Şaşkına dönmeyen kalmıyor!
Bir yanda Adana’da ‘bir şeylerin’ değil ‘çok şeylerin’ kötüye gittiğini söyleyenler…
Bir yanda Adana’da ‘bir şeylerin’ değil ‘çok şeylerin’ iyiye gittiğini savunanlar…
Adana iyiye mi gidiyor, kötüye mi?
Ben ikincisini söylüyorum!
İktidara yakın olmadan bir yerlere varmanın, ekonomik iriliğe kavuşmanın, üniversite mezunu çocuğunu işe aldırmanın, rahatlamanın olası olmadığını söylüyorum!
İşinde, gücünde alınteriyle geçimini sağlayanların akıl almaz biçimde dar boğazlara girdiğini; yaşam felsefesi olarak el ovmayı seçenlerin ancak gününü kurtardıklarını da söylüyorum!
***
Halkın yaşama olanaklarının kıtlaştığı, daraldığı, acımasızca ‘iç’ edildiği bir dönemde ‘iyiye’ gidiş olur mu, ya da ‘iyiden’ söz edilir mi?
Bana göre, benim gördüklerime göre söz edilmez, edilemez!
Bir yerden aklımda kalan bir tümce:
Bir kentin erincini anlamak için, sokakta gezen insanların yüzüne bakmak yeter!
***
Aynı kanıyı üleşmeyenler cadde ya da sokaklara bir kez bakmalı.
Yolcu taşıyan dolmuşçunun,
Okul yolundaki öğrencinin,
Mutfaktaki ev hanımının,
Kaldırımda yürüyen yayanın,
İnik kepengini kaldırmamış esnafın,
Maaşına egemen olamayan memurun-işçinin farkına varacaktır kanımca…
Onların iç dünyalarını,
Yüzlerindeki derin çizgilerden anlayacaklardır.
***
İşin düşündürücü yanı nedir biliyor musunuz?
Adana’da ‘çok şeylerin’ iyiye gittiğini söyleyenler;
Ekonomik büyümeyi,
Yeni açılan yolları,
Kaldırımları almayan otoları,
Kafeleri dolduran insanları,
Yükselen binaları,
Çevrede onulmaz yaralar açacağı bilinen santralleri,
Geçmeden bedel ödediğimiz köprüleri,
Bu ülkenin insanına yapılmayanı ‘insanseverlik’ sayıp sığınmacılara milyarlar harcamayı,
Adı ‘karnaval’ mı, ‘şenlik’ mi olduğu anlaşılmayan ‘portakal çiçeği’ etkinliğini,
Lüks mağazaların vitrinlerini göstereceklerdir…
Ölçü bu…
***
Adana’nın en yoksul iki kentten biri olduğunu,
İşsizlikle boğuşanların sayısının hergün arttığını,
Yoksul katmanın geçim kaygısının büyüdüğünü,
Pazar, market alış-verişlerinde büyüyen zammı,
Köylünün, üreticinin, çiftçinin toprakla uğraşmak istemediğini,
Üretimin olabilmesi için yaşanan ağır yükleri,
Adana’da ‘bir şeyler iyi gitmiyor’ diyenleri…
Görelim, bilelim…
***
Adanalıyı ‘sanal güzelliklerle’ doldurup şaşırtmayalım.
Makyaj, güzel-hoş ama doyurucu değil!
Adanalının yaşam çıtasını yükselten bir ‘olgu’ değil!
Bir gereksinimdir. Hepsi bu kadar…
120418
YORUMLAR