Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

Şah atağı “umut” mu?

Karmaşık duygular içindeyiz… Yoksulun ekmeği sayılan “umut”, her geçen gün kaygıya bürünüyor! Olur/ olmaz yerde dillere “umudu” pelesenk edenlere bakın bir; “ekmeği” daha da küçültüyor! Sözde “umudu” büyülteceklerinin sözünü vermişlerdi, erince/ gönence yaşam alanında daha da geniş yer açacaklardı! Hepsi yalan, emekçi karmaşık duyguların içine sürüklendi!

Çözüm yolu, umar arayan insanların içinde biriken “karmaşadan” beslenen kimler varsa büyüyor, büyütülüyor, korunuyor! Sokak ortasında yaşanan şiddetten yararlanan kimler dersiniz; şiddette baskın olan mı? Hayır, onlar da büyüyen/ korunan kim varsa onların piyonu! Satranç oyunu gibi, önden piyonlar sürülüyor, “şah” en son atağını yapıyor; kazanan oluyor!

***

Son aylarda neler yaşandı öyle? Narin olayı vardı, günlerce konuşuldu, suçluların gün yüzüne çıkarılacağı sözü verildi! İnsanların gözlerinin içine bakarak verdikleri “sözün” önemi yokmuş demek ki, diğerleri gibi… Ortaya birkaç “piyon” çıkarıldı! Gelecek için “hayal” kurması için “zaman” verilmeyen minicik yavrunun neden/ kim yaşamına kıydığı karartıldı! Fransız yazar/ filozof Albert Camus’un sözünü anımsayın; “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın…” Narin’in nasıl katledildiği, yaşamına kıyanın “kim” olduğu bilinmedikçe, üzerinde abanan kara bulutlar dağıtılmadıkça gizemini koruyacak!

Narin’e verilen “umutlalar” yok muydu? N’oldu hani? Yaşamasına izin verilmediği gibi, yaşamına kıyanların da bilinmesine izin verilmedi! Bilindiği gibi salt Narin değil “umudu” çalınan/ yaşamına kıyılan, kara bulutlarla kaplı gizemi süren! Yarın “yenisinin” olmayacağının da hiçbir güvencesi yok!

***

Daha sıcaklığını koruyan 78 kişinin yaşamını yitirdiği Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangın “son” olacak mı dersiniz? Acıları “düştüğü ocağı” yakarken, aklanmak için “umar” peşinde çırpınan yüzsüzleri duydukça yürekler daha da yaralanıyor! Yaşanan kaygılar umurlarında değil belli ki! Daha çok kazanabilmek, yanlış yapanları koruyabilmek için tutuşanların çırpınışlarına hep birlikte tanık oluyoruz! Bulundukları alanı/ gücü/ yetkiyi “sorumsuzluk” saymak için neler yapıkları ortada…

Ne istediler da almadılar yurttaştan ne dediler de önlerine taş yığdılar, dikenli/ cam kırıklarıyla engel oldular? Beceriksizliklerinin “yükünü” taşıttılar, akla gelmeyecek zorlukların karşısında “orantısız güçle” engellettiler, susturdular, biat ettirdiler, üç kuruşla karın doyurttular, emeklerine hayınlık ettirdiler, çocuklarını beslenmeden uzaklaştırdılar, kara kışta zemheri soğuğa tutsak ettiler!

***

Karmaşık duygular içindeyiz! Camus’un dediği gibi, “bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne” bakacaksınız! Nasıl ölüyoruz? Betondan yapılarda korunamıyorsunuz, sokaklarda korkusuzca yürüyemiyorsunuz, çocuğunuzu kaygı yüklenmeden okula gönderemiyorsunuz, açıklanan asgari ücretle/ emekli aylığıyla geçinemediğiniz bilinmesine karşın “açlıkla” sınanıyorsunuz, “fahiş” fiyatlı dinlence yerlerinde yaptığınız ödemenin karşılığını alamıyorsunuz…

Bu güne değin “yine bir umut var” dedik ya; hangi “umut” olduğunu, nasıl gerçek olacağını, neden bu denli sürüncemede bırakıldığını anlayabilin var mı? Yaşatılan “en kötü” günler ardından söylenenlere o denli alıştık ki; yapmayacakları, çaba harcamayacakları ne varsa “o sözleri” yinelemeyi ilke edindi politikacılar! “Çıkacağız, çözeceğiz, uçacağız” dedikçe batırdılar, acıyı/ kaygıyı/ şükürcülüğü yaşamdan saydırdılar! Yapacakları “şah” atayın da “umut” yerine koydular!  280125

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER