64 yaşındaki Nasrallah’ın liderliğindeki Hizbullah, İsrail’e karşı çatışmalar yürüttü ve komşu Suriye’deki savaşa katılarak, güç dengesinin Devlet Başkanı Beşar Esad lehine değişmesinde rol oynadı.
Usta bir stratejist olarak görülen Nasrallah, Hizbullah’ı İsrail’in “baş düşmanı” olarak yeniden şekillendirdi ve İran’daki Şii dini liderlerle ve Hamas gibi Filistinli militan gruplarla ittifaklar kurdu.
Arap ve İslam dünyasında milyonlarca kişinin saygısını kazanan Nasrallah, isminin başında “Seyyid” unvanını da kullanıyor. Bu unvan genetik açıdan Fatıma ve Ali’nin soyundan gelen kimselere veriliyor.
Öte yandan Nasrallah, elindeki güce rağmen, İsrail’in suikast düzenlemesinden korkulduğu için çoğunlukla saklanarak yaşıyor.
Nasıl iktidara geldi?
1960’ta Beyrut’un yoksul kuzey banliyösü Şarşabuk’ta yoksul bir Şii ailede doğan Nasrallah daha sonra güney Lübnan’a göç etti. Teoloji okudu ve Hizbullah’ın kurucularından biri olmadan önce Şii siyasi ve paramiliter bir örgüt olan Emel hareketine katıldı.
Hizbullah, 1982 yazında işgalci İsrail güçlerine karşı savaşmak için Lübnan’a gelen İran Devrim Muhafızları üyeleri tarafından kuruldu. Hizbullah, İran’ın desteklediği ve kendi siyasi İslam görüşünü yaymanın bir yolu olarak gördüğü ilk gruptu.
Hizbullah’ın İran destekli fraksiyonlar ve hükümetlerden oluşan ve “Direniş Ekseni” olarak bilinen kümenin parçası haline gelmesiyle Nasrallah da kendisi için bir güç alanı oluşturdu.
Eski lideri 39 yaşındaki Seyyid Abbas Musavi’nin Güney Lübnan’da İsrail helikopterinin düzenlediği saldırıda öldürülmesinden iki gün sonra Hizbullah, Şubat 1992’de Nasrallah’ı genel sekreter olarak seçti.
Bu gelişmeden beş yıl sonra Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Hizbullah’ı terör örgütü ilan etti.
Nasrallah yönetiminde Hizbullah, 18 yıllık işgalin ardından 2000 yılında İsrail birliklerinin Güney Lübnan’dan çekilmesiyle sonuçlanan yıpratma savaşına liderlik etti. Nasrallah’ın en büyük oğlu Hadi, 1997’de İsrail güçlerine karşı savaşırken öldürüldü.
İsrail’in 2000 yılında Güney Lübnan’dan çekilmesinden sonra Nasrallah hem Lübnan’da hem de Arap dünyasında ikonik bir statü kazandı. Mesajları Hizbullah’ın kendi radyo ve TV istasyonlarında yayınlanıyordu.
Bu statü, 2006’da Hizbullah’ın 34 gün süren savaşta İsrail’le çıkmaza girmesiyle daha da güçlendi.
Suriye’de 2011’deki savaş başladığında, Hizbullah militanları Esad güçlerinin yanında yer alarak harekete geçti. Ancak Arap dünyasının Esad’ı dışlamasıyla Hizbullah’ın popülaritesi azaldı.
Nasrallah’ın mevcut çatışmadaki rolü
7 Ekim’de İsrail ile Gazze Şeridi’ni yöneten Hamas arasındaki çatışmaların tekrar alevlenmesiyle Hizbullah, Gazze için “yedek cephe” olarak adlandırdığı sınırdaki İsrail askeri noktalarına saldırmaya başladı.
Nasrallah, bu esnada yaptığı konuşmalarda, Hizbullah’ın sınır ötesi saldırılarının, Gazze’de Hamas’a odaklanacak olan İsrail güçlerini hedefinden uzaklaştırdığını savundu ve Hizbullah’ın, Gazze’de ateşkes sağlanana kadar İsrail’e yönelik saldırılarını durdurmayacağını vurguladı.
Son haftalarda İsrail’in “çatışmada yeni bir aşamaya geçildiğini” duyurmasıyla gerginliğin önemli ölçüde arttığı bir dönemde bile Nasrallah meydan okuyan bir tavır takınmayı sürdürüyor.
İsrail, örgüte bağlı üst düzey askeri komutanların öldüğü saldırılar düzenledi. İsrail ayrıca, çoğunluğu Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan binlerce çağrı cihazı ve telsizin patlamasından da sorumlu tutuldu. Bu saldırılarda 37 kişi hayatını kaybederken, binlerce kişi de yaralandı. Hizbullah saldırılar için İsrail’i suçlasa da İsrail rolünü ne doğruladı ne de yalanladı.
Hizbullah’ın kısa tarihi
İsmi Türkçede “Allah’ın partisi” anlamına gelen Hizbullah, 1982’de İsrail’i “Güney Lübnan’dan püskürtmek” ve “İsrail’i yıkmak” gibi amaçlarla kuruldu.
Grubun lokomotifi, Lübnan’daki Şii Müslüman toplumunun askeri partisi Emel Hareketi’ydi.
İslam’ın Şii koluna bağlı Müslümanların katılımıyla, İran’da Ayetullah Humeyni’nin gerçekleştirdiği İslam Devrimi’nin bir benzerini Orta Doğu’da yaymak için taraftar toplamaya çalıştılar.
Hizbullah, 1982’den önce Emel Hareketi çatısı altında, bu tarihten sonra 1990’a kadar kendi kimliğiyle Lübnan İç Savaşı’nın önemli bir tarafı oldu ve ABD’nin ülkeden çekilmesi için bir dizi saldırıda bulundular.
1983’te ABD Büyükelçiliği’ne yapılan saldırıda 63 kişi öldü. Aynı yıl ülkedeki ABD kışlaları birden fazla defa hedef alındı ve 241 askerin hayatını kaybettiği belirtildi. 1990’da ABD, 2005’te de Suriye, Lübnan’dan çekilme kararı aldıklarını açıkladılar.
2006’da Lübnan ile İsrail arasındaki savaş, birçok Arap ülkesi tarafından Hizbullah’ın dönüm noktası olarak görüldü. Aynı yıl kabul edilen ateşkes sonrası her iki taraf da zafer ilan etse de Arap ülkeler arasında savaş, “Hizbullah’ın kesin zaferi” olarak görüldü.
Hizbullah, 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı’nda İran ve Rusya ile beraber Şam yönetiminin tarafı oldu. Gazze’de yaklaşık bir yıldır devam eden İsrail işgalinde de Hamas’tan yana saf tutuyorlar.