Sorunlara çözüm üretecek ‘vekil’…

Albenili sözler hoşumuza mı gidiyor acaba?

Sen güçlüsün,

Senin ‘iradenin’ önünde kimse duramaz,

Senin istediğin olur…

Bir de ‘sen’in beklediği sözler;

Onlar zayıf,

Onlar güç yitiriyor,

Onların hırçınlığı dorukta…

Tümcelere ‘albeni’ yüklemenin sınırı yok!

***

İktidar milletvekilleri geldiğinde, Adanalının yüzde birinin yararlanmayacağı hükümet ‘icraatları’ anlatılır…

İstenir ki katılımcılar onlarla mutlu olsun,

İstenir ki onlar için kendileri değer kazansın,

İstenir ki alkışlar ayaklarını yerden kessin…

Çoğu zaman da öyle olur!

Adanalı üzerinden geçmediği;

Bazı açıkların da cebinden çıktığını bir yana bırakarak İstanbul’daki tünellere,

Boğazdaki köprülere,

Beş yılda ikinci kez yapılma gereği duyulan ancak ikincisinde de işleri duran Adana-Kozan karayoluna,

Ülkedeki büyüme dünyayı kıskandırırken Adana’nın yoksullaşmasına ‘kulaklarını’ tıkamışçasına alkışlar!

Daha başta tümcelere ‘albeni’ yüklenince…

***

Geçtiğimiz günlerde Adana’ya gelen CHP Parti Meclisi Üyesi Gökhan Günaydın, 24 Haziran öncesinde Adanalı seçmeni bilinçlendirmek adına bir toplantı düzenliyor…

Muhalefet elbette yaşananları, kaygıları, gözlemleri, olasılıkları değerlendirecek…

Bunun yanı sıra da, seçmeni ‘hoşnut’ etmeden öte, bilinçlendirecek ‘yeni’ bilgiler de vermeli…

Günlük televizyonda, gazete manşetlerinde olmayan ‘başka’ bir şeyler…

Bir de Adanalının ‘bilinen’ sorunlarına çözüm odaklı öneriler…

Sayın Günaydın ne dedi biliyor musunuz?

Ekonomi kötü, dedi.

Banka faizleri yüzde yirmiye çıktı, dedi.

Dış borç sekizyüzseksen milyar dolara dayandı, dedi.

OHAL altında seçime gidiyoruz, dedi.

Altmış milyar dolarlık özelleştirme yapıldı, dedi.

Ekonomi, tarım, emekli, işçi, memur zor durumda, dedi.

Onaltı yıllık saltanatın sonu geldi, dedi.

MHP’nin oyu yüzde altı-yedi, dedi.

İYİ parti’nin oyu MHP’nin oy oranının üzerindedir, dedi.

AKP’nin oy oranı kırkbir-kırkiki düzeyinde, dedi.

Milletvekili Adaylarının belirlenmesi için önseçim yapılmasına zaman yok, dedi.

Artık bu karanlık tünelin sonuna gelinmiştir, dedi…

Toplantıyı izleyenler arasında yer alan albeniseverler bir güzel alkışlamışlardır kanımca!

***

Bu mu gerçekten halka verilecek umut, halka verilecek gelecek…

Adana’ya ya da bir başka kente yola çıkan bir politikacının; ‘öncelikle’ o bölgenin hangi sorunlarının olduğunu, o sorunlara hangi çözümler üretilebileceğini, bugün için neler yapılması gerektiğini bilmesi bir zorunluluktur.

Bu bir yerde ‘derse çalışmak’ anlamına da gelir!

İktidarın medyada yer alan ‘tekmili birden icraatlar’ izlencelerini izliyoruz.

Bir-iki yarı yamalı muhalefet yapan muhalefet medyasında yer alan izlenceleri de izliyoruz.

Bu albeniyi sevenler kızmasın da…

Buralardan duyduklarımızı yineletecek birine ne gerek var ki?

Adana’ya ‘ayrı bir bakış, ayrı bir yorum’ katmayacak buluşmalara ne gerek var…

***

Adana’yı Adanalı biliyor…

Adanalı yaşadıklarını biliyor…

Adanalı yoksulluğunu biliyor…

Adanalı üreticisinin, emeklisinin, işsizinin, esnafının, sokağının yaşadığının biliyor!

İktidar olsun, muhalefet olsun bu sorunlara çözüm üretecek ‘vekil’ istiyor!