Ömer ALPDOĞAN
Adı “Türk” ama, aslında “küresel”, Türklükle ilgisi olmayan bir yapı.
Türk Tabipler Birliği’nden bahsediyorum..
Bakmayın adının Türk ile başlamasına..
Her eylemleri, söylemleri küresel güçlerin çıkarlarının önünü açmak için..
Bunun son örneğini sahte pandemi de denilen plandemi de görmüştük..
Küresel biyokimyasal silah şirketleri, Dünya Sağlık Örgütü adlı biyokimyasal terör örgütü aracılığıyla ölümcüllük oranı bildiğimiz gripten çok çok aşağıda olan ve binlerce yıldır yeryüzünde buluna Korona (Covid19) virüsünden olmayan bir salgın yaratmışlardı..
Medya aracılığıyla servis ettikleri sipariş haberlere insanlarda korku yarattıktan sonra, önlem adı altında insanları evlere mahkum etmişler, trafik kazasından hastanelere gelen yaralıları bile korona (covid199 tanısını koymuşlar, hastanede ölen herkesi “ölüm nedeni kotona” yaftası yapıştırarak sahiplerine teslim etmişler, geleneksel gömme törenine bile izin vermemişlerdi..
İşte bu sıralarda, küresel biyokimyasal silah kuruluşları “covid19 aşısını bulduk” diye ortalığa çıkmışlar, her ülkede olduğu gibi ülkemizde de henüz faz çalışması yapılmamış biyokimyasalları “acil kullanım” koduyla insanlara zorla yapılmasına çalışan sözde doktorlar çıkmıştı..
Dr. Ümit Aktaş gibi gerçek doktorlar, a$ı adı altında insanlara zorla yaptırtılan biyokimyasalların ölüme varan yan etkilerinden bahsetmişlerdi.
Türk Tabipler Birliği işte o zamanlar sahneye çıkmış, faz çalışmaları tamamlanmayan biyokimyasalların a$ı olduğunu ve insanlara zorunlu olarak yaptırılmasının savunarak, küresel biyokimyasal terör örgütü DSÖ’nin ve onun arkasındaki küresel kimyasal silahçıların, küresel emperyalistlerin safında yer almıştı..
TTB’nin yöneticilerine sorsanız büyük olasılıkla kendilerinin ”sosyalist” olduğunu söyleyecekler ama, yaptıkları eylemlerin, söylemlerini sosyalizmle değil küresel emperyalizmle örtüşüyor..
Türk Tabipler Birliği, son olarak geçtiğimiz günlerde, yıllardır covid19 a$ılar gerçeğini anlatan Dr. Ümit Aktaş’a “bir ay meslekten men” cezası verdi..
15 Kasım’da Dr. Ümit Aktaş’a tebliğ edilen kararın gerekçesi, Aktaş’ın 20 Mayıs 2021 tarihinde Beyaz TV’de yayınlanan ‘Her Açıdan’ programında aşılar ile ilgili açıklaması nedeniyle pandemi koşullarında gerçek dışı bilgiler ile korku ve panik yaratmak ve hekimliğe yakışmayan davranışlar içinde olmak..
A$ılarının gerçek yüzü ortaya çıkması, ölümlere, kalp krizlerine, kansere yol açtığı artık herkesçe kabul edilmesi, Almanya’nın a$ı mağdurlarına tazminat ödemesinin halktan saklayan TBB, halktan özür diyeceğine, gerçekleri anlattığı için bir doktora meslekten men cezası verecek denli küresel emperyalizmin hizmetkarı olmuş durumdadır.
A$ı yalanının ortaya çıkaranlar bu ceza ile TBB’nin istediği gibi küresel emperyalizmin kölesi olacaklar mı?..
Asla öyle bir şey olmayacak..
A$ılarla birlikte TBB’nin de küresel emperyalizmin Türkiye’deki kolu olduğunu açıklamaya devam edeceklerdir..
Zaten, Dr. Ümit Aktaş da meslekten men cezası ile ilgili olarak yaptığı açıklamada bunu net biçimde dile getirmişti..
Ne demişti sayın Aktaş:
“Doğruları söylemek suç mu?
“Hiçbir zaman doğruları söylemekten çekinmedim. Her zaman doğru bildiğim neyse onu savundum. Bu durum en çok da TTB’yi rahatsız ediyor. Yaklaşık sekiz yılda hakkımda 40’ı aşkın soruşturma açtılar. Ne yaptım, adam mı öldürdüm de bu kadar soruşturma açıldı? Son olarak da pandemi döneminde aşılar aleyhinde konuştuğum için benim hakkımda meslekten men cezası istediler. TTB onur kurulu bu cezayı onayladı ve men cezası verdi. Bu da bize İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından 15 Kasım Cuma günü tebliğ edildi.
Peki suçum ne? “20 Mayıs 2021 tarihinde Beyaz TV’de yayınlanan ‘Her Açıdan’ programında aşılar ile ilgili açıklamamız nedeniyle pandemi koşullarında gerçek dışı bilgiler ile korku ve panik yaratmak ve hekimliğe yakışmayan davranışlar içinde olmak” iddiası.
Lütfen programı internette bulun ve izleyin. Programın tam kaydı web sitemizde bulunmaktadır. İlgili programda bana sorulan sorulardan biri de ‘aşıların yan etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz’ idi ve ben de Avrupa Birliği ve ABD’deki aşı takip programlarının verileri ile cevap verdim. “Fitoterapi eğitimi almış olan bir tıp doktoru olarak aşı karşıtı değilim. Sadece henüz Faz 3 çalışmaları tamamlanmamış ve insanlar üzerinde uzun vadeli yan etkileri tespit edilmemiş COVID 19 aşılarının milyarlarca insana uygulanmasının yaratacağı tehlikelerden ve yan etkilerinden dolayı toplumu uyardım. Bir hekim olarak bu uyarıyı yapmak benim mesleki ve vicdani görevimdir.
Nitekim bu programdan sonra geçirdiğimiz üç sene, bu uyarıları yaparak ne kadar haklı olduğumuzu ortaya çıkarmıştır. Bugün, COVID 19 aşılarının tüm dünyada ne kadar çok yan etki, komplikasyon ve ölüme yol açtığı aşikâr bir gerçektir. Dün aşıları savunanlar, bugün pişmanlık dolu sözler sarf etmektedir. Böyle bir durumda dahi TTB’nin bize verdiği meslekten men cezasından nedamet getirip cezayı geri alması gerekirken, tam tersine sonuna kadar gitmek için çaba harcanmaktadır. Açıkça ortadadır ki, TTB yönetimi şahsıma karşı özel bir kin ve nefret beslemektedir. Bu kin ve nefret TTB yönetiminin gözlerini karartmıştır, ellerindeki yönetimsel gücü ve görevlerini kötüye kullanmaktadırlar. Adeta TTB şahsıma karşı bir kan davası gütmektedir. Bir hekim hakkında 40’ın üzerinde soruşturma açılmasının başka izahı yoktur.”
TTB hem savcı hem hakim olamaz
Bu durum üzerine hak ihlalinden dolayı, dosyayı anayasa mahkemesine taşıdıklarını belirten Dr. Ümit Aktaş, “Anayasa mahkemesi hala dosyamızı inceliyor. Hızlandırılması için ricacı oluyoruz, çünkü biz ve hastalarımız ciddi bir hak ihlali yaşıyoruz” dedi.
Çalışma özgürlüğümüz ve hastalarımızın tedavi olma hakkı ihlal ediliyor
Dr. Ümit Aktaş açıklamasını şöyle sürdürdü: “30 gün boyunca hekimlik yapamayacağım, hastalarıma bakamayacağım. Benim hastalarımın hemen hemen hepsi kanser, diyabet gibi kronik hastalıkları olan hastalar. Bu süreçte hastalarımız tedavi hakkından mahrum kalacaklar. Hem biz hem hastalarımız mağdur edileceğiz, hak ihlaline uğramış olacağız. Anayasa tarafından güvence altına alınan ‘çalışma özgürlüğümüz’ elimizden alınıyor. Hastalarımızın tedavi olma hakkı ihlal ediliyor. Peki niçin yapılıyor bu? Aşılar hakkında konuştuğum için.
Verdiğiniz bu cezayı da göğsümde madalya gibi onurla taşıyacağım
TTB yönetimine sesleniyorum: Siz aşı ve ilaç firmalarının sözcüsü müsünüz? Nerede kaldı toplum sağlığını savunmak. Siyasi hırs ile gözünüz kararmış şekilde bize ceza vermekten çekinmiyorsunuz. Çünkü, Dr. Ümit Aktaş’ı susturursanız arkadan gelenleri de korkutacaksınız. TTB yönetimi, bilim hürriyetini ihlal ederek bilimsel faşizm uygulamaktadır. Sizin dilinizden konuşalım: ‘Baskılar bizi yıldıramaz’. Susmayacağız. Konuşmaya devam edeceğiz. Bizim ve hastalarımızın mağduriyeti yanınıza kar kalmayacak, tüm haklarımızı kullanacağız. Haklıyız; o nedenle de korkmuyoruz, korkmayacağız. Verdiğiniz bu cezayı da göğsümde bir madalya gibi onurla taşıyacağım.
TTB yönetimi, Türk hekimlerinin sahibi midir?
Türk tabiplerini de göreve çağırıyorum. Artık bu yönetimi değiştirmenin vakti geldi. Tabiplerin en fazla yüzde 10’nun katıldığı oylama ile seçilen TTB yönetimi, Türk Tabiplerini köleleştirmeye çalışıyor. Sadece onların istediğini söyleyelim, istemediğini söylemeyelim diye baskı kuruyor. Oysa, doğru bildiğimizi söylemezsek insan değiliz, hekim hiç değiliz. Halk sağlığı konusunda doğru bildiğini açıkça söylemek hekimlere yasal olarak verilmiş bir vazifedir, vicdani sorumluluğumuzdur, ilmimizin zekatıdır.
Yenidoğan çetesine, yolsuzluk yapanlara, rüşvet alanlara ne oldu?
İstanbul Tabip Odası’na soralım. Benim hakkımda hekimliğe yakışmayan davranış nedeniyle 30 gün meslekten men cezası verdiniz. Peki yenidoğan çetesine, yolsuzluk yapanlara, rüşvet alanlara, hastaların öncesi sonrası fotoğraflarını sosyal medyada paylaşanlara da verdiniz mi meslek men cezası? Bana ceza verdiniz, çünkü benim söylediklerim sizin hoşunuza gitmiyor. Ben sizin hoşunuza gidecek lafları etmekle mükellef değilim. Sizin gönlünüzü hoş tutmaya çalışmıyorum, toplum yararına hak sağlığı için doğru olan ne varsa onu söylemeye, onu savunmaya çalışıyorum.”
Desteklerinizi bekliyorum”
Kamuoyunu tepki vermeye çağıran Dr. Ümit Aktaş, “Tepki verin ki TTB’yi yöneten bir avuç insan bunun bu kadar kolay olmadığını anlasın” diyerek takipçilerine çağrıda bulundu.
Hiçbir zaman doğruları söylemekten çekinmedim. Her zaman doğru bildiğim neyse onu savundum. Bu durum en çok da TTB’yi rahatsız ediyor. Yaklaşık sekiz yılda hakkımda 40’ı aşkın soruşturma açtılar. Ne yaptım, adam mı öldürdüm de bu kadar soruşturma açıldı? Son olarak da pandemi döneminde aşılar aleyhinde konuştuğum için benim hakkımda meslekten men cezası istediler. TTB onur kurulu bu cezayı onayladı ve men cezası verdi. Bu da bize İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından 15 Kasım Cuma günü tebliğ edildi.
Peki suçum ne? ‘’20 Mayıs 2021 tarihinde Beyaz TV’de yayınlanan ‘Her Açıdan’ programında aşılar ile ilgili açıklamamız nedeniyle pandemi koşullarında gerçek dışı bilgiler ile korku ve panik yaratmak ve hekimliğe yakışmayan davranışlar içinde olmak.’’ iddiası.
Fitoterapi eğitimi almış olan bir tıp doktoru olarak aşı karşıtı değilim. Sadece henüz Faz 3 çalışmaları tamamlanmamış ve insanlar üzerinde uzun vadeli yan etkileri tespit edilmemiş COVID 19 aşılarının milyarlarca insana uygulanmasının yaratacağı tehlikelerden ve yan etkilerinden dolayı toplumu uyardım. Bir hekim olarak bu uyarıyı yapmak benim mesleki ve vicdani görevimdir.
Biz iyiliği savunmaya devam edeceğiz. İyilik her zaman kazanır. Hiçbir zaman boynumuzu eğmeyeceğiz. Çünkü doğru yoldayız. Doğruyu yaptığımızı biliyoruz. Biz vicdanımıza hesap veriyoruz, TTB yönetimi siz kime hesap veriyorsunuz?
30 gün boyunca hekimlik yapamayacağım, hastalarıma bakamayacağım. Benim hastalarımın hemen hemen hepsi kanser, diyabet gibi kronik hastalıkları olan hastalar. Bu süreçte hastalarımız tedavi hakkından mahrum kalacaklar.
Takdir Türk milletine aittir. Hukuka saygılıyız, gereğini yerine getireceğiz.
Lütfen programı internette bulun ve izleyin. Programın tam kaydı web sitemde ve Youtube kanalımda bulunmaktadır.
Zaman hepimizi haklı çıkartacak. İyilik her zaman kazanır! Biz iyiliği savunmaya devam edeceğiz. İyilik her zaman kazanır. Hiçbir zaman boynumuzu eğmeyeceğiz. Çünkü doğru yoldayız. Doğruyu yaptığımızı biliyoruz. Biz vicdanımıza hesap veriyoruz, siz kime hesap veriyorsunuz?
Takdir Türk milletine aittir. Hukuka saygılıyız, gereğini yerine getireceğiz.
Kamuoyunun takdirine sunarım.”
Dr. Ümit Aktaş’a kesilen ceza TTB’nin meslek men cezası ile bitmedi..
Now TV’de kendince bir ceza uyguladı.
İki haftada bir ekranlara gelen programın daimi konuğu Dr. Ümit Aktaş’ın, meslekten men cezası doğrultusunda programa katılmasını uygun görmemiş..
Türkçesi yayın cezası uygulamış..
D”Çağla ile Yeni bir Gün” programında iki haftada bir, tv izleyicisinden gelen soruları yanıtlayan Ümit Aktaş’a ekran yasağı uyguladı..
Dr. Ümit Aktaş da, karşı bir kararla, artık ilgili programda yer almamaya karar verdi ve bu kararının kamuoyuna açıkladı..
Now TV’nin tutumu da TBB’nin tutumu gibi şaşırtıcı olmadı.
Now TV’nin o zamanki adıyla Fox olarak sahte pandemide, biyokimyasalların a$ı adı altında insanlara zorunlu olarak vurulması konusunda yaptığı yayınları anımsayınca, bugünkü kararı hiç de şaşırtıcı olmadı..
Now TV’de, TTB gibi küresel emperyalizmle kol kola olan bir kuruluş..
Biri meslek örgütü, diğeri medya kuruluşu olarak küresel emperyalizmle birlikte yürüyorlar..
Er geç, a$ıların zorunlu olarak yapılması için kampanyalar yürütenler, biyokimyasal maddeleri vücutlarına almak istemeyenlere hakaret edenler, faz çalışması tamamlanmamı biyokimyasallara a$ı güzellemesi yapanlar, gerçekleri açıklayan hekimleri susturmaya çalışanlar elbette bir gün hesap vermeye başlayacaklardı..
Kimyasal dayatmasında bulunanların doktorlukları iptal edilecektir..
Öncelikle de TBB kapatılmalı, DSÖ adlı biyoteknolojik terör örgütü ülkemizden atılmalı.
Aylar önce “TBB kapatılsın” diyen MHP’nin de çağrısının arkasında durmasının, TBB’nin kapatılması için girişimlere başlamasını bekliyoruz..
YEREL HABER
3 saat önceEKONOMİ
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce