Çok şey mi istiyorum?

Korku mudur, biat mıdır, saygı mıdır!?. Cüppeye düğme bile konulmamışken, siyasi erk karşısında sulta durmanın açıklamasını, ne hukuk, ne akıl, ne de iradeden bekleyemez olduk. Akıl suskunsa irade sustuysa bari vicdan verebilseydi cevabı! Vicdan da sustuysa kendi hakkını bile aramaktan mahrum ve aciz o vicdan bir başkasının hakkını aramak adına adaleti nasıl kuracak!? O vijdani hukukun bağımsız ve tarafsızca hak-hukuk dağıtacağı konusundagüven verebilmesi mümkün mü?
Şayet bu gün bu ülkede hukuka güven yerlerde sürünür hale, gelmişse bu güvensizliği yaratan köylü memet, işçi hasan, öğretmen kemal, bakkal ahmet veya sıradan birileri mi!?…
Hukuk erkanı toptan çay toplama partisinde boy gösterirken, topladıkları üç beş kilo çay ile Karadenizli Temel’e ekonomik katkıda bulunmak adına bunu yapmadıklarını biliyorlardı, Ama şunu bilmiyorlardı diyebilir miyiz: Hukuku çay tarlasında yeşillikler arasına bırakıp da gelirken neyi kaybettirdiklerini!…
Hiçbir olay, bağımsız gelişemez!… Dün çay partisi ile erozyona uğrayan hukuk, bugün bu fotoğraftaki biat, sadakat, itaat yada saygı, ya da korku görüntüsü dumura uğramıştır. Bu görüntü de bunun resmidir.
ABD’de, Başkan salona girdiğinde, hakimler hariç herkes ayağa kalkar. Saygıdır bu!. Herkesin, başkana karşı ayağa kalkması nasıl saygı ise, hakimlerin ayağa KALKMAMASI da yargı gücünün tüm güçlerin üzerine olduğunun, bağımsız ve tarafsızlığının göstergesidir!.
Ben de ülkemde Anayasa Mahkemesi Başkanı da dahil, tüm yargı mensuplarının yansız, tarafsız ve bağımsız olmalarını, hiçkimsenin önünde eğilmeden dik durmalarını, dağıttıkları hak-hukuk- adalete güven duyulmasını istiyorum!…
ÇOK ŞEY Mİ İSTİYORUM!?…