0

BEĞENDİM

ABONE OL

Soner SEVGİLİ

Bu Şehr-i İstanbul ki; her yanı zenginlikle doludur. Ortasından geçen dünyalar güzeli su doğal görünümüyle eşsiz kılar bu kenti. İnsanoğlu da bu güzelliğe elini sürmüştür. Kimi zaman güzelleştirmiş, kimi zaman da çirkinleştirmiştir bu uğruna şarkılar yazılan şehri…

Şimdi biz, sizinle birlikte bu dünyalar kadar kocaman şehrin nasıl doyduğuna, bakacağız tarih içindeki küçük bir yolculukla… Her zaman insanları hep kendine çağırmış bu kentin, bu nüfusu nasıl beslediğini göreceğiz. Yolculuğumuz 20. yüzyıl başından başlayacak, bu topraklarda birçok anlamda köklü değişimlerin yaşandığı geçen yüzyıl ortalarına kadar devam edecek.
Bu yolculukta Şehr-i İstanbul’un güzel yemeklerinden yiyeceğiz, güzel içeceklerinden içeceğiz…
Bazen içimiz sızlayacak, bazen de iyi olmuş diyeceğiz… Haydi, şu son asırda İstanbul nasılmış bir bakalım…
Çevirelim gazetemizin sayfalarını…

Gazetemizin birinci sayfasında: “Pazarda Mal Kıtlığı” başlığı altında İstanbul’un 1900’ler başında ki iaşe sorununu gözler önüne seriyoruz…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP