Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

Bugün de ‘geç’ sayılmaz; içtense eğer…

 

“Adana tarımın başkenti konumundadır. Adana’mıza rehber olacak çalışmalarımızı, dayanışmamızı diğer oda, borsalar, OSB’mizle, valimiz ve belediye başkanlarımızla, sivil toplum örgütlerimizle birlikte çalışarak hizmetlerimize devam edeceğiz.” (Nisan 2018)

“Çukurova’da üretilen bütün ürünler Türkiye’ye örnek olmaktadır. Lisanslı depoların önemini buğday ve mısır da yaşadık. Piyasaların dengelenmesi, fiyatların üretici lehine korunması ve fiyat istikrarı açısından şuan işlevini tam olarak yapıyor.” (Ağustos 2018)

“2018 yılına ülke olarak iyi başlanmadı. Dövizdeki dalgalanmalar, ekonomik sıkıntılar, faizlerin yükselişiyle Türkiye ekonomik olarak olumsuz bir dönem yaşadı. 2019 yılında bu sıkıntıların yaşanmaması ümidindeyim. 2018 yılı için bu tespiti yaptık ama kötümser değiliz. Hükümetimizin 2019 yılı için alacağı tedbirlerle bizler birçok sorunun üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz.” (Aralık 2018)

“Dövizin artışıyla birlikte üreticimizin kullandığı tüm girdilerde ki artışlar bu sene kendini ciddi bir şekilde göstermiştir. Vakit geçirmeden ekonomide yeni reformlar gerekiyor. Tarımsal ürünlerdeki anormal fiyat artışlarının önüne geçilebilmesi için ısrarla altını çizerek söylüyorum; ‘Tarımda Ürün Planlaması’ yapılmalıdır.” (Nisan 2019)

***

Yukarıda, tırnak içerisine alınan paragraflar, Adana Ticaret Borsası’nın belli tarihlerde düzenlediği toplantılarda Borsa Başkanı’nın konuşmasından alıntılar…

Bir yıl öncesinden başlayan, aslında öncesi de olan konuşmaları yan yana getirdiğimizde, belirli-göze batan bir eğriyi görmek olası…

‘Hizmetimize devam edeceğiz’ denilen günlerde anımsar mısınız, Maliye Bakanı ‘damdaki çatlaktan’ söz etmişti! Ekonominin çatladığını, önlemler alınmasının zorunluluğunu dile getirmişti. ‘İktidar’, genel seçimlere giden ‘o süreçte’, bakanın sesine kulak vermek yerine susturmuş, terslemiş, görev yerini bile sorgulamıştı!

Adana’daki, ya da diğer anakentlerdeki birçok borsalar, odalar ‘çatlağın’ seslerini duymak yerine, ‘iktidarın’ söylemine destek vermek için yarıştılar!

Hizmetin ‘devam edilmesi’ konusunun ilki yoktu;

‘Ürün sahibinin’ ürünü nasıl yetiştirdiği, hangi zorluklarla karşılaştığı, girdileri sağlamak için neler yaşadıkları, hasadı nasıl yaptıkları, dışalımla hasat fiyatının nasıl düşüldüğü göz ardı edilmekle birlikte, üreticinin her geçen yoksullaşması ‘hizmetin’ içerisinde yer almıyordu!

***

Doğrusu, Adana’da sıkça söylenen ‘Çukurova ürünlerinin ülkemizde örnek olması’ konusu, duyulduğunda küçük kıpırtılar-heyecanlar vermesine karşın, üreticinin cebini doldurmaması nedeniyle sevinç vermiyor!

Tarım üreticileri yönünden ‘piyasanın dengelendiğini, belirlenen fiyatın üreticiyi koruduğunu, fiyat istikrarının’ olduğunu söyleyebilmek olası mı?

Biraz açayım…

Üretici bir yıl önceki girdilerle elde ettiği ürünü ile, bu yılki girdilerle elde ettiği üründen aynı kazancı elde ediyor; öyle mi?

‘İktidar’, her gün biraz daha daralan tarım alanlarının nedenini girdilere bağlamamayı sürdürürken, alınan kararların üreticileri sevindirmek yerine, yurttaşa dışalımlı ürünler tükettirmek olduğu ekonomistlerce konuşulurken, odaların bu gelişmelere ‘istikrar’ demelerine tanık olduk!

***

Adana’daki, ya da diğer anakentlerdeki birçok borsalar, ‘çatlağın’ belirtilerini gördüklerinde bile, ‘iktidarı’ üzmemek için ellenirinden geleni yapmayı sürdürdüler.

Genel seçim olmuştu, Maliye Bakanının uyardığı gibi çatlak ortaya çıkmıştı, ulusal para değer yitirmeyi sürdürüyor, piyasadaki tüketim ürünleri zamlanıyor, yerli ürünler ulaşılmaz oluyor, üreticinin dövizle sağlanan girdileri katlanıyor…

O koşullarda bile, ‘dövizdeki yükselmeler faizleri yükseltti’ biçiminde geçiştirilmeye çalışılmıştı!

Peki, onyedi yıllık ‘iktidara’ bunun nedeni sorulmayacak mıydı, sıkıntının sorumlusu kimdi, aylar önce yapılan uyarı neden dinlenmedi, seçim harcamalarında neden daralmaya gidilmedi, yeni kamu araçlarına neden gereksinim duyuldu, yurttaşın yaşadığı sorunlar nelerin sonucuydu?

Tüm bu sorular yanıt ararken odadan ‘hükümetimizin 2019 yılı için alacağı tedbirle sorunların üstesinden geleceğimize inanıyoruz’ açıklaması geldi!

Hükümet emekçinin, emeklinin, dargelirlinin, üretenin sırtına yüklemişti krizi. Krize neden olan katmanı koruyup-kollamak için kredi yolları oluşturmuştu!

İşin en düşündürücü yanı da ‘ülkeyi bu günlere taşıyanla, krizde en büyük yükü alanın aynı gemide’ olduğu yalanı ‘yandaş’ bulmaya çalıştı!

Soğan-patates alamayanla, bu işten ‘köşe’ olanlar gibi…

***

Bugün işsizliğin artışından, enflasyondan, üreticinin durumundan, piyasadan, pazardan, sokaktan, tarımdan, endüstriden söz ederken ‘herkes’ biraz daha dikkat etmeye başladı.

‘İktidar’, damda çatlak olduğunu, buna ‘yalnız’ üretimden yama olabileceğini gördüğü gibi, bugüne değin övgüler dizenler de aynı kanıya geldiler.

“Döviz artışının, üreticinin girdilerinde artışlara neden olduğunu,

Ekonomide yeni reformlar gerektiğini,

Tarımda Ürün Planlaması’nın yapılmasının gerektiğini” konuşmaya başladır!

Bu yanlışlar yaşanırken, ‘iktidara’ yaranmak gibi bir hastalığa tutulmuş olunmasıydı eğer, baştan çözülecek sorunlardı bunlar!

Bugün de ‘geç’ sayılmaz; içtense eğer…

290419

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç