Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

“Fahiş fiyat” satanları boykot…

Salgınla başlayan, ardından yüzyılın yıkımı şubat depremiyle büyüyen, “iktidarın” uyguladığı denetim sisteminde gücünü artıran “fahiş fiyat” fırsatçılığı özellikle dar gelirliler üzerinde kaygıları artırdı. Artmayan gelirleri, artan fiyatlar karşısında yetersiz kaldı! Emekçi temel gereksinmesini ya almaktan vaz geçti ya da azaltma yoluna gitti! Başka seçeneği de yoktu! Yağı, şekeri, ekmeği, soğanı, patatesi, eti, sütü, lahanayı tüketmek zorundaydı her şeyden önce; ancak daha az, tadımlık denecek denli…

Yalnız beslenmesini değil; barınmasını, ısınmasını, çocuğunun eğitimini, giyimini/ kuşamını da sağlamak zorundaydı! Dargelirliye “nasıl geçimini sağlayacaksın” diye sorulmadı, patrona “ne kadar ücret verirsen daha çok kazanırsın” diye sorularak koruma altına alındı! Tüik’in açıkladığı veriler dargelirli emekçinin “etkilendiğini” göstermemesine karşın, kazançları bu verilere göre belirlenme yolu seçildi! Kaygılar, doyumsuzluklar birbiri ardına sıralandı…

***

Ülke nüfusunun büyük bir katmanı iyi beslenemiyor, iyi ısınamıyor, iyi barınamıyor kazancı “fahiş fiyatlara” yetmediği için! “İktidar”, temel besin fiyatlarını haksızca artıran fırsatçıların önüne geçme konusunda başarısız olunca, yapılan denetimler çözüm olmayınca “boykot edin” çağrısını yinelemeye başladı! “Boykot”, yurttaşın demokratik hakkı; elbette haksız kazanca, “tağşiş” ürünlere karşı birlik olup “tüketmeme” kararı alınabilir, “fahiş fiyatlı ürünler” için almama yoluna gidebilir, ama nasıl!

Her hafta sonu emekliler, ücretliler Tüik’in açıkladığı rakamlara “doymuyoruz, açız” diyerek tepkisini gösteriyor, sağlık çalışanları sorunlarının daha iyi anlaşılması için günlerce iş bırakıyor; anlayan, herhangi bir iyileştirme için harekete geçen var mı? Emekliye, ücretliye “haklısınız, açıklanan rakamlarla doymanız olanaksız, en kısa sürede alım gücünüzü artıracağız” diyorlar mu? Başta zincir marketler, dargelirlinin “boykot” kararıyla neden kazançlarını azaltma yoluna gitsin ki? Nüfusun yüzde yirmisinin, yüzde altmışlık dargelirliden daha çok kazandığı belirtiliyor! “Fahiş fiyat” konusunda da herhangi bir kaygıları yok! Yüzde yirmilik çok kazanan katmanın tüketimi çarkını döndürmeye yetiyor! Diyelim marketin satışları düştü; iki çalışan emekçisini işten çıkarıyor, sorununu çözüyor!

***

“Boykot”, toplumda örgütlülük kanıksanmışsa anlam kazanır! Market çalışanı da buna eşlik eder, alanlara çıkışları durdurmak için “emir verilerek” engellemek zorunda kalanlarda! Marketten “fahiş fiyat” gerekçesiyle yağı mı almayacaksınız; domatesi mi, şekeri mi, salçayı mı? Yemeğine kaşığının ucuyla koyarak tatlanmasını/ kıvamlanmasını sağlayacak ürünlerden “tümden” uzak durması ile mi çözülecek sorun?

Ülkenin yasaları varsa, tüketici hakları varsa, insanın yaşama/ doyma/ barınma hakkı varsa “boykot” konusu “iktidar” için bir çıkmazın nedenidir! Yaklaşık çeyrek yüzyıldır ülkenin yasalarının ne olduğunu, nasıl kullanılacağını, yurttaşın kaygılarını artıranların üzerine nasıl gidileceğini, hangi yaptırımların uygulanabileceğini “çok iyi” bilmeleri gerek! Yurttaşa “biz yasalarla çözemiyoruz, sen boykot yaparak düzelt” demek neresinden bakılırsa bakılsın anlamsız!

Evet, patron bu denli fırsatçı olmuşsa, bu denli toplumun bir katmanı açlıkla/ yoksullukla sınanırken “kıt” olan her şeye “fahiş fiyat” uygulamaktaysa, dargelilerin beslenmesi gibi barınması da “fahiş fiyatlardan” payını almışsa “dur” denilmesi gerekir elbet; dargelirliye “boykot et” diyerek değil, “iktidar” yaptırımını göstererek bunu gerçekleştirebilir! Gerisi boş! 090125

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER