Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

Bulanıklık ya da yerine oturan taşlar

Bir bulanıklık var…

İktidarın ‘nimetlerinden’ yararlananların her şeyi ‘hoş’ bulmalarına karşın; bulanıklıkların her yanımızı sarmakta olduğunu düşünmek ne denli düşündürücü…

Ülkemizde ‘taşların’ yeni yerine oturduğunu söyleyenler var!

‘Yerine oturan taşlar!’?

İlköğretim okullarına inen bağnazlık,

Devamsız öğrenciye gönderilen imam,

Tecavüze indirim,

Yalana prim,

Yalakalığa iş,

Tembele ekmek,

Alt yapısız yollara parke taş,

Orman alanlarını gasp,

 

* * *

Salt bunlar mı?

Medyada beliren iki isim tartışıyor!

Daha önceden ‘ısmarlanmış’ konu gibi sırtarıyor tartışma…

Konu; türban

Soru bir; neden türbanlılar dizide yok?

Soru iki, medya patronları neden türbanlı yazarlara yer vermiyor?

Türban, türban, türban…

Daha tanımı bile yapılmadı, biliyor musunuz?

Başbakan ‘velev ki simge ne olacak’ diye sordu.

Başka…

Bir de M. Şefket Eygi ‘olmaz böyle şey, inançla ilgisi yok bunun’ dedi.

Türbanı kullananlar dinle, inançla ilişkilendirse de ‘ulema’ uzak tuttu!

Şunu tartışıyorlar:

Neden televizyon dizilerinde yoklar?

Neden büyük gazetelerin yazar kadrolarında değiller?

Sonra…

Sorun çözülecek!

 

* * *

Bitmiyor ki…

‘Değişimin devrim olabilmesi için; insanlara yararı olması, öncelikle öncekinden ileri olması koşulu vardır…’

Devrim…

Eskinin ‘iyi’ ile yenilenmesi…

Bu ‘iyinin’ içerisinde çağdaş gelişmelerden tutun, ileri demokrasiden, insanların yaşanılır bir dünya ile buluşmalarına değin birçok kavram yerini alır…

Sorusuz, sorgulamasız devrim olmaz!

Sorusuz, sorgusuz yaşanılır dünya da kurulmaz!

Vatan borcu diyerek analarından, babalarından, sevdiklerinden ayrılanların ‘yaşam korkusu’ yaşadığı bir yerde ‘yaşanılır bir dünyadan’ söz edilemez!

Şu an yurdun dört bir yanında görev yapanların, yakınlarının yaşadıkları daha başka…

Ben şunu biliyorum:

Terörün olmadığı bir yurdum olsun istiyorum.

Daha çok üretme kavgası olsun ülkemde istiyorum.

Yurttaş bu ülke için çalışsın, ülkem bu yurttaşları doyursun istiyorum.

Bu suç mu?

 

* * *

Siyasi iktidarlar, yıllarımızı alıp-götürdü.

İstediğim gibi olamadı hiç biri.

Taşların ‘böyle’ yerini buluyor olması bana uymuyor hiç!

Bulanık buluşum, tanıdıklarımın yüzlerinden damlayan yaşamları…

Doyumsuz, anlamsız, amaçsız…

Bu bulanıklık korkutuyor beni…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER