Soner Çetin mi; Bırakın Adana kararını versin!

Hep ‘böyle’ olur…

Halkın umudu, halkın beklentisi olmaya başlandığında; bir büyülü el uzanır, kim olduğu, nasıl olduğu anlaşılmayan biçimde ‘aldatıcı, kandırıcı’ eylemler ortaya çıkarılır…

Durun bakalım biraz, denemez nedense…

Seçmen ‘tıpış tıpışlanır’…

Seçmenin ne ‘bireyliği’ kalır teorideki gibi, ne de adı-sanı…

Oradakiler, uzanan ‘büyülü eli’ bükmek yerine öper, yalar, seçmenine salar…

İyi mi?

***

Son günlerde İstanbul, Ankara, Adana gibi Büyükşehir Belediyelerinin olduğu kentlerde, kimin aday olacağı konusunda ‘isimler’ ortaya atılıyor!

Ulusal gazetelerin, çığırtkan gazetecilerinin, ranta dönüşen köşelerinden isimler veriliyor!

Örneğin CHP ile hiç ilgisi olmayan, partinin içerisinde emek harcamamış, her hangi bir seçin sonucunu beklerken heyecan yaşamamış, uzaktan-yakından ilgisi olmayan isimlerden söz edilmesi, bu isimlerin ulusal gazetelerin yazarlarının köşelerinde işlenmesi ne ‘o’ siyasi parti, ne de ülke için h,ç de iç açıcı bir durum değil!

Birkaç isimden söz etmek yerinde olur…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Devlet Bahçeli ile görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladığı Ekmeleddin İhsanoğlu CHP seçmenin ‘tıpış tıpış’ oyunu vereceği biri miydi?

Kılıçdaroğlu’na göre ne denli ‘tıpış tıpış’ oy verilmesi gereken bir aday olmuş olursa olsun, CHP seçmeni ‘ret etmesini’, genel başkanın yanlış yolda olduğunu söylemesini bildi!

Üstelik ne olduğunu bilmeyen yok!

Bahçeli ile hem İhsanoğlu’na destek olması için görüşüldü ‘ikna’ edildi, hem de seçimin ardından Bahçeli’nin partisinden milletvekili adayı oldu…

Bir diğeri Mansur Yavaş…

Ankara-Beypazarı’nın Belediye Başkanlığı döneminde başarılarıyla adından söz etmiş bir isim… Geçtiğimiz dönem ‘çeşitli’ dolaplar çevrilerek, Yavaş’ın içinde bulunduğu siyasi eğilim bir yana atılarak, aslında her iki yana da ‘hayınlık’ yapılarak CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuştu… CHP’nin ‘üst akılları’, sözde başkentin yerel yönetimini alacakları tek isim Yavaş’tı. Başka biriyle olması olanaksızdı! Olumlu bir hava esmekteydi!

Öyle mi n’oldu? Alttan girildi, üstten bozuldu, duvarlar yıkıldı, sandıklar delindi, sonuçlar istenildiği şekli aldı! Mansur Yavaş kaybettirildi. Bir süre sonra da partisi MHP’ye dönüşü gerçekleşti.

Bir diğer isim Aytun Çıray…

İzmirli. Tansu Çiller döneminde DYP’ye giriyor. Aday adayı oluyor kazanamıyor. Ayrılıyor, ANAP’ta görev almaya başlıyor. Aday olmasına karşın, parti baraj altında kalınca milletvekili olamıyor. Demokrat Parti’ye geçiyor, genel başkan adayı oluyor, sonra bazı gerekçelerden dolayı adaylıktan çekiliyor. 2011 yılının Genel Seçiminde CHP’nin adayları arasında yer alıyor. Seçiliyor. 2015’de yapılan seçimde de seçiliyor. Ancak hiçbir zaman için ‘CHP’liyim’ demiyor. ‘CHP milletvekiliyim’ diyor. Çıray, dün Meral Akşener’in birkaç gün sonra kurulacak partisine katılmak için CHP’den istifa ediyor…

***

Ben neyi anlatıyorum ki; ülkem aşkına, insan aşkına, Adana aşkına, gelecek aşkına…

Adana CHP’de Büyükşehir Belediye Başkanlığı için, Çukurova Belediye Başkanı ile Aytaç Durak’ın Zihni Aldırmaz’ın adlarının geçtiği söyleniyor…

Adana’da, Adana Büyükşehir Belediye Başkanını, ya da diğer belediyeleri belirleyecek ‘güç’ Adanalı partiler değil mi?

CHP’nin geçmişte İhsanoğlu’da, Yavaş’ta, Çıray konusunda yaptığı yanlış Adana’da fazlasıyla ‘bedel’ öder!

Adana’daki seçmen, özellikle CHP seçmeni; geçen yerel seçimde başta Büyükşehir’de olmak üzere, ardından Kozan’da da iktidar partisinin kazanmaması uğruna MHP adayına oy verdiği herkesçe bilinmektedir.

Ne mi yapılmalı…

Ankara, İstanbul, Adana, diğer kentler…

Adaylarını; burada yaşamını sürdüren, partinin içinde yer almış, yeri geldiğinde sevincini yaşamış, kimi zaman acısına sancılanmış partililer belirlemeli. Partililer; kimin yanına varabileceklerini, kiminle bu işin yürüyeceğini, kime sorunlarını anlatabileceklerini, kimden hesap sorabileceklerini bilir…

CHP’den bir umut, bir beklenti var. Bunun harcanması, boşa savrulması bugünün yaşayanlarına olduğunca, geleceğin kuşağına da zarar verecektir. Bir süredir medyayı alt-üst eden ‘seçilmişe müdahale’ bile bambaşka bir anlam kargaşasına sürüklendi. Seçmenin oyu hiçlendi! Asıl sorun seçmenden gizlenerek oyunlar kuruldu, başkanların istifası sağlandı! Bu yaşananların tamamının bir yerde ‘ters-yüz’ olması, olanların iyice kanıksanması için ‘emek verenin’ bilinmesi, görev dağılımının da buna göre yapılması gerekiyor.

Şimdi soracaksınız;

Soner Çetin mi; Bırakın Adana kararını versin!

241017