Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ömer Alpdogan

Sahte hesapla rakibini küçümseyenler!

Son yıllarda  başta siyasetçiler ve sanatçılar olmak üzere ünlü kişilerin adı ve fotoğraflarıyla hesap açıyorlar..

Akılları sıra rakiplerini rakiplerinin adıyla açtıkları hesaplarla alaya alacaklar, küçük düşürecekler.. Aynı zamanda sahte hesapla toplumda “itibar kaybına” uğratacaklar..

Bu hesaplara “Parodi hesap” deniyor.

Daha betimleyici söylemek gerekirse, toplum tarafından tanınan ünlü bir kişinin adıyla kurulan ve bu kişinin iletişim dilini alaya alarak içerik oluşturan sosyal medya kullanıcıları demek..

Sosyal medya diliyle “fake hesap” da denilen parodi hesapların yani başkasına ait fotoğrafı kullanarak sahte hesap açılması Türk Ceza Kanunu’nun yüz otuz beşinci maddesi kapsamında suç oluşturur. İlgili madde hükmüne göre, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kişi, yani parodi (Fake/sahte) hesap açanlar cezalandırılır..

Fake hesap açanlar yasaları takmadığı, yapanının yanına kar kaldığı mantığıyla, istedikleri zaman istedikleri kişi ile ilgili parodi hesap açıp paylaşım yapıyorlar.
En son örnek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu’na yapıldı..

Birleri, -eğer zamanında yapılırsa- 2028’de muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olması beklenen iki kişiden biri olan Ekrem İmamoğlu ile ilgili olarak parodi hesap açtılar.

Yaptıkları paylaşımın birinde de Ekrem İmamoğlu’nun ağzından, “Eşim Dilek hanımın yeğeni Gizem Kaya belediyemizde Atatürk Uzmanı olarak göreve başlamıştır. Metrolara astığımız Ata bayraklarından bundan sonra Gizem sorumlu olacaktır. Yeni görevinde başarılar dilerim” ifadelerine yer verildi. İki de fotoğraf eklemişler. Biri genç bir hanımefendi. Diğeri özel günlerde bir yerleri süslemek için kullanılan Atatürk resmi ve Türk Bayrağının yer aldığı “Ata Bayrakları.”

Ekrem İmamoğlu karşıtı, büyük olasılıkla da siyasal iktidar yanlısı trollerin yaptığı paylaşıma inanan kimi muhalif insanları da gördük..

Parodi hesaptaki paylaşımı  alıntılayarak, İmamoğlu’na hakaret edenler, suçlayanlar vardı..

Bu açıdan bakıldığında parodi hesabı açanlar biraz da olsa ereklerine ulaşmış kabul edilebilirler.

Acı olan her sözcüğünden sahte olduğu belli olan bir hesaba ve paylaşıma inananların, gerçek sananların çıkması..

Ekrem İmamoğlu ile ilgili parodi hesabı açanlar ve o asılsız paylaşımım gerçekmiş gibi hem de alaycı bir dille yayınlayanlar aslında Ekrem İmamoğlu’ndan ne denli korktuklarının ortaya koydular ama, farkında değiller..

Alay edeceğiz derken korkularını açık ettiler..

Merd-i Kıpti gibi davrandılar..

Parodicileri anlıyoruz, korku dağlardan büyük umutları parodi hesaba bağlamışlar..

Anlamadığımız, kimi CHP’lilerin ya da muhalifin  sorgusuz sualsiz parodi hesabın paylaşımını doğru kabul edip paylaşmaları ve Ekrem İmamoğlu’na saldırmaları..

Biri bana bunu anlatsın!..

İşin diğer boyutu, parodi hesapla hem Ekrem İmamoğlu’nu, hem Atatürk’ü alaya almak istiyorlar..

Sanırım o kadarını gözlerini yemediği için bu tür Ekrem İmamoğlu üzerinden vurmayı yeğlemişler..

Ekrem İmamoğlu’ndan adıyla parodi hesap açanları bir an önce yargı önünde hesap vermelerini sağlayacak girişimi başlatmalıdır.

 

Kimlerle işbirliği yaptığınız çok önemli

Yüreğir’de “toplumsal cinsiyet eşitliğine” dikkat çekilmiş; önlük giyen erkekler mutfakta hünerlerinin sergilemişler.

Yüreğir Belediyesi’nin geçtiği bir haber ilk bakışta insanlara çok sempatik geliyor..

Nasıl sempatik gelmesin. Erkekler önlükleri üzerine geçirip mutfağa girmişler, yemekler yapmışlar, börekler açmışlar..

Tam bravo Yüreğir Belediyesi’ne ve Ali Demirçalı’ya diyecektim ki, organizenin ortağı kuruluş dikkatimi çekti.

Yüreğir Belediyesi’nin bülteninde ballandıra ballandıra anlattığı etkinlik Care International adlı örgütün Türkiye Şubesiyle birlikte gerçekleştirilmiş.

Kuruluşu görünce

Erkeklerin mutfağa girmesi bir mizansen asıl erek başka diye düşündüm.

Gerçi haberin ilk başlığı organizasyonun erenin erkekleri mutfağa sokmak değil, toplumsal cinsiyet eşitliğinin gündeme getirmek olduğunu zaten ortaya koyuyordu.

Bültenden, Demirçalı’nın, Care İnternatronal ile birlikte düzenlenen etkinlikteki toplumsal cinsiyet eşitliğinden kadına yönelik şiddeti anladığı anlaşılıyor..

Oysa, etkinlik ortağı Care İnternatioanal toplumsal cinsiyet eşitliğinin Ali Demirçalı gibi anlamıyor..

Cinsiyet eşitliğini temel örgütlenme ilkesi kabul eden CARE International, cinsiyetin ikili olmadığını kabul ediyor. Yani kadın ve erkeğin yanında Türkiye’de “üçüncü cins” olarak tanımlamam eşcinseller, trans bireyler, lezbiyenler gibi cinsel tercihleri olanlar için ayrı bir cins olarak kabul ediyor, eşitlik istiyor ve buna toplumsal cinsiyet eşitliği adını veriyor.

LGBTIQ+ topluluklarıyla yüzlerce çalışma gerçekleştiriyor..

Care International’ın toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmaları, cinsiyete dayalı şiddetin ortadan kaldırılması, kadınların ve kızların sesini ve liderliğini artırmak, kaliteli eğitime erişim adlı üç alt programda kadınların, genç kızların ve marjinal grupların haklarını iyileştirmeye odaklanmakta.

Yani, küresel emperyalizmin son yıllarda dünyada tüm ülkelere dayattığı toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele eden bir “yardım” kuruluşu..

Türkiye’deki faaliyetlerini, kendi internet sitelerinde, şöyle açıklıyorlar:

“CARE International Türkiye’de ne yapıyor?

Care International Türkiye, mülteci krizine  nakit yardımı, hijyen teşviki, kadınlara ve yaşlılara yönelik onur kitleri ve psikososyal ihtiyaçlar, erken evlilik ve cinsiyete dayalı şiddet gibi koruma konularını ele alan topluluk grupları kurarak yanıt veriyor.

Ancak ihtiyaçlar ve yanıtlar arasında önemli boşluklar devam ediyor. Türkiye’deki programlamamız, özellikle kadınlar ve kızlar olmak üzere mülteciler için koruma, temel ihtiyaçlar ve ekonomik güçlendirmeye odaklanıyor.”

1959’da Türkiye’de çalışmaya başlayan ama, sonra etkinliklerine son veren Care International, 2014’de Suriyeli mülteci akınına yardımcı olmak için 2014’te faaliyetlerini yeniden başlattı.

Care International’ın Türkiye’deki faaliyetlerinin çoğu Suriyeli sığınmacıların finanse edilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarıdır..

Bu da, Care International’ın uzun bir aradan sonra Türkiye’de neden geri döndüğünün be çalışmalara başladığını, Türkiye’nin Suryeli sığınmacılar ve toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarında aslında pilot bölge seçildiğinin anlatıyor. Care International da, küresel emperyalizmin projelerini yaşama geçirmek görevini üstlenmiş bir fon kuruluşudur.

Demem o ki, belediyeler, belediye başkanları toplumsal cinsiyet eşitliği için albızla mı mutfağa, yılanla mı aynı çuvala girdiklerine dikkat etmeli..

Fon gelecek diye, her örgütün projelerine balıklama atlamamalılar..

Çünkü kimlerle işbirliği yaptığınız çok ama çok önemli..

Küresel emperyalizm işine geldiği sürece kullanır, işi bittiğinde sıkılmış limon gibi çöpe atar..

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER