Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

Adana’da İl Kongresi’nin düşündürdükleri…

 

Yıllar önce “hesap soracağız”, geçtiğimiz yerel seçimler öncesinde de “her şey çok güzel olacak” sloganıyla yılların “kazanma” özlemini yaşadı CHP…

O zaman, geçmişin “kirli/ işini bilen” anlayışa tepki göstererek, “liberalist” ekonominin ülkede oluşturduğu ayrışmalara çözüm üretilip, “temiz toplum” için verilebilecek tüm uğraşlardan söz edilmişti…

Şimdi başka değil, birçok yerde çeyrek yüzyılı aşkın süredir egemen olan yerel yönetimleri elinde bulunduran siyasi anlayışın, özellikle de son onsekiz yıldır “iktidarın” çizgisini izleyen “hep kazanan” katmanın “yerelde” oluşturdukları…

Bugünün anakentlerini imarından altyapısına, yapıların denetiminden park alanlarına, yakınlara “rant” sağlayıcı eylemlerden çalışmayana aylık verilmeye…

Çarpıklıkların ne sayısı belli, ne de çözüm yeri; tüm bunlar için “her şey çok güzel olacak” sloganına herkes gönül verdi, buna halkın gereksinimi vardı…

***

Evet, CHP’yi anlatacağım…

CHP, “ideolojisi” olan, “taşıması” gereken özellikleri olan, diğer siyasi partilerle “pek” benzerliği görülmemiş olsa da “tartışma/ eleştirme özgürlüğü” olan, toplumcu/ halkçı/ özgürlükçe politikayı özümsemesi zorunlu olan bir partidir!

Bir yandan “demokratik” tutumdan her gün biraz daha uzaklaşarak, “az olsun, benim olsun” bakışı ekseninden kopmamaya özen göstererek CHP’de başarı elde etmek hem yalancılık, hem salt o günü kurtarmak, hem de sistem partilerinin yoluna düşmekten başka bir anlam taşımaz!

Bunları yazmamın nedeni, son günlerde ard-arda yapılan önce ilçe, ardından da il kongreleri…

Doğrusunu söylemek gerekirse; hiç birisi iç açıcı değil, “güzel şeylere” gebe değil, CHP seçmenin içinde bulunduğu koşullara yanıt verecek durumda değil!

İstanbul, Ankara, İzmir, şimdi de Adana il kongreleri Genel Merkez’in istemi doğrultusunda “tek adayla” yapılmaya zorlandı, başarıldı da…

Bayram mı yapalım, çıkıp alanlarda horon mu tutalım, yoksa kentin en büyük alanında “düşünme” sırasına mı girelim; siz söyleyin!

***

Aylardır süren çalışmaların ardından oluşturulan başta ilçe örgütlerinde ortaya çıkan listeler, daha “başta” kara çizgilerini yüze vuruyordu!

Parti içerisinde delegenin/ yönetimin “ne işe” yaradığı, “ne” yapması gerektiğinden daha çok; kime “daha” yakın, kimin “adamı”, “uyumu” nasıl gibi “ideolojiyle” uzak/ yakın ilişkisi olmayan/ olmaması gereken nitelikler taşıması gerektiğine inanılıyor gibi…

Adana’nın ilçelerinde yapılan kongrelerden çıkan listelerden bazılarını gördüm. O ilçeyi tanıyanların söyledikleri “birbirinden” uzak tümceler değil! Gerek delegelerin, gerekse ilçe örgütlerinin yönetimlerinde olanlar “hep” alışık isimler…

Bunu anakent merkez ilçelerinde “daha açık” biçimde görmek olası; bir yerde baba, bir yerde yeğen, bir yerde oğul/ kız, bir yerde… aklınıza gelebilen!

Adı CHP’de olsa, sosyal demokrat düşünce savunucusu da bilinse, toplumcu/ halkçı anlayış adı da verilse; her şey fotoğraftaki gibi…

***

Adana’da bir il kongresi yapıldı. Bir yerel seçim yaşamış başkan yeniden adaylığını açıklarken, bir başka isim daha ilçeleri gezmeye başladı. Ancak “daha” günler öncesinden “tek aday” söylemi yayıldı! İkinci adaya “gezmene gerek yok, seçilecek isim belli” denir gibiydi!

İkinci adayın topladığı “yeterli imzanın” tek tek gezilerek “geri” aldırıldığından söz ediliyor. O da yetmiyor, merkez ilçelerden Çukurova belediye başkanı Soner Çetin’in isminin listeye konması “engellenmek istendiğinden” unutuluyor! Tüm bunlarda, gerek genel merkezin “illerdeki siyaseti belediye başkanları yapsın” direktifi, gerekse anakent belediye başkanı Zeydan Karalar’ın etkisi olduğu ileri sürülüyor!

İl kongresinde, Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, konuşmasında “milletin derlerine derman olacak, sinesine sığınılacak partiyiz” sözlerine yer verirken gelin de düşünmeyin!

Hangi “derman”, hangi “sığınak”?

***

Üyeliğim sürse de, içinde olmamamı seviyorum doğrusu…

Söylenen güzel sözler, güzel beklentiler, güzel diller, denileni yinelemeler…

Onun adamı olmalar, birinin peşinden ayrılmamalar, bir masada beş kişinin buluşmasına “mahalle toplantısı” demeler… Bana göre değil ki bunlar!

Yaşanmış yıllara bakıldığında bunun “açık” örnekleri o denli çok, o denli saymakla bitmez ki, o denli “iktidar” öykünmeciliği yoğun ki…

Yerel seçimin ardından bir yıl geçti, il/ ilçe örgütlerinde oluşan karmaşa gözle görülebilir biçimde açık…

Hem “iktidara” kızıp, hem “iktidar” gibi davranmak, hem de yapılanları CHP öğretisi olarak dile getirmek “her şey çok güzel olacak” sloganının gerçekleşmesine katkı yapmayacaktır!

Bilmeyenin olduğunu da sanmıyorum…

240220

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç