“Bu düzen değişene kadar da hiçbir yere gitmen…”
  • OLAY NET
  • Gündem
  • “Bu düzen değişene kadar da hiçbir yere gitmen…”

“Bu düzen değişene kadar da hiçbir yere gitmen…”

ABONE OL
11 Mart 2022 17:53
“Bu düzen değişene kadar da hiçbir yere gitmen…”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ile iki bakana karşı ‘Kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret’ suçlarından 49 gün sonra hakim karşısına çıkan Sedef Kabaş, ilk duruşmada tahliye edildi. Tahliye sonrası konuşan Kabaş “Yarın bir gün biri kaçacaksa o Sedef Kabaş olmayacak! Ne kaçması arkadaşlar, ben bugüne kadar hakkımdaki suç duyuruları için defalarca ifade vermeye gittim. Hakkım açılan davalar, Ağır Ceza Mahkemesi dahil olmak üzere bir kere geri adım atmadım, buradayım. Bu düzen değişene kadar da hiçbir yere gitmeye niyetim yok.” dedi.

Kaba, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bir hukuk devletinde, demokratik bir ülkede, birinin yaşamayacağı şeyleri yaşattılar bana. Ben sadece ve sadece, hakaret kastı olmadan bir atasözü kullandım. Bütün bu sürecin nedeni bu. Herkesin bu süreci düşünmesini istiyorum. Bize bir genelge yayınlasın arkadaşlar bilelim, ona göre örnek verelim. Bunun sınırını kim neye göre çiziyor? Dolayısıyla demokrasinin işlediği, yargının bağımsız olduğu ülkelerde bunlar yaşanmaz… Ama ne oldu mevcut iktidar hükümetin bütün imkanlarını kullanarak kadın bir gazetecinin üzerine çullandı. O yayın sırasında da, o yayın sonrasında da hakaret ettiğime dair bir kişi, ne Uğur Dündar ne oradaki konuklar, daha önemlisi o yayını izleyen izleyici sonrasında hakaret olduğu yönünde bir eleştiride bulunmadı arkadaşlar.

“TAKVİM BİR MANŞET ATTI: HOŞT”

Olaydan altı gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, namaz sonrası ne yaptı, mikrofonu aldı ve ‘Biz Hz. Adem efendimize laf söyletmeyiz, gerekirse laf söyleyenlerin dilini kopartmasını biliriz’ ve aynı günün akşam saatlerinde Takvim gazetesinde beni aleni hedef alan, savcıları göreve davet eden Takvim Gazetesi bir manşet attı: Hoşt. Sedef Kabaş Cumhurbaşkanına hakaret etti, savcıları göreve çağırıyoruz diye. Ardından troller binlerce hakaret ederek linç kampanyaları düzenlediler, o günün akşamı değil sabaha karşı 6 polisle 02:00’de gözaltına alındım. O linç kampanyası sırasında programdan sonra bir tweet attım. O tweet’i de hakaret diye mahkemeye konu ettiler. Bu anonim bir söz, Çerkez bir atasözü, benim uydurduğum bir şey değil dediğim bir tweet’ten bile hapis yatmamı talep etti şikayetçi olanlar. Polis dahi ifademi almamışken, ki polis arkadaşlar tanıyorlar beni.

O süreçteki Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, ne dedi? ‘Bu hadsiz açıklamalara yargı hak ettiği cezaları verecektir.’ Bir adalet bakanı olarak kendisine asla yakışmayan, Abdulhamit Gül’ün açıklaması ve AKP’nin önde gelenleri beni suçlu ilan ettiler. Bunu kamuoyuna, milyonlara yaptılar. Şöyle düşünün, bugünün Türkiye’sinde AK Parti istediği kişiye diyor ki ‘bu suçlu’ sonra tutuklanıyorsun. Sonra diyorlar ki ‘Delil karartma ve kaçma şüphesi’. Bunu yazın yarın bir gün biri kaçacaksa o Sedef Kabaş olmayacak! Ne kaçması arkadaşlar, ben bugüne kadar hakkımdaki suç duyuruları için defalarca ifade vermeye gittim. Hakkım açılan davalar, Ağır Ceza Mahkemesi dahil olmak üzere bir kere geri adım atmadım, buradayım. Bu düzen değişene kadar da hiçbir yere gitmeye niyetim yok. Delil karartmaya gelince de, bir canlı yayını ben nasıl karartabilirim? Nasıl değiştirebilirim? Nasıl yok edebilirim.

Bu şüpheye dayanarak beni tutuklu yargılamaya karar verdiler ve buraya getirdiler. Bugün itibariyle yanılmıyorsam 49 gün sonra, kendilerince bir çeşit cezalandırmayı gerçekleştirdikten sonra hakim karşısına çıktım ve savunmamı yaptım. Bu savunmayı hem hakime, hem de yüce Türk adaletine yaptım. Beni sadece yargılamadılar, sadece hapsetmediler, bizim gibi gerçekleri yazan ve buna cesaret eden gazetecileri hapsederek, üzerlerinde korku oluşturarak sanmayın ki sadece bizi hapsediyorlar.

Bunu gazetecilere sanatçılara akademisyenlere yapan, size neler yapmaz mesajını vermeye çalışıyorlar ve toplumda kendilerince bir korku iklimi yaratmaya çalışıyorlar. Peki korkacak mıyız? Elbette hayır. Haklıysak korkmayacağız. Haksızlık varsa da susmayacağız arkadaşlar.

haber: birgün

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP