Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Oktay Erol

‘Bir kişi’ yapılanın ‘doğru’ olduğunu söyleyemiyorsa…

 

Bazı ‘yanlışları’ anlamak için o denli çaba harcamak gerekmiyor; yaşarken de anlaşılabiliyor!

Hani, politikacının söylediklerinin ‘tam tersini’ söylediklerini anımsarız da;  ancak ne zaman, nerede, tam olarak ne dediğini bilmediğimizde kaynakları tararız ya…

Ya da ne bileyim, bir ‘problem’ çözmek isteriz de; örneğin bir kubbenin alanını öğrenmemiz gerektiğinden formül arayışına gireriz…

Ya da ‘merak’ ettiğimiz bir yer, bir kişi, bir nesne, bir olay vardır da; onu açıklamak için bilgisayara başvururuz…

Ama öyle olaylar vardır ki,

Ama öyle etkisi altında olduğunuz bir durum olur ki,

Hiçbir yere başvurmadan, araştırmadan, zorlanmadan ‘ne’ olduğuna karar verebiliriz!

Yaşamımızın içinde olduğundan dolayı ‘yanlış’ diyebiliriz…

***

Ayda birkaç kez Adana-Kozan yolunu kıllanıyorum…

Kozan’dan Adana’ya gelmemiz bile beşinci yılında…

Buruk Mezarlığı’ndan başlayıp Kozan girişine dek uzanan altmışyedi kilometrelik yol, 2010 yılında bölünerek ‘ihalesi’ yapılmıştı. Altmışyedi kilometrenin ‘farklı’ bölgelerinde çalışmalar başlamıştı! İmamoğlu çevre yolunun ayrı, Mustafalar ayrı, Tırmıl bölgesi ayrı…

Bundan üç-dört yıl öncesine değin, Adana-Kozan sürücüler için karabasandı! Çalışmaların belirli aralıklarla, zamana bölünerek, yapıldıkça açarak değil de; ‘ihaleyi’ alanın uygunluğuna göre çalışma yapılıyordu sanki?

Bir apartman dikerken, kabası bitmiş binanın ‘farklı’ katlarında çalışma yapmak gibi bir şey… Yirmi katlı binanın beş, on, onbeş, yirminci katlarında çalışma yapmak gibi… Üst katlara çıkışlarda çalışma yapılmayan katların yaşatacağı ‘acıyı’ bilmeden…

Altmışyedi kilometre kaç kişiye verilmişse, o verilenler de ne zaman başlayacaksa…

Yolculara, sürücülere verdiği tüm zorlukları, bunalımları, acıları, bungunlukları bir yana bırakarak ‘bitti’ demiştik ki…

Tüm yaşananları ‘unuttuk’ demiştik ki…

Artık yolumuz ‘daha’ rahat demiştik ki…

Yazın tozdan, kışın çamurdan, yağışlı günlerde beklenmedik çukurdan ‘kurtulduk’ demiştik ki…

Bitmemişti!

***

Bir yıl kadar önce…

Adana’dan Kozan’a giderken ‘nasılsa’ Buruk Mezarlığı yolunu seçtim, Balcalı-Toki yolu yerine…

Buruk’un yolu üzerinde iş makineleri vardı. Yolun bir yönünü kapatmışlar, çalışma yapıyorlardı. Çalışma dediğim, iki-üç yıl önce ‘bitti’ dediğimiz asfalt yol sökülüyordu! İş makinelerinin yanında, yerden yüksek ‘siyah jipler’ geziyordu! Araçla bir yandan ilerlerken bir yandan da yanında yol arkadaşım eşime soruyordum. ‘Bilmiyorum, bende yeni gördüm, deli saçması, bugün yapacaklarını önceden neden yapmamışlar ki’ diye sordu.

Öyle ya, ‘deli saçması’ gibi bir şey olmalıydı bu! Madem yapacağınız ‘bu’ değildi, neden yaptırdınız? Üç yıl önce ‘bugün’ yapılanların hesabını neden yapmadınız, neden sürücülere-yolculara bu ağır acıyı yaşattınız?

Özellikle neden bu ülkeye çakılan her çivinin bedelini ödettiğiniz yurttaş;  tüm zorluklarına, işsizliğine, erinçsizliğine, geçim sıkıntısına, kızgınlığına, sorunlarına karşın ‘dişinden-tırnağından’ artırdığını yurdu için vermekten kaçınmamasına karşın; ‘özverisi’ düşüncesizce savrulur?

Şimdi deniyor ki; önceden yapılanların sökülmesinin nedeni, yeni yapılanın daha nitelikli oluşundanmış. Üç yıl önce biten yol sökülüp, ‘çelik asfalt’ yapılacak olması Adana-Kozan yolunu kullananları sevindirilmeliymiş…

Son günlerin çok kullanılan bir sözünü yineleyeceğim; aklımla alay mı ediyorsunuz?

***

Geçen hafta yoldayız yine… Üç yıllık yoldan gidiyoruz İlhan’la…

Yolun bir bölümünde çalışma yapıyorlar. Öyle bir çalışma ki, gittiğimiz yön en az yarım metre alta! Bu demektir ki; gittiğimiz yön yarım sökülecek, bir metre yükselecek! Hemen biraz  ileride beş-altı metrelik iniş var!

Yol yapımını bilmeyen-anlamayan bile bunun ‘anlamsızlığını’ görebilir; sökülen yükseklik ile yapılan yeni dolgunun anlamsızlığını…

***

Her yönüyle düşünmeye çalışıyorum;

İlki; Adana-Kozan duble yolunun yapımı, başlarda herkes gibi beni sevindirdi. Daha rahat bir yolculuk yapılmasını sağlayacak, ulaşımı kısaltacak, araçlar daha az yıpranacak, harcama azalacaktı.

İkincisi; 2010 yılında yol yapımı başlarken tüm gelişmeler göz önünde bulundurularak, yurttaşın uzun yıllar kullanacağı, gerek yolculuk yapmaktan gerekse sürücü olmaktan acı duymayacaktı.

Üçüncüsü; Bitti derken bitmemişse eğer, bir ‘yanlış’ yapıldığı ortadaysa eğer, yurttaşın ‘ortak kullanım’ alanı olarak bilinen duble yol birilerinin ‘rant alanı’ olmuşsa eğer, bunun hesabı verilmelidir. ‘Yanıldık, aldatıldık’ benzeri ‘duyarsızlığa’ benzer, ‘ilk yolu bilemedik’ demekle olmaz!

Bugün Adana-Kozan yolunu kullanan ‘bir kişiden’, yapılanın ‘doğru’ olduğunu duymak olanaksızsa eğer; yanlış görülüyor, demektir…

160317

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç