İkibinondört yılının sonunda, Sheraton Otelde düzenlenen “Dünya Kenti Olma yolunda Adana” konulu söyleşide şunları söylüyor, ADASO Başkanı Zeki Kıvanç:
“Adana’yı kent yaşamıyla, sanayisiyle, tarımıyla, yeniden cazibe merkezi yapmak için çalışıyoruz” diyor.
Başkan Kıvanç, konuşmasının bir bölümünde de şunların altını önemle çiziyor:
“Sanayinin gelişimi için altyapı, yatırım, çevre, ticaret, hizmeti turizm gibi birçok alanın dengeli biçimde kurgulanması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki kentleşme modelinin temelinde de bu uyum yaymaktadır.”
***
Yıllardır konuşulan bu olmasına karşın; ‘iktidarın’ özenle uzak durduğu konu da bu değil mi?
Adana’nın Her gün biraz daha ‘güç’ yitirmesi,
Biraz daha yoksullaşması,
Biraz daha karmaşık olaylara gebe olması,
Tarım sanayisi ya da diğerlerinin biraz daha bir başına kalması,
Kent yaşamından uzaklaşılması…
Salt Adana mı?
Yurdun her yanından benzer kaygılar, çırpınışlar, bitişleri tükenişler duyuluyor!
Tarım üreticisi, makine sanayi, piyasa çığlıklar atıyor!
Toplumda ‘uçlaşmış’ katmanlar arasındaki uçurum büyürken, ‘üretim’ her geçen gün bir yerlerinden budanıyor, dışalımla sağlanan ürünlerle gereksinen besinler evlere giriyor, ekim alanları azalıyor, tarım ürünleri katma değersiz bile pazar bulamıyor…
Ya çözüm?
***
Bir konuyu söylediğiniz, anlattığınız, söz verdiğiniz “yer” çok önemli.
Adana’nın en lüks otelinde;
Ayakları toprak,
Elleri soğuk su,
Günleri doyumsuzluk,
Mutfakları yokluk,
Çocukları işsizlik bilmeyenlerin bir araya gelerek düzenledikleri söyleşi ne denli içten, ne denli gerçekçi, ne denli içi dolu, ne denli gelecek için sorgulayıcı olur ki?
Başkan Kıvanç’ın, o günlerde söylediği şu sözleri de anımsayalım:
“ADOSA olarak Adana’nın marka kent olmasına yönelik son dönemde gerçekleştirilen tüm çalışmaların sonuna dek destekçisi olacağız.”
‘İktidar’ nasıl bir atılım göstermiş, nasıl bir gelişme içerisine girmiş, Adana’nın marka olabilmesi için hangi varsıllığını öne çıkarmışsa artık…
***
Dört yılı aşkın bir süre geçmiş aradan…
Lüks otelde, o gün, o söyleşiyi izleyenlerden kaçı denilenleri anımsar bilmiyorum.
Çoğu zaman sevmediğim, ancak buna benzer konularda yararlandığım için önemsediğim teknolojinin ‘sormasını bildikten’ sonra ‘bilmediği-yanıtlamadığı’ soru yok!
Başkan Kıvanç, önceki günlerde düzenlenen “İstihdam Seferberliği 2019” konulu etkinlikte bazı saptamalar yapıyor, diyor ki:
- Cumhurbaşkanımıza söz verdik.
- Hükümetimizin de desteğiyle, ülkemizin bekası, milletimizin refahı için toparlanma sürecine katkı sağlamayı sürdüreceğiz.
- İstihdama katkı sağlamanın, işsizlerimize iş-aş kazandırmanın mutluluğunu yaşayacağız.
- Hükümetimizin sağladığı istihdam destekleri ile finansmana erişimdeki sıkıntılarımızın çözümlenmesi, iş dünyamızın da çabasıyla Adana olarak ellibin yeni istihdamı başarabileceğiz…
***
Burada dikkat çekilmek istenen konu, ‘hükümetin’ destek olması durumunda ‘istihdamda’ sağlanabilecek gelişmeler…
İş insanlarının, geçtiğimiz süreçte yaşanan krizle birlikte ‘her tür’ sıkıntılara karşı korunduklarını gizlemeye ya da söylerken yutkunmaya gerek yok!
Zaten Başkan Kıvanç’da konuşmasının son bölümünde desteklerin sağlandığını belirtirken;
Nisan ayı sonuna dek, üç aylık süre için (burası önemli) her ek ‘istihdama’ prim-vergi-ücret ödenmeyeceğini, çalışanın maliyetinin sıfır olacağını, ilerleyen ayların da pirim ile verginin devletçe karşılanacağını, söylüyor.
Çalışanlar için de yapılan istihdama yönelik ücretin, asgari ücretin, prim-vergi desteğinin, kısa çalışma ödeneğinin, önce işbaşı-eğitim ardından istihdamın, nitelikli işgücü eğitiminin, önemine vurgu yapılıyor…
***
Kapitalizmin, daha çok da ‘kapitalist’ olmayı başaramamış ‘özencilerin’ doyumsuzluğuna, servet düşkünlüğüne, güç hırslarına, banka hesabı tutkularına, ‘hep benim olsun’ yaşam biçimlerine, ‘koltuğu bırakmam’ sevdalarına özlemle bakamadım hiç!
Bunların da emekçi katmanın yararına, emekli katmanın erincine, işçi sınıfının gönencine yönelik çaba harcayacaklarına inanmadım hiç!
Bir ülkenin ‘resmi’ organları ‘açlık sınırını’ belirlerken, iktidar ile yapıdaşları ‘asgari ücreti’ bunun altında belirleyip-övebiliyor! Bunu ‘destek’ sayabiliyor!
Dört yıl önce sözü edilen “kent yaşamıyla, sanayisiyle, tarımıyla, yeniden cazibe merkezi olması için” çaba harcanan Adana bugün nerede?
Dört yıl boyunca bir yandan iş insanları, bir yandan iktidar ne yapmadı da bugün Adana işsizlikte ön sıralarda, neden ‘ellibin istihdam’ diye yola çıkılırken, bir yandan da ‘iktidar’ sözü edilmeden geçilmiyor?
Dört yıl boyunca altyapı, yatırım, çevre, ticaret, turizm ‘hizmetleri’ ne ölçüde giderildi? Şimdi ‘iktidar’ için uğraş veren büyükkent belediyesinin birkaç yıl önce yerel ‘iktidar’ sözcüleri tarafından yalnız bırakıldığı, bitmeyen ‘köprü’ konusunda bile yaşananlar unutuldu mu?
Sözü edilen ‘ellibin istihdamı’ dört yıl geçmeden soracağız…
050319
YORUMLAR