Mehmet Halil ARIK
BİZ ZAVALLILARA (2500 yıl öncesinden)
SESLENİYOR; SOKRAT, ARİSTO ve PLATON,
Görmüşler göstermişler, Uyarmışlar: “Size demokrasi diye yutturulan şey eksik ve de hatalı!”
- “Yönetim, yöneten-yönetilen ilişkileri İdeal değil!... Ehven-i şer! İdare edin ama bilin!”
(“Ayı eşek değilsiniz ya …”- dememişler ama; “Aptal değilsiniz ya; önleminizi de alın… Olmadı direnin!” demeye getirmişler.
Amma vermemiş Mabut, neylesin ki Mahmut! Nerdeee bizde o kafa, o feraset!... Dedemizden miras mı kaldı bize demokrasi, kıymetini bilelim!..
*.
Özetleyelim… 2500 yıl öncesinden bir ses bu!.. Uyarı.
Görün neler söylemişler o filozoflar da, demokrasiye dair, varın siz düşünün gelişmişliğin de, cehaletin de neresindeyiz:
Sokrat:
“Demokrasi’nin çok eksiklikleri ve hataları var. Toplumsal kararlar, deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar ister. Cehalet, liyakatsizlik ve kayırma devlet yönetimine ortak edilirse çoğunluğun aklıyla ‘rastgele’ kararlar alma riski ortaya çıkar.
Platon:
“Bir panayırdır demokrasi, beğen beğendiğini al… Seçilmek için kendimize halkın dostu dedirtmek yeter. Saygısızlık nezaket olur; kargaşa hürriyet, israf cömertlik; yüzsüzlük de yiğitlik. Eğitimsiz kitlelerle demokrasi yönetilirse oligarşi olur, devam edilirse demagoglar türer, demagoglardan da diktatörler çıkar.”
Aristo:
“Demokrasi, insanların sayı çoğunluğuna dayanarak dilediğini yapmalarından başka bir şey değildir. Demokrasi cahil kitlelerin egemen olduğu bir yönetim şekline hızla dönüşebilir. Cehaletin hakim kılındığı toplumlarda diktatörler tez doğar.
*
Vah ki vah bize!... “Yuh ki yuhh bize!” mu demeliydik!
Teslim ederken şalvarın ipini, bilmedik, gayri bizim değil ki içindeki!
Atı çalan Üsküdar’ı aşarken bile demokrasinin zaferi zannettik olup bitenleri.