Oktay EROL
Hıristiyan inanışına göre…
‘Girdikleri büyük perhiz öncesi günlerde yaptıkları eğlence’ olarak tanımlanan,
Düzenleyicilerce ‘karnaval’ olarak adlandırılan,
Doğrusunun,
‘7. Uluslararası Portakal Çiçeği Şenliği’ yazılımının olduğunu düşündüğüm etkinlik için bugün çalışmalar Atatürk Parkı’nda başladı…
Önceki gün İstanbul’dan bülten gönderen bir yetkili ile görüşmüştüm…
‘Neden karnaval’ sorusunu yöneltmiştim…
Görüşme yaptığım kişi önce, bu etkinliğin önce uluslararası bir şenlik olması nedeniyle ‘karnaval’ olmasının doğru bir adlandırma olduğunu, ardından da neden ‘takıntı’ yaptığımı sordu…
Benim asıl sormak istediğim de şu:
Adana da bu ya da benzerlerini yapabilecek onlarca ‘düşünce’ ortaya çıkabilecekken, İstanbul’dan yönlendirilmesi, sözde orada günlerce üzerinde çalışılması, sözde bu çalışmaların sonunda da Adana’ya ekonomik katkı sağlanmasından söz ediliyor…
Öyle ya; Adana’da bunu yapabilecek ‘kimse’ yok!
Sabah, Atatürk Parkı’nda düzenlemeler yapanlardan bir kaçı ile görüştüm…
‘Şenliğin’ açılışı için ön yapılacak çalışmalar-düzenlemeler konusunda aralarında konuşuyorlardı.
Belli ki ‘yeni’ gelmişlerdi, Adana’ya…
Adanalının çoğu daha ceketle gezerken, pantolon üstü kısa kol tişörtle gelmişlerdi.
Adana böyle bir yer…
Açılış yapılan alanda ‘bir tane’ portakal ağacı olsa, diye iç geçirdim bir ara. Yok ki! Yeni açılan hangi parka ‘çiçeğini’ koklayacakları portakal ya da turunç dikildiği de sorulmalı…
Parkın iç bölümlerinde, çimenlerin üzerine uzanmış, önlerine aldıkları ‘yapay’ portakal çiçeği taçlarını almış bekleyen kadınlar vardı. Kadınların yanında çocuklar. Çocukların yanlarında davullar. Adana’ya katkı sağlayacaktı!
Festivallere, şenliklere ‘karşıtlığım’ düşünülmesin…
Bu tür etkinlikler, ‘yarına’ iz bırakarak düşeceklerdir.
‘Karnaval’ denilmesini, salt uluslararası olabilmesine bağlama tutarsızlığına ‘diyeceklerimiz’ olabilmeli.
Yılda birkaç gün, ‘o da’ adını düşünmeden koydukları etkinlikte gördükleri Adana’yı, bizle uzaktan-yakından ilgisi olmayan, dinsel çağrışım yapan adla anmaları Adanalıyı üzmemeli mi?
Portakalın, toplu olarak narenciyenin Adana’da ne demek olduğunu bildiğimiz kadar,
Narenciyenin nisan ayında yaydığı çiçek kokusunu aldığımız kadar,
Üreticinin narenciyeden her yıl zarar etmesi ile birlikte bazı tanıdıklarımın bahçesindeki ağaçlarını söktüğünü gördüğüm kadar,
Bu işe ‘emek’ verdiklerini söyleyenler biliyor mu acaba?
Adanalının yaşadığı işsizliği, esnafın yaşadığı sıkıntıyı, üreticinin yaşadığı daralmayı, emekçinin yaşadığı doyumsuzluğu, yurttaşın gereksinimini bilmeden bu ‘düzenleme’ oluyor mu?
Sözümün özü:
Etkinliğin içinde bugüne değin esen ‘panayır’ havasını bir yana bırakırsak…
Portakal Çiçeği Şenliği’ni düzenleyenler;
Adana’yı ne denli tanıyorsunuz?
BU SEÇİMDE ‘İNSAN’ KAZANMIŞ OLSUN…
Seçim sonuçları değerlendirilirken, ‘özellikle’ vurgu yapılmayan ‘enflasyon’ konusu neden göz ardı ediliyor, anlamıyorum…
Birilerini suçlayarak,
Birilerini yerin dibine batırarak yurttaşın yaşadıkları gizlenebilecek gibi…
Dün ortaya çıkan bir araştırma vardı…
Araştırmada Adana ile Mersin’in yaşadığı ‘yıllık enflasyon’ Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu yazıyordu…
Üstelik bu bölgede üretilebilir ürünlerden ‘ıspanak, biber’ araştırmaya eklenerek…
Bunları Adanalı yaşamadı mı, bunlardan acılanmadı mı, ‘iktidarın’ üreticiyi boğduğu görülmedi mi, tüketicinin alım gücü böyle yok edilmedi mi?
Tüm bunlara karşın, bir Tevide konuşmacılardan ‘iktidara’ yakın bir isim, ‘Adana ile Mersin’de HDP’lilerin oyunu alarak CHP kazanmıştır’ dedi.
Bu denli ‘ötekileştirmeyi’ anlamıyorum!
Nedense, karşısında oturanlar ‘doğuda, AKP kimin oyunu alarak kazandı’ denmiyor…
Seçim ‘dünde’ kaldı…
Bugün Adanalılar için de, Mersinliler için de, tüm diğer kentler için de…
Yılların ‘yanlışlarından’ dolayı yaşanan ‘çıkmazları’ aşmak için hem geçmişin özeleştirisini yaparak, hem de çıkış yollarını belirleyerek ‘işe başlamak’ gerek…
Ki…
Bu seçimde ‘insan’ kazanmış olsun…
040419
YORUMLAR