Meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi son anayasa oylamasında çıkan sonuçların renkli bir haritada gösterilmesi, Türkiye’nin sosyolojik gerçeklerini de gözümüze sokuyor.
Hiçbir ilde elbette tek bir eğilim yok. Renkler, son haritada olduğu gibi yüzde 50’yi geçen tercihe göre boyanıyor. Kabataslak bir tasnif olsa da bu da bize birçok şey hatırlatıyor.
Bu haritayı, Kurtuluş Savaşı yıllarında Kuvayı Milliye’ye karşı ayaklanmaları gösteren harita ile yan yana koyuyoruz. Üzerinde düşünülmesi gereken bir durum ortaya çıkıyor.
Kurtuluş Savaşı yıllarında Kuvayı Milliye’ye karşı 18 ayaklanma olmuştur. Bunlardan üçü Rum ve Ermenilerden kaynaklanmıştır ki artık o bölgelerde bu nüfus kalmadığı için günümüzle karşılaştırmak mümkün değildir. İkisi (Demirci Efe ve Çerkez Ethem) itaatsizlikten kaynaklanmıştır. Onlar da herhangi bir ile değil, silahlı kuvvetlerine dayanıyorlardı.
Geri kalan 13 ayaklanmadan Ali Batı (Midyat, Nusaybin), Milli Aşireti (Urfa, Viranşehir), Cemil Çeto (Garzan) aşiret ayaklanmalarıdır. Afyon-Çivril yöresin Çopur Musa’nı ayaklanması ise bir eşkıyalık hareketidir.
Kurtuluş Savaşında bir yörenin cahil insanlarını harekete geçiren ve Ankara’yı çok uğraştıran ayaklanmaları ise Bayburt’ta Şeyh Eşref, Yozgat ve Zile yöresinde Çapanoğlu, gene Adapazarı, Düzce, Bolu, Hendek yöresindeki ayaklanmalar, Biga, Balıkesir, Susurluk, Adapazarı, Kandıra çevresinde Anzavur, Bozkır, Konya ayaklanmaları, doğrudan doğruya ideolojik ayaklanmalardır.
Bu son çeşitten ayaklanmaların en belirgin sloganları “Biz padişahı isteriz” idi. Ayaklanmanın önderleri halifeye bağlılıklarını bildiriyorlar, Kuvayı Milliye’yi eşkıya, İttihatçı, Bolşevik ve dinsiz olarak niteliyorlardı.
Türkiye’nin o zamana kadarki 80 yıllık çağdaşlaşma mücadelesinde Kuvayı Milliye ileriyi, isyancılar ise geriyi teslim ediyorlardı. Anzavur, Düzce-Adapazarı, Bolu ve Bozkır, Konya isyanlarının ise Saray ve İngilizlerle bağlantısı vardı.
Elbette toplumlar değişimin dışında kalamaz. Bazı nedenlerle bir kısım halkın değişimi daha çabuk olurken bir kısmı bu değişimi geriden izlemekte, hatta bu değişime karşı direnmektedir.
Son Anayasa oylamasında ülkemizin kırsal kesimi, anayasada yapılmak istenen değişikliklerin içeriğini bilmeden bir kişinin kendilerini yönetmesi doğrultusunda oy kullandılar. Onların istekleriyle Milli Mücadele’de “Biz Padişahı isteriz” diye ayaklananların yalnız bu konudaki söylemleri değil, dini kullanmaları da benzerlik gösteriyor.
İkinci haritada ayaklanma bölgeleri kırmızı çizgi içine alınmış ve o illerde “Evet” oylarının yüzdesi yazılmıştır.
Ayaklanma bölgeleriyle Evet oylarının çakışması rastlantı değil, sosyolojik bir gerçektir. (19 Nisan 2017)
YORUMLAR