Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

Yeni yıl/ Asgari ücret    

“Asgari” denilince, “en aşağı, en düşük, en az, en azından” diye sıralanan “söz dizileri” gelir akla! Yanına bir de “ücret” sözcüğünü eklediğinizde, çalışana/ emeğinin karşılığı olarak verilecek “en düşük ücret” düşünülür! İşe yeni girmiş, deneyimi olmayan, ustalarından öğrenecekleri olanlar için “ödenecek ücret” olarak anlaşılır! Bu bir süreçtir, üç aydır, altı aydır, bir yıldır! Bu yıla “beş yıl, on yıl” diyemezsiniz! Diyecek olursanız, çalışanların büyük bir katmanının “asgari ücretli” olmasına yol açarsınız! Bu da ekonomik dengeyi olduğunca; ustayla/ toyun, bilenle/ bilmeyenin arasındaki çizgiyi yok edersiniz! Üretimde, eğitimde, sağlıkta “liyakati” ortadan kaldırmış sayılırsınız, dengeleri alt-üst edersiniz! Toyun/ bilmeyenin kurguladığı bir coğrafyada “doymuyoruz” diyenlerin çığlığını duyarsınız!

***

TÜRK-İŞ Konfederasyonunda, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak, temel gereksinmelerini belirlemek amacıyla yapılan araştırmaya göre, dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 20.562 lira, bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 26.712 lira olarak belirlendi. Asgari Ücret Komisyonu gerçekleştirdiği 4. toplantısında, TÜRK-İŞ’in katılmama kararı aldığı oturum sonrası Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan, emekçilerin yaşadığı zorluklara karşın yüzde 30 zam yapıldığını belirterek, net asgari ücretin 22 bin 104 TL olduğunu duyurdu.

Açıklanan asgari ücret yirmikibin lira, dört kişilik bir ailenin yalnız gıda harcamalarının toplamı “aylık sınırı” da yirmibin liranın biraz üzerinde! Çalışanların, geçen yılın asgari ücreti olan onyedibin lirayla şubat ayının ortasına dek dişlerini sıkacaklarını, bir de çalışanların yarısının asgari ücret ya da altında aylık aldığını düşünün… İki gün önce sanki bu “açlığa/ doyumsuzluğa/ yetmezliğe” sürükleyenler, yurttaşı “iyi dilek tsunamisine” tutturanlar da kendileri değilmiş gibi; ya yaşananlar?

***

İnsanlar aynı sabaha uyandıklarını, suyun/ güneşin/ şekerin/ biberin tadını aynı aldıklarını sanıyorlar da; gün geçtikçe kuşkularım büyüyor! Hani, elinde kitap olanı gördüğümüzde, merakla soranlara tanık olduğumuzda “okuyun, daha çok okuyun” diyoruz ya; yanlış mı yapıyoruz ki? Okumuş, üstelik profesör “sıfatını” almış, televizyon ekranlarında istediğinde boy da gösterebiliyor, konuştuklarıyla gündem de oluyor… Ama hepsi bu kadar değil ki…

Asgari ücretin açıklanmasının ardından, “iktidara” yakın vekillerden, “her şeyi bilen” konuşmacılarından “tatlımsı/ üzmeyen/ sorgulamayan” tepkiler gelirken, adının başına “prof” koyan birinden gelen açıklamalar “başka bir yerde mi yaşıyor, yemiyor mu, içmiyor mu” sorusunu düşündürdü uzun uzun! Sözde asgari ücretli “yüz metrekare evim olsun, daha şu, şunu yiyeyim, bunu yapayım” diyormuş, duyan var mı? Ayrıca etle kuru fasulyenin protein değeri aynıymış, “mütevaziliği” öğrenmesi gerekiyormuş, asgari ücretlinin. En son da “fakir hayat en sağlıklı hayat” demiş! Çok söz olmalı. Çevrenizde “bu sonucu” alacağınızı öngördüğünüz birine sakının “okumasını” önermeyin!

***

Kaç gün oldu asgari ücret açıklanalı? O günden bu yana market raflarındaki ürün ederlerinin ne denli arttığını görmüş olmalısınız! Bu daha şimdilik! Bundan sonra, yıl boyunca her fırsatta artışlara da tanık olacaksınız! Bakanlıktan yapılan açıklamada “gözlerini açtırmayacağız” denildi ya; “fahiş fiyatı önüne geçeceğiz” diyeli kaç ay oldu düşünsenize… Bir yıl önceki akaryakıt ile döviz ederleri bolca örnek verildi! İrdeleyin ama; geçen yıl ocak ayında ne kadardı, şimdi ne kadar? Geçen yıldan bugüne değin yağa, çaya, deterjana ne kadar zam geldi; sorgulayın bunu! Asgari ücretle yılın başında neler edinebiliyorsunuz, şimdi neler? Aklınız kimseden yana olmasın; kararı siz verin! 020125

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER