Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

İnsan yaşamı seviyor…

 

Silaha neden gerek duyulur?

Güvenlik ile korunma amaçlı olduğunu düşünenlerin sayısı oldukça çok olmasına karşın, ‘biraz’ da ‘güç’ göstermek için kullanıldığı, bulundurulduğu, taşındığı konusunda düşünceler var.

Silaha karşı ‘hep’ soğuk durdum; onun verdiği bana yalnız soğukluk!

Son yıllarda bireysel silahlanmanın büyük oranda arttığı, bununla birlikte de kullanılan silahların yüzde seksenden fazlasının ruhsatsız olduğu konusunda veriler olduğu söyleniyor.

Kiminin gittiği köy düğününde,

Kiminin gittiği bir yaylada,

Kiminin kafası bozulduğunda boşluğa,

Kiminin iki duble içkinin ardından sağa-sola…

Silahı olanın ‘kullanma’ nedenleri oldukça çok; sevinir sıkar, üzülür sıkar, biriyle tartışır sıkar, biri yanındakine söz söyler sıkar, istediğini alamaz sıkar, verdiğini alamadığında sıkar…

***

İnsanımızı bu denli ‘empatiden’ (duygudaşlık) uzaklaştıran, aralarına engeller koyan, en küçük bir anlaşmazlıkta sopaların kalkmasının nedenleri üzerine kafa yormak zor mu?

Ülkemizdeki yirmi milyon silahın onyedi milyonu ruhsatsız deniyor.

Ya diğer ruhsatlı üç milyon…

Kime-neye karşı bu silahlanma, ya da önüne geçmek yerine her geçen gün katlanarak artması karşısında bu umarsızlığın yanıtı ne olabilir?

Yaşanan silahlı olaylar, olaylarda yaralananlar, yaşamını yitirenler bir önceki yıla göre yüzde yirmisekiz artış gösteriyor. Bugün, üç yıl öncesinin iki katını geçmiş!

Silah kullanımı ile birlikte toplumda insanlar arasında korku, sindirme benzeri davranışlarda da görülebilir büyümenin varlığı unutulmuyor!

Geçtiğimiz yıl TRT’de yaptığı açıklamada ‘vatandaşın ruhsatlı silah almasında önüne engel çıkartılıyor, sayım İçişleri Bakanımız bununla ilgili yasal düzenleme talep edecek, milletimizin ruhsatlı silah almasının önü açılacak’ demişti Başdanışman Şeref Malkoç.

Sokak şiddet, ‘istismar’ olaylarıyla boğuşuyor!

İyi mi oluyor?

***

İnsanların bir arada yaşamasının ilk koşulları; anlayış, hoşgörü, duygudaşlık olsa gerek…

Bunların olmadığı, ya da gerilere atılmasına neden olacak olguların önünün açılması için harcanan çaba; toplum yaşamında yaraların açılmasına, sindirimsiz anlayışın egemen olmasına, tek yürek olmanın yok olmasına neden olacaktır.

Birbirine güven duygusu olmayan, bir komşusunun acısını üleşmekten uzak duran, yardımlaşmadan uzaklaşan bir mahallenin ‘yalnız’ kalabileceği durumları düşünmek bile acı vermeye yetiyor olmalı.

‘Silahlanmanın önünü açalım…’

Bu ülkenin silahlı kurumları var. Bunun için eğitim görüyor, bunun için yetkiler veriliyor!

Bu eğitimin, bu yetkinin ‘sivil yurttaş’ için de olabileceği düşünülüyorsa eğer; bu güvenlik güçlerine yapılacak haksızlık olduğunca, ‘güvensizlikleri’ de birlikteliğinde getirebileceği göz ardı edilmemeli…

***

Genel durum bu…

Bir de yereli var bunun…

CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer bir açıklamasında ‘Adana, bireysel silahlanmada İstanbul’dan sonra ikinci sırada’ dedi.

Ülkenin en ‘yoksul’ iki kentinden biri olmasıyla ‘bağ’ kurulması anlamsız mı acaba?

Adanalı neden silahlanmış, neden silahın verdiği soğukluk yeğlenmiş? Enine-boyuna araştırılması gereken bir konu kanımca…

Yalnız Adana’da değil, yurdumuzun çeşitli bölgelerinden birçok haberler geliyor. Ruhsatlı, ruhsatsız, ya da beylik tabancasını kullanarak, ‘içinde’ bulunduğu bungunluktan kurtulmak için estirdiği yıldırgan davranışıyla oluşan tablolar…

İçi biraz didiklendiğinde ya bir ekonomik olgu, ya da başka bir anlaşmazlık ortaya çıkıyor.

Silahta, tüm bunların ‘tek’ kurtuluşu; öyle mi?

Yapmayın…

***

Adamın balkonunda içtiği iki sigara ile, iki duble içeceğini elinden almak için çabalar harcayan iktidar, toplu yaşamın var olması gereken reflekslerini yok eden ‘silahlanmayı’ önleme çalışmaları ‘hep askıda’ kalması acılı bir durum…

Güvenlik ya da korunma amaçlı olsa bile, üzerinde çok düşünülmesi gerekecekken ‘silahlanmanın önü açılsın’ düşüncesi korkunun yaşamımızda yer almasını isteme duyarsızlığı.

Yetişkinlerin değil, çocukların bile elinde oyuncak olması mı bekleniyor?

Yapmayın; bırakın!

İnsan yaşamı seviyor…

080318

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç