Habip Hamza ERDEM
Kemal Kılıçdaroğlu “
biz temiz para peşindeyiz” dedi diye gerek muhalefet ve gerekse hükûmet taraftarları “
ne demek istedi?” diye, “
trene bakar gibi” biribirlerinin yüzüne bakar oldular.
Çok daha önemlisi “
şey kadar büyük iktisatçılar” da ne demek istediğini anlamış değiller.
Şimdi gerçekten
Kemal Kılıçdaroğlu da ne demek istediğini bilmeden böyle bir şey demişse, onun ‘
ne demek?’ olduğuna ilişkin ‘
iktisat tarihi’nden örnekler verebiliriz.
Geçenlerde ölen İngiltere Kraliçesi’nin büyük büyük annesi olan
1nci Elizabeth’in babası
VIIInci Hanri döneminde para öylesine ‘
tağşiş’ edilmişti, ki neredeyse ‘
iğdiş’ edilmiş ve ‘
değersizleşmiş’ ve ‘
değerli’ olan yani ‘
temiz’ olanlar büyük rakip Hollanda’ya kaçmaya başlamıştı.
Kraliçe Elizabeth’in danışmanı
Sir Thomas Gresham (1519-1579) “
efendim kötü para iyi parayı kovar, o nedenle bu ‘tağşiş’ işini kesinlikle durdurmek gerek” dedi.
Ve
Gresham’ın ölümünden neredeyse üçyüz yıl sonra bu söz, “
Gresham Yasası” olarak ekonomi yazınına girmiş oldu.
Ve yine, dünyanın neresinde olursa olsun, ‘
İktisada Giriş’ kitaplarının anılmadan geçilmeyen bir ‘
yasa’sı olarak yerini aldı.
Ancak ve ne var ki, bu ‘
yasa’, yani ‘
kötü para iyi parayı kovar yasası’
Gresham’dan ikibin yıl önce, Eski Yunan oyun yazarlarından
Aristophane (M.Ö. 450-385)’ın da dikkatini çekmiş ve büyük olasılıkla ‘
Kurbağalar’ adlı oyununda, kötü paranın nasıl kurbağa gibi sıçrayarak Atina’ya geri dönüşünü anlatmaya çalışmıştı.
Eğer tiyatrodan uzaybilime geçilirse, astronom
Nocalas Copernic’in (1473-1543)
Paranın Miktar Kuramı (Théorie Quantitative Monétaire- Quantity Theory of Money) diye anılan yasaya dikkat çektiği görülür.
Yani piyasaya sürülen paranın miktarı iki katına çıkarılırsa malların fiyatı kaçınılmaz olarak da iki katına çıkar.
Bugün ‘
enflasyon-meflasyon’ diye bir dizi ıvır-zıvır kuramları bir yana koyarsak, çıplak gözle bile gözlemlenebilen bir olgu var ki, yine üstüne lazım olmadığı halde
Voltaire (1694-1778) o gerçeği görmüştü:
“
Une monnaie papier, basée sur la seule confiance dans le gouvernement qui l’imprime, finit toujours par retourner à sa valeur intrinsèque, c’est-à-dire zéro”
“Paper money eventually reaches its intrinsic value-zero”
Yani
Voltaire diyor ki; sadece
hükûmete güvene dayanılarak basılan para, önünde sonunda içerdiği gerçek değerine dönecektir, yani sıfır değerli olacaktır.
Gerçekten de geçen yüzyılın başında neredeyse 1 altın değerinde olan
Dolar,
Mark,
Yen ve
Pound’ın değeri bugünlerde altın karşısında neredeyse ‘SIFIRLANMIŞ’ bulunmaktadır.
Dünya parası olarak bugün ‘
en değerli para’ olarak görülen ABD Doları, yüzyıl içinde, altın karşındaki değerinin %98’ini yitirmiş bulunmakta, bunun değer yitim oranı ise 1971 yılından buyana %85’i aşmış bulunmaktadır.
Yani ilk 70 yılda sadece %13 değer yitirirken son elli yılda bu oran %85’e varmıştır.
Deniyor ki,
Biden ve
Yellen bu gidişle
Dolar’ı tamamen sıfırlayacaklardır.
Şimdi ABD’nin son elli yılda neden ilk yetmiş yıldakine oranla bu denli ‘
azgın’laştığı üzerinde düşünmeye değmez mi?
Öyle ‘
İktisat’ın şurası ya da burasını mıncıklamayla ‘
dünya düzeni’ni anlamak mümkün değildir.
‘
İktisat’ yani en doğru deyişle ‘
ekonomi politik’ ‘
PARA’dan başka bir şey değildir diye yazıp duruyorum.
‘
Kapitalizm’ ise Türkçeye ‘
anamalcılık’ diye çevrilmişti, değil mi, işte bu ‘
anamal’
para’dan başkası değildir.
Şimdi eğer ‘
dünya parası’ yani bütün dünyanın ‘
güven’diği para sıfırlanınca, kapitalizm de sıfırlanacaktır desem, zıpır ekonomistler zıplayacaklardır; ama üzerinde zerre düşünme çabası göstermeyeceklerdir.
Benim onlara bir şey anlatmak gibi bir derdimin olmadığını belirteyim.
Ancak
Kılıçdaroğlu’nun ‘
temiz para’ arayışını, eğer kendisi gerçekten bilerek kullandıysa, ne anlama geldiğini gelecek yazıda açıklamaya çalışacağım.
Şimdilik şu kadarını söylemeliyim ki, Türkiye’de bile enflasyonun ‘
toplumsal yapıyı bozduğu’ biçiminde bir ‘
algı’ yerleşmiş bulunmaktadır.
Oysa bu ‘
algı’nın algı olmaktan çıkıp ‘
anlayış’ olması, yani gerçekten anlaşılması için ‘
iyi anlatılması’ gerekmektedir.
Çünkü ‘
kötü algı’ iyi anlaşılmayı kovar.