Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Seray Sayar Levent

Beyin sisi…

Geçenlerde kulüp toplantısında sohbet aralığında bu terimi duyduğum vakit, belirtilerinin bize çok yakın olduğunu fark edince, araştırıp sizlerle paylaşmak istedim.

Aslında bu durumu daha çok, eğitimci ve artık hücrelerinin yenilenmesi yavaşlayan benim daha çok dikkatimi çekmeye neden oldu.

Zira son yıllarda çocukların öğretimde ve eğitimde zorlanması, her bilgiyi eğer sık tekrar olmazsa unutmaları, benim geçmişi daha fazla hatırlayıp yeni olayları hatırlamakta zorlanmam, bu çaresiz döngünün nedenini ve ne yapılması gerektiğini düşünüp durmam, merakımı daha da çoğalttı.

Eğitimde-öğretimde, bizlerde, çocuklarda galiba beyin sisi etkisi altına girmiş bulunmaktayız.

Genel bir mutsuzluk, huzursuzluk, öğretilenleri çabuk unutmak, eğitimlerin istendik davranışa dönüşememesi gibi sıkıntıların demek ki bilmesek de bir adı varmış.

Beyin sisi ya da Puslu zihin…

Bugün karneler alındı, kimi üzüldü, kimi mutlu oldu. Biliyor musunuz? Hiç öğretim hayatımda taktir, teşekkür alan ve hatta pekiyi bırakın, iyiyi bile göremeden ortayla eğitimi-öğretimi tamamlamış bir şahsiyet olarak, hiç takılmadığım ders notlarına anacığımda takılmaz “iyi olur, iyi olur” der geçerdi. Ben de kendi çocuklarıma böyle davranarak iki oğlan çocuğu yetiştirdim. Gerçi küçük oğlum da büyük oğlum da hala dertlenir. “Azıcık diğer anneler gibi sıkıştırsaydın ya…” “Her şeyi doğallaştırdın, kim bilir belki hırs yapar daha iyisini başarırdık” diye.  İyi de ben daha iyisini değil, mutlu olup, sevdikleri işleri yapsınlar, istedim ki öyle de oldu. Her orta zekâya sahip bireyler gibi akademik sıralamayı bitirip, ikisi de kendi istedikleri mesleği yaparak, hayatın içine dâhil olmayı başardılar. Asıl başarı budur bence…

Bugün benim bebelerinde karnesi önüme geldi. Doğal olarak hepsi güzel notlar alıp kendi başarılarını resmi olarak karneyle belgelediler. “Doğal olarak” yazmanın sebebine gelince birebir ek eğitim alan ve orta zekâya sahip her bireyin alması gereken notları görmek beni şaşırtmaz. Ancak, şaşırtan şu ki çok basit işlenen ve öğrenciyi yormayan ders programına rağmen hala çocukların bir şeylerinin eksik olması. Bu durum uzun zamandır böyle… Hep kendi kendime nedenleri sıralayıp, çare bulmaya çalışırken, aslında bunun bir semptom olduğunu görmek, ne yalan söyleyeyim beni biraz rahatlattı. En azından düşmanını bilmek, gardını nasıl alacağının planını yapmak değil mi?

Peki şimdi şu düşmanımızı bir tanıyalım.
Puslu zihin, zihnin net bir şekilde düşünememe, odaklanamama ve bulanık bir şekilde çalışması durumunu ifade eden bir terimdir. Genellikle “beyin sisi” (brain fog) olarak da bilinir ve zihinsel berraklığın azalmasını, unutkanlık, konsantrasyon eksikliği ve kafa karışıklığı gibi belirtileri kapsar.
Son yıllarda bu terimin popüler olmasının birkaç sebebi…
Pandemi ve Uzun COVID: COVID-19 sonrası dönemde, özellikle “uzun COVID” yaşayan kişilerde sıkça rapor edilen bir semptom olarak öne çıkmıştır. Enfeksiyonu atlatan bazı bireyler, aylarca devam eden zihinsel bulanıklık yaşamaktadır.
Modern Yaşam Stresi: Teknolojiye bağlı sürekli bilgi akışı, sosyal medya, iş yükü ve günlük hayatın hızlanması gibi etkenler, zihinsel yorgunluğu artırarak puslu zihin hissini yaygınlaştırmıştır.
Uyku Problemleri ve Beslenme: Uyku eksikliği, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve yeterli fiziksel aktivitenin olmaması da bu durumu tetikleyebilir.
Mental Sağlık ve Farkındalık: Anksiyete, depresyon ve tükenmişlik sendromu gibi psikolojik rahatsızlıkların daha fazla fark edilmesiyle, bu durumların bir semptomu olarak puslu zihin kavramı daha sık gündeme gelmiştir.
Dijitalleşme ve Odaklanma Sorunları: Sürekli ekran kullanımı ve dikkat dağınıklığına yol açan dijital yaşam tarzı, insanların zihinsel berraklık kaybını fark etmesine neden olmuştur.
Bu terimin artan popülaritesi, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde zihinsel ve fiziksel sağlığa yönelik ilginin artmasıyla da ilişkilidir. Puslu zihinle başa çıkmak için genellikle sağlıklı uyku düzeni, düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve stresi yönetme gibi yöntemler önerilir.

Sonuç: Pandemiyle başlayan sağlık sorunlarımızın aslında artık farkına varıp, yaşamımızı bir gözden geçirip kendimiz için faydalı olacak davranışları göstermeliyiz ki maalesef ebeveyn olarak içinde olduğumuz bu ruh haline evlatlarımızı da dâhil etmekten ya da dâhil edilmesine izin vermekten asla kaçınmıyoruz. Böyle giderse de muhakeme yeteneğini kaybetmiş, metanın önceliğini hayatının orta yerine koymuş, duygusal-sosyal gelişimini tamamlayamamış işte bu yüzden de birey olmanın sorumluluğunu öğrenememiş nesilleri büyütmeye ve hatta onlardan medet ummaya devam edeceğiz.

Anlayacağınız, bütün sorun zeminini oluşturduğumuz “beyin sisi” denilen büyük düşman…

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER