%
%
%
9549.89
%CHP’li Özgür Özel, Meclis’te yaptığı konuşmasında bugünkü kur ataklarının, artan enflasyonun, artan yoksulluğun, artan çaresizliğin, içerideki paniğin, dışarıdaki yalnızlığın tek ama tek sorumlusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu ileri sürdü.
Özgür, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
*Cumhuriyet ve Parlamento tarihinin şüphesiz en unutulmayacak bütçelerinden bir tanesini yapıyoruz. Unutulmayacak olması aktarılan kaynaktan, büyüklüklerden, yarattığı umuttan ve beklentiden değil, bütçenin görüşüldüğü dönem ülkede ve ekonomide yaşananlardan kaynaklanıyor.
*Yeni Bakanı Meclisten tanıyoruz. Ekonominin başına hiç ekonomi eğitimi olmayan bir Bakan atandı. Atandığı günden bugüne ekonomiyle ilgili söylediği tek doğru söz ‘Piyasalar güven ister’ oldu. Bu doğru ama kendisinin bu göreve atanmış olması dahi bu güveni zedelemeye yetti, arttı” dedi.
*Bugün, Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinde ekonominin başında, geminin dümeninde kaptan ama kaptanlık belgesi yok, kaptan ama kaptanlık eğitimi yok, kaptan ama kaptanlık tecrübesi yok.
*İçinde 84 milyonun olduğu bir gemide kaptan köşkünde ve bir adet olduğu üzere bu bütçede buraya çıkan AKP milletvekilleri çok sayıda sure ve anlamını okudu. Haklısınız, bildiğiniz tüm sureleri ve tüm duaları okumakta haklısınız çünkü geminin kaptanının kaptanlık belgesi yok.
*Bundan daha acemice bir adım, bundan daha kötü bir ekonomi yönetimi, bundan daha güvensizlik yaratıcı bir paylaşım düşünülemez ve bir itiraf, durumun 2001 krizinden bile kötü olduğunu, hazırlanan bütçenin önümüzdeki yılı şimdiden karşılayamayacağının bir açık itirafı.
*Örneğin, bu bütçe yapılırken dolar kurunu 2021 için 8,30; 2022 için 9,27 olarak öngörmüştünüz, bugün itibarıyla 16 liranın üzerinde seyredip altına giden bir dolar kuru var.
*Kur öngörünüz tutmadı, enflasyon öngörünüz tutmadı, işsizlik öngörünüz tutmadı, orta vadeli programın tarumar olduğu bir noktada kısa vadeli yalanlarla, algı operasyonlarıyla piyasayı yönlendirmeye çalışıyorsunuz.
*Bütün ekonomistler, faizin kötü yönetimin sonucu olduğunu söylüyor ancak bir ekonomist, bir safsatayı yani ‘Faizin sebep, enflasyonun sonuç’ olduğunu söylüyor ancak partisindeki etkisinden, Anayasa’daki sınırsız yetkisinden aldığı güçle bu önerme bir doktrin gibi vaaz ediliyor.
*Toplumun psikolojisine yön vermek için, piyasalara değil ama psikolojiye yön vermek için önce ‘Çin modeli’ diye bir cinlik ortaya atılıyor, daha sonra bunun yerli bir model olduğuna ilişkin söylemler tekrarlanıyor.
*2019-2020 yıllarında kötü yönetim sonucu yükselen faizlerin talimatla düşürülmesi, bu sebepten fırlayan doların çeşitli kademelerden ama en son 6,80 düzeyinde tutulabilmesi için tam 128 milyar doları cayır cayır yaktılar.
*128 milyar dolarlık rezervimiz, Tayyip Erdoğan’ın tensip ve talimatlarıyla damadı Albayrak tarafından satıldı.
*Şu anda net rezervimiz eksi 50 milyar dolar. Brüt rezerv 122 milyar lira, buna dünya kadar yükümlülüğümüz, borcumuz dâhil ama algı yönetimiyle sanki kayıp 128 milyar brütmüş gibi vatandaşın gözünün içine baka baka yalan söyleniyor.
*Bizim ehliyetsiz kaptan dövizi sakinleştireceğim derken gelen dalganın ne kadar büyük, kendisinin ne kadar çaresiz olduğunu yalın bir dille anlatıyor ki çıkarken, iş insanları yüzüne bir şey diyemiyor ama toplantıdan sonra piyasanın açıldığı ilk dakikalarda herkes dövize hücum ediyor.
*Bir Çin hikâyesi… Öyle bir hikâye ki günlerce belli hesaplardan, belli kalemlerden: ‘Çin başardı, aynı yöntemle başarırız’. Çin’de son 25 yıldır, bir yıl hariç, enflasyon yüzde 3’ü geçmemiş. Çin’de asla döviz kurları oynamamış, sabit tutulmuş ve o Çin’de reel faizler hiçbir zaman eksi olmamış. Çin, milli gelirini bin dolardan 10 bin 500 dolara getirirken ki biz o sırada 3 binden 8 bin dolara gelebildik, sizin dediklerinizin tam tersini yapmış.
*Yok, eğer dediğiniz Çin 1978’lerin Çin’iyse işte Tayyip Erdoğan’ın niye Bakara suresini okuduğunu ve ‘Muhakkak ki biraz korku ve açlıkla mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sizi deneriz, sabredin’ dediğini anlıyorum.
*Çünkü sizin dediğiniz Çin, kırsalda bir tabak pirinç lapasıyla çalışan köylülerin, fabrika yakınlarındaki işçi yatakhanelerinin, 18 saat karın tokluğuna çalışmanın ve 1 çocuk sınırlamasının Çin’idir. Eğer o Çin’i anlatıyorsanız tam da Bakara suresini okumanın yeridir.
*Anayasa değişikliğinden sonra bütün yetkilerin üzerinde toplandığı, her şeye karar veren, ‘Verin yetkiyi kardeşinize, dövizle, enflasyonla nasıl mücadele edilir’ deyip görevi aldığı 3,5 yıl önce 1 dolar 4 TL’yken 1 doları 1 TL’ye eşitleme vaadiyle gelip bugün tam 4 katına, 16 TL’ye götüren, yapılan bütün uyarılarda doğruları söyleyenleri duymak yerine, sabredemeyen, ısrar edeni görevinden affeden, yerine kendi hoşuna gidenleri tekrar edecek birilerini getiren tek adam, bu durumun tek başına sorumlusudur.
*‘Milletin hizmetkârı olacağız’ diye gelip milleti dünyanın ucuz iş gücü hâline getirmeye çalışanlara, emekçimizi dünya devlerinin hizmetkârı yapmalarıyla ilgili fikirlerine, planlarına, ‘Yoksulluk, bu ülkenin kaderi, dünyanın en ucuz alın teri, emekçilerimizin geleceği olamaz’ diyerek ülkeyi önce sizden, kime hizmet ettiği belli olmayan bu kötü planınızdan, yoksulluğun kader gibi bu ülkenin güzel insanlarına dayatılmasından kurtaracağız.
*Bu ülkenin emekçilerinin alın terinin dünyadaki diğer emekçilerin alın terinin on dörtte 1’inin fiyatına dünyaya pazarlanmasına itirazımızı sosyal demokrat bir parti olarak burada tarih önünde not düşüyorum.
EKONOMİ
5 saat önceYAZARLAR
6 saat önceYAZARLAR
6 saat önceYAZARLAR
6 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önce