“Börülce” denince, dağda bir başına yetişen yemişlerden biri olduğunu düşünenler de varmış…
Önlerine “fasulyenin” üzeri beneklisi olarak çıkmasıyla şaşıranların olmasında anlaşılmayan durum yok öyleyse…
Ne sorgusuz, ne donuk, ne tekdüze olduk böyle?
“İktidarın”, yurttaşın önüne koyduğu,
Yerelin, kentlinin önüne koyduğu,
Siyasilerin “yeni” diye örgütün önüne koyduğu…
Sözüm ona, “fasulyeye” alıştırılmış mideye, “ayrı” olsun diye sunulan “börülce” gibi…
Her şey “sahiplenilmiş”, her şey “birilerinin” kıskacına bırakılmış, her şey…
***
Geçtiğimiz günlerde yapılan CHP İlçe Kongrelerinin sonuçlarını, yönetime seçilenleri, il delegesi olarak listede yer alanları isim isim irdeleme gereği duyan oldu mu bilmiyorum…
Koca kentte bulunan seçmenleri avuçlarına al, oradan-oraya isimlerin yerlerini değiştir, orada yetkilen, burada söz veren ol!
Alın size örgüt, alın size siyasi görüşe yakın sivil toplum örgütleri, alın size danışmanlıklar, alın size…
Aklınıza geleni yazın!
***
İçerisinde demokrasi, içerisinde insan, içerisinde sorgulama olmayan “siyasi” yapılardan biri olarak bilinenlerden “olmadığı” sürekli yinelenen, “sosyal demokrat” düşüncenin yurdumuzdaki en büyük kitlesel partisinde bunların yaşanıyor olması…
İşin en önemli yanı da…
Partinin emekçileri “börülcenin” fasulyegillerden olduğunu bilmesi…
Şimdi “yeni” isimler denilerek, “yeni” bir örgüt anlayışı denilerek, geçmişin “yanlışından” arınılmış denilerek…
Geçmişte örgütlenme adına, bilgilenme adına, üleşme adına “yanlış” yapanların, “bugün” bile belirgin biçimde listelerde yer almaları…
Ayrıca “her” yerde olması gerekliymiş gibi, “örgüt” adına geçmişte yarar sağlamışlar gibi yer bulmaları için safların aralanması…
Güvenceleri milletvekillerinden gelenler gibi…
***
“Her şey çok güzel olacak” üzerinden “pay” alması gereken öyle “niteliklerden” söz etmek olası ki…
Çoğunu bilirsiniz; el ovmak, birinin adamı olmak, çıplak kıralı görmemek, koltuk uğruna dönüşler yapmak, fırsatını bulduğunda kıvırmak gibi “gevşemelere” karşı yaşamı boyunca uğraş vermelerine karşın “bugün” için bile “örgüt” yapılarına isim yazdıramıyorlar!
Bir “örgüt” içerisinde sözleri olabilse, “demokrat” anlayışın yerleşmesi için öyle çabalar gösterecekler ki…
Ama yok, “sistem” partisi olmadıklarını yer yer belirtmiş olsalar da; “kendi sistemlerini” koruyabilmek, “kendi bildiklerini” ayakta tutabilmek, “kendi çevrelerini” listelere yerleştirebilmek için “börülceyi” yeni diye benimsetmeleri gerekiyordu!
Onu yapmayı sürdürüyorlar!
***
CHP İlçe Kongrelerinin sonuçları, yönetime seçilenleri, il delegesi olarak listede yer alanları incelerken, seçim öncesi yurttaşın ağzına “pelesenk” olan o sözle içselleşmesini beklerdim…
Daha genç bir yönetim, daha verimli çalışacak isimler, listeyi dolduracak değil “örgüte” yaralı olacak isimlerin ağırlıkta olmasını isterdim…
Öyle “her” dönem birilerinin koltuk altına giren,
Girdiği koltuk altında kendini “vaz geçilmez” sayan,
Her liste oluşumunda “adına” yer açılacağına inanları “uzak” tutardım…
“Börülce” denince, dağda bir başına yetişen yemiş olduğunu düşündürenleri saflardan uzaklaştırırdım…
Siyasi tarihe bir bakın, toplumu yaralayan tüm olgular bunların “sınırsız” doyumlarından kaynaklamıştır…
ADANALI ASBESTLİ BORUDAN SU İÇMEMELİ…
Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar, CHP’nin Pozantı İlçe Binası açılışında yaptığı konuşmada “Adana’nın üçte birinde sağlıklı su yok! Asbestli borudan su içiliyor! Kanserojen etkisi olan borulardan su içiliyor” dedi.
Yoğun yağışlardan, depremde yaşanacak en az zarar için ne yapılması gerektiğine değin bir dizi sorunda “eli-kolu” bağlı olmak yeğlenince; özellikle yaz aylarında artan karın ağrısı, ishal, halsizlik gibi durumlarda “içme suyu” bir yana atılarak çeşitli hastalık isimleri ortaya atılır!
Kozan’da, Başkan Kazım Özgan’la geçmiş dönemde aramızın açılmasına neden olan konu da suydu!
İçme suyunda koli-basili bulunduğu söylenmesine karşın, hastaneye “tedavi” için gelenlere “şevkiye hastalığı” diye adlandırılan bir isimden söz edilmişti, o yıl…
Başkan Karalar’ın “içme suyunda” kanserojen etkisi oluşturması olası asbestli borulardan söz etmesi, bu işin gerçeği…
Suyun, gözünde temiz-içilebilir olması yetmiyor; evlere dağılması aşamasında kullanılan malzemelerin de sağlık açısından uygun olması gerektiği, yıllar öncesinden bu yana kullanılan malzemelerin insan sağlığına zarar verdiğinin de bilinmesi gerekiyor…
Beş yıl içerisinde “asbestli” boruları projelenip, birçoğunun yenileneceğinin sözünü veren Başkan Karalar desteklenmeli…
130120
YORUMLAR