Bir yandan ‘ittifak’, bir yandan ‘aday belirleme’ konusunda genel merkezlerin ‘siyasi partiler yasası’ gereğini yerine getirmek için ellerinden geleni yapmaları seçmen önünde değerlendirilmek zorunda.
Meclise gönderilen ‘vekilden’, yerelde görev alacak ‘belediyeye’ değin seçmenden uzak tutulan ‘isimler’ tüm partilerde küçük seslerin oluşmasına neden oluyor artık!
Seçmen mecliste ‘sorununu’ anlatacak ‘vekil’ arıyor…
Seçmen aradığında ulaşabileceği ‘vekil’ arıyor…
Seçmen yüreğini ısıtacak tutum sergileyen ‘vekil’ arıyor…
Seçmen çözüm üretecek ‘vekil’ arıyor…
Bulabilen, ulaşabilene, ulaşıp bulsa bile ‘kendini’ anlatabilene, çözüm ürettirebilene aşk olsun…
***
Aynısı yerel yönetim için de geçerli değil mi?
Seçmen sandık başına gidene dek kimlerin ‘vaatleri’ kapı aralığında belirmiyor, hangi eksiklerin tez zamanda çözüleceğinin sözü verilmiyor ki…
Sonra…
Başkanı, yardımcısı bir yana…
Meclis üyesini bile yerinde bulabilene,
Meclis üyesini bulsanız bile ulaşabilene,
Meclis üyesine ulaşsanız bile kendisini anlatabilene aşk olsun!
Şimdi yerel seçimler yaklaşırken ‘yine’ toz gülücükler çoğaldı, kapılar ‘gün’ girecek denli aralandı, eldeki umutlar dağıtılmaya başlandı.
Bir yandan da Ankara’dan gelecek sese kulaklar dikildi…
Seçmenine, partilisine, yaşadığı kentin yaşayanına ‘sorun beni’ diye direten isim o denli az ki!
Genel merkez ‘adaysın’ dediğinde sorun bitecek!
Güç, son söz, son karar genel merkezin elinde; genel merkez adayı belirleyecek, seçmen oyu oyunu verecek…
Bu koşullarda yapılacak bir seçim için, ‘adayın’ seçmenden uzaklaşmasınca doğal ne olabilir ki?
Bizdeki böylesi bir demokrasi; sevsinler!
***
Öyle de, siyasi partiler neleri göz önünde bulundurarak bu ‘adayları’ belirliyorlar, sordukları-danıştıkları yerler neresi, bu işin ölçüsü ne?
Aylar öncesinden böyle bir çalışma yapmış örneğin CHP, orada yer alan bazı maddeler şöyle:
* Kamuoyu yoklaması yapılacak…
Adayın genel merkezden belirlenmesinde böyle bir çalışmanın etki nasıl olacak anlamak zor! Nedeni, yoklama yapılırken partiliye mi, kentliye mi sorulacak? Bir siyasi parti genel başkanın sorulması gibi…
* Halkta, parti örgütünde karşılığı olacak…
Bunun kararını verecek olan merkez değil de, o örgüt olmalı. Örneğin Adana’nın il-ilçe örgütlerini Ankara’dan gelenler ne denli bilebilirler, sordukları kaynaklar ne denli objektiftir…
* Vizyonu, projeleri aranacak…
Aylardır izlediklerimizin arasında böylesine bizleri şaşırtacak ‘sesler’ duymadık! Duyduğumuz, parti ‘aidiyeti’ olmayan isimlerin de zaman zaman ‘bununla kazanırız’ tutarsızlığıyla gündem olması…
* Aday kentini, sorunlarını bilecek…
Tüm seçmenin istediği de bu. Ancak bunun kararını verecek olan bu kentin dışında olmamalı; burada partinin üyesi, seçmeni, emekçisi öncül sayılmalı…
***
Geçtiğimiz hafta yurdumuzun dörtbir yanından olduğu gibi, Adana’dan da bazı aday adayları Ankara’da ‘o gün’ açıklanacak olan liste içerisinde olmayı beklediler!
Ama yoktu!
Yeni İP’le daha anlaşmaya varılmamış, nerede aday çıkarıp-çıkarılmayacağı konusunda karar verilmemiş olduğundan bu hafta sonunu beklemek üzere birçokları elleri boş döndü!
Bir hafta daha beklenecekti!
Adayların tümü partinin ‘ölçütlerine’ uyduklarını düşünmelerine karşın, kendilerini partiliye anlatmak yerine, karar verici genel merkez olduğu için birçoğu kendini kilitlemiş durumda…
Bir aday adayının ‘açıklamayı bekliyoruz’ demesi, ne denli demokrasiye, kulağa, insana hoş gelir; anlamak zor!
***
Dün yazdığım gibi…
‘İttifak’ bu ülke için, bu ülkenin insanı için, bu ülkenin insanın geleceği için olmalı…
Günlerdir yapılan ‘cambazlıklardan’ yurttaş ala-bora olmuş deniz aracına döndü, ayazda kalmış yüze döndü, krizde boğulan esnafa döndü, tohumunu alamayan çiftçiye döndü, maaşını yetiştiremeyen asgari ücretliye döndü, gereksinmesine yetemeyen emekliye döndü…
Bu yurt için, bu yurdun yurttaşı için yapılanlar ‘yeter’ ama!
Artık karar verin!
111218
YORUMLAR