Üç aşamalı bir makaleyle siz Türkiye halkına; milli gelirden daha fazla almak ve alım gücünü artırarak insanca yaşam koşullarının önünü açacak olan üretim sisteminin bir saç ayağını aktarmaya çalışacağım.
Kooperatif (Kamu Sektörü)
Her insanın varoluşu farklı. Fiziki ve düşünce konumları farklı. Yaşam koşulu farklı. Ama hangi coğrafyada yaşarsa yaşasınlar görünümleri aynı. Ülkelerde tıpkı insanlar gibidir. Devlet var. Yaşanan ülke var. İnsanların ihtiyaçlarını karşılayan sistemler var. Kendilerine ait dilleri ve kültürleri var. Ama her ülkenin sisteminin kuruluşu, işleyişi ve yönetim biçimi birbirinden farklıdır. Görüntüde benzeyen, içeriğinde farklı. Osmanlı devleti monarşiye dayanan feodal devletti. Tımar sistemi devletin iskeletini oluşturuyordu. Kapitalizmi doğuran prekapitalist süreci yaşamadı. Ticaret farklı ülke vatandaşların kontrolünde yapılıyordu. Kurtuluş savaşı sonrası cumhuriyet ilan edildi. Kurulan devletle üretim sistemi yukarıdan aşağı inşa edildi. Bir yandan sermaye birikimi sağlanırken, bir yandan ülkenin kaynakları analiz yapılarak; başta temel ihtiyaçlar olmak üzere üretim alanları yeniden harekete geçirildi.
Türkiye coğrafyasında her mevsim ekilebilir alanı ülkenin 2/3’e ulaşıyor. Türkiye üretimi, cumhuriyetin kuruluşuyla tarım üzerine oturtuldu. Tarımdan sanayiye geçişi kısa zamanda sağladı. Tekstil ve gıda sanayi diğer sanayi dalları eklendi. Kısa zamanda kendine yeterli tarım üretimine ve sanayiye kavuştu. Planlı bir modelin getirdiği başarı Türkiye’de ikinci üretim atılımına girmesi, sıçratma yaptırarak yeni dönemi oluşturacakken; bu atılımı istemeyen güçler, darbelerle süreci engellediler. Engellemekle kalmadılar, kuruluş felsefesinin yarattığı her şeyi; kuruluş felsefesiyle birlikte ortadan kaldırdılar. Sonuç: 1. Türkiye halkı kuru soğana muhtaç edildi. Tarım üretimi darmadağın edildi. 1984’e kadar tarım ürünleri açısından kendine yeterli ilk beş ülkeden biriyken, gün geldi patatesi ve buğdayı dahi ithal eden ülke konumuna getirildi. Sadece tarım değil, tarıma bağlı ve diğer sanayi üretimleri çıkmaz labirente gömüldü. 2. Türkiye’de adaletsizlik dört yanı sardı. Yaşamda, eğitimde, sağlıkta, gıda ve genel ihtiyaçlarda, iş ve aşa kavuşmada, emeğin karşılığın da yaşayacak kadar ücret alımında ve tüm hukuksal evrelerde; adaletsizlik hüküm sürüyor. 3. Türkiye’de siyaset bataklığı kurutma yerine sivri sineğin kanadını konuşuyor. Neo liberalizm dedikleri finans-Oligarşilerin Türkiye’deki çıkarlarını yerine getirme yarışı Türkiye halkına kurtuluş reçetesi olarak sunuluyor. Oysa Türkiye’nin kuruluş sürecine dönseler ve konulan hedefleri görseler bu batak çoktan kurutulmuştu. Türkiye’de çağdaş bir yaşamın hüküm sürdüğü ülke konumunu elde etmiş olacaktı.
Türkiye üreten ülke olursa, demokrasiyi yurttaşın yaşamının ana ekseni yapabilir. Üretmedikçe, dışa bağımlı ve sömürü zincirinin değişmez halkası olur ki; buda yurttaşın acılarla dolu yaşamı anlamına gelir. 12 Eylül askeri darbesiyle başlayan süreçle geldiğimiz bugünlerde üretimin ana ekseni yok olmuştur. Dış bağımlı ülke olarak soğana muhtaç hale getirilmişiz. 1. Bataktan çıkmanın tek yolu var. Yerli malı yurdun malı anlayışıyla tarım, tarıma bağlı sanayi ve diğer üretim alanlarını yeniden koordine edilmesidir. İlk adım kırsal dönüşüm ve kentsel dönüşüm projeleriyle kaynakların yerinde değerlendirildiği projeler üretilmeli. Bu projelerin özelliği Özel sektörü reddetmeden; kamu ve devlet sektörünün üretim sisteminin ana eksenine yerleştirilmesidir. Bu yöntem yeni değil. Günümüz koşullarına uyarlanacak cumhuriyetin kuruluş sürecindeki uygulamadır!
Kaynakları yerinde kullanan ve yaşamın tüm ihtiyaçlarını karşılayan üretim yöntemidir. Milli gelirin adaletli paylaşımını ve yurttaşların mutlu, huzurlu yaşamasının önünü açacak sistemdir. Bu sistemin saç ayaklarından biri kamu sektörüdür. Kooperatif(kamu) üretim sistemidir.
Kooperatif nedir? 1. Üretenlerin her türlü gereksinimlerini uygun koşullarla elde etmelerini sağlamak için kurulan, kâr amacı gütmeyen ve üreticilerin, aracıları aradan çıkararak, ürünlerini daha iyi koşullarla pazarlamak için kurdukları eşit ortaklığa; kooperatif denir. Ortak çıkarların korunduğu ve gönüllülük esasına dayanan üretim örgütlenmesidir. Üretim süreci ham madde üretimiyle başlar, mamul hale getirilerek pazarlanma sürecine kadar devam eder. Tarım, sanayi ve ticari faaliyeti içine alır. Her bölgenin ürün desenine uyumlu, yerinde yapılan üretim aksiyonudur. (Devam edeceğiz. )