Bir Nasrettin Hoca fıkrası…
Birgün Hoca’nın köyüne varan Padişah Timur, köylülerin konukseverliğinden-ağırlamasından hoşnut kalınca ‘köyünüze bir fil hediyem olsun’ der, gider. Fil köyde rahatça dolaşmakta, köylünün bahçesine girmekte, ağaçlara zarar vermekte, köyü talan etmekte…
Köylünün yapacağı bir şey yok; padişahın hediyesi olunca kimsenin karşı durması da olanaksız olduğundan Hoca’nın yolunu tutarlar…
‘Aman Hocam, yaman Hocam, bize yardım et Hocam’ yakarışlarıyla durumlarını anlatırlar. Bir arkaya gider, bir de bir başka yana. Sakalını karıştırmaya başlarken ‘tamam, haydi gidiyoruz’ diyerek köylülerle padişahın yolunu tutar.
Önde Hoca, arkasında köylüler sarayın kapısına dek yürürler; sonra da huzura çıkarlar…
Padişah Timur, ‘hayırdır Hoca, bir şey mi var, film nasıl’ diye sorar.
Hoca ‘padişahım, bu filiniz var ya…’ derken geriye döner; arkasında ne bir köylü var, ne de bir başkası…
Padişah Timur ‘eee ne olmuş file’ diye sorunca Hoca tüm kurnazlığıyla yanıtlar:
‘Padişahım, hediyeniz olan fili köylü sevdi. Üstelik bazen köylüler arasında da tartışma çıkıyor. Onun için birkaç fil daha gönderin köyümüze…’
Hoca köye döndüğünde etrafını saran köylüler ‘ne oldu Hocam, sorunu çözdünüz mü’ diye sorunca gülerek yanıtlar:
‘Çözmez olur muyum, elbette çözdüm. Padişaha, köylü fili çok sevdi, birkaç tane daha istiyorlar, dedim’ der.
***
Dün ‘yılın ilk çeyreğinde’ gelen ‘yüzde beş büyüme çizgisi’ herkesten çok TÜSİAD Yönetim kurulu Başkanı Erol Bilecik’i sevindirmiş olmalı ki her ne denli ‘kısa vadeli adımlarla böyle bir parametreye ulaşamayız endişesi taşıyorum’ demiş olsa da’ büyümeden dolayı hoşnutluğunu gizlemiyor…
Bizim bilinenlerinizi var; yadsıyamadığımız bilinenlerimiz…
Bu ülkenin gençlerinin işsizlik oranı,
Bu ülkenin asgari açlık oranı,
Bu ülkenin kepenk indirmiş esnaf sayısı,
Bu ülkenin tarım sektörünün çektiği acı,
Bu ülkenin sanayisinin durumu,
Bu ülkenin çevrecilerinin yaşadıkları,
Bu ülkenin düşünenlerinin kaygıları,
Bu ülkenin can güvenliği, eğitimi, sağlığı, hukuku…
Bu ülkenin hiçbiri birinden ayrılamayacak sorunları!
Tüm bunları bir yana iterek; ülkede ekonomik büyümenin ‘yüzde beş’ olduğuna, her şeyden önce de ‘yüzde beşin’ yurttaşı bayram havasına sürüklemesini beklemek!
Nasrettin Hoca’ya danışmamız gerek!
***
Veriler şöyle:
2017 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde beş arttı.
Üretim yöntemiyle gayrisafi yurtiçi hasıla tahmini, 2017 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 14,3 arttı…
Büyüme işadamlarının, büyüme ‘ekonominin’ büyümesi…
Yılın ilk üç ayında gerçekleşen artışın yansımalarına bakıldığında ‘görülebilen’, ülkede yaşamını sürdüren yurttaşın içinde bulunduğu koşulların nereden nereye geldiğine bakılması gerekmez mi?
Şu an işsizliğin doludizgin ivme kazanması, yalnız işsizlerin değil çalışmakta olanların da işyerlerinde ‘işsiz kalmakla’ karşı karşıya oldukları neden görmezden gelinebiliyor, ya da gösterilmemek için diretiliyor?
Bir hoşnutluk olayı mı yoksa?
Bir filin talanından rahatsız olup, birçoğuyla karşı karşıya kalmak; sorgulanması gereken debu!
***
Bu ülkede yaşayan insanların bildiği, yaşadığı, karşı karşıya olduğu olaylar var…
Yaşananlar işadamından çalışanına, gencinden yaşlısına, politikacısından seçmenine, öğrencisinden öğretmenine, hastasından doktoruna, içeridekinden dışarıdakine, üniversitesinden akademisyenine, kentinden köyüne, ev hanımından işsizine herkesin gözleri önünde…
Bunca sıkıntılar, bunca can çekişmeler, bunca hoşnutsuzluk biraz daha boy sürsün diye; bir filin yaptıklarını ‘aratmak’ istercesine, daha büyük yağmalara kapı aralatmak gibi bir şey…
Yılın ilk ayında yüzde beşlik büyüme bayramı sonrasında yaşanacaklar ‘böyle’ bir şey gibi…
Çünkü yaşananlar bunu söylüyor…
130617
YORUMLAR