bir yandan da Anakent Belediyesine bağlı itfaiye ekipleri, ASKİ boş durmuyordu… Yangının, yoğun poyrazın etkisiyle beklenenden hızlı yayılması nedeniyle altı köy boşaltılmak zorunda kalmıştı! Dumanla bürünen gökyüzü, yanan orman, “telef olan” hayvanlar… “Mal” canın “yoncası” bilinmişse eğer…” *** Yukarıda yer alan satırlar, altı ay önce “bu köşede” yer almıştı. Kozan orman yangının üzerinden geceleri hem uzun/ hem soğuk bir kış geçmişti. Evsizler vardı. Konteynırlarda yaşayanlar vardı. Geçimleri buraya bağlı olanlar vardı. Geçen bir yılı aşkın sürede “gelecek” sevindirici haberle mutlu olacaklar vardı. Şunu dürüstçe söylemek gerekir ki; “iktidar” sözcüleri arada-bir bölgeye gitmiş olsalar da, her varışlarında “belli” isimlerin yanına vararak/ belli insanlara güven verseler de, sevince neden olduklarını hiç kimse yadsıyamaz! Kiminin evi yoktu, kiminin hayvanları yangında zarar görmüştü, kiminin ekili ağaçlarının bulunduğu bahçeleri yerle bir olmuştu. O günlerde, “iktidarın” bakanları gelmiş/ sözler vermiş/ açıkta bırakılmayacakları söylenmiş/ tüm zararlarının en kısa sürede karşılanacağı belirtilmiş… Sonra mı? Birkaç gün önce, bir yıl önceki yangın bölgesine giden AKP Adana Milletvekili Abdullah Doğru, OR-KÖY ile AFAD’ın ödemeleri yaptığını belirterek, TOKİ ile yanan evlerin yapım aşamasına gelindiğini, resmi gereklerin tamamlanmasının ardından/ bir yıl içerisinde evlerin köylülere verilmek üzere çalışmaların sürdüğünü belirtti! *** Evine “kara bulutlar” düşenin önünde hep bir uzun bekleyiş, hep bir söz verene güveniş oluşur çoğu zaman… Bu bölgemize bolca yaşatılan bir olgu değil mi, “iktidar” kanadından; gelen “iktidar”, söz veren “iktidar”, yapacak olan “iktidar”, yerel yönetimlerin yapacağı yardımlara engel olup/ çalışmaları “tek elden” yapma gücü olan  “iktidar”… “İktidara” göre Karadeniz bir başkadır; doğu, batı, güney “hep” sona yaklaşırken anımsanır! Bir yıldır “nerelerdeydiniz” dendiğinde, geçerli gerekçeleri var! “Gecikme nedeni, bu bölgede arsa tapularında, akrabalar arasında imza-izin belgesi (=muvafakatname) verilmesi süreci nedeni ile yaşandı. Bu sorun, arsa/ tapu sorunu çözüme ulaşan yurttaşlar için görüşmeler yapıldı, yapım süreci hızla ilerliyor” denilmekte… Köyde yaşamını sürdüren, köyde üretim yapan, hayvancılık yapan, toprağı eken, kentin birçok gereksinmesini karşılayan, sisteme “yük” olmaktan daha çok/ sistemi “sırtlayan”  köylünün arsasında/ tapusunda çıkan “sorunlardan” dolayı gecikme yaşandığını, ancak bunların da çözüldüğünü anlıyoruz! Yapılan açıklamada ayrıca şu tümce de yer alıyor: “Hayvanı, bahçeleri yanan vatandaşlar için bir ödeme planı üzerinde çalışılıyor, inşallah onun da güzel haberlerini paylaşacağız!” Hayvanların bakanlıktan kimlikleri, ayrıca ağaçların yine bakanlıktan belgeleri mi gerekliydi de “bir yıl” beklenmiş, daha da beklenmesi isteniyordu; soru yanıtsız! *** Kozan’ın orman köylüsü; yangında geçimini yitiren/ bir yıldır bekleyen/ önümüzdeki kış ayını konteynırlarda geçirecek olan köylüler… Hayvanları/ ekili bahçeleri zarar gören, en önemlisi toprağı cıscıbıdak bekleyen köylü için Vekil Doğru’nıun dedikleri ne denli inandırıcı, ne denli güvenilir onu önümüzdeki süreç gösterecek! “İktidar” açısından bölgenin “pek de” anlamlı olduğunu, buradan çıkan vekillerin “pek de” bölgenin sorunlarını çözmek için uğraş verdiklerini söylemek/ tüm veriler göz önünde bulundurulduğunda “anlamlı” durmuyor! Ekonomide yaşananları, işsizlikte büyümeleri biliyorduk; bir de buna orman yangınlarındaki gecikmeleri eklediğimizde… Sonucu bekleyip, göreceğiz! Aklına “seçim/ meçim” kokusu gelmeyen var mı? 130921
Benzer Videolar