Mekin ŞAHİN
Bir ülkede değişim ve devrim olması için önce şartların olgunlaşması, olgunlaşmanın başlattığı çatışmanın iktidar değişimiyle sonuçlanması gerekir.
Bir günde olmaz.
Zamana ve halkın örgütlü gücüne bağlı sonuçlanır.
Kısa ya da uzun sürer.
İktidar değişmesini ve yönetim dönüşümünü sağlayan koşullar var.
Objektif koşullar.
Yönetenlerin acze düştüğü an.
Süreci eviren örgütlü güç yetersiz kalırsa, sonucu daima etkiler. Değişim ve devrim olmaz.
Yeni iktidar kurulamaz.
Türkiye’de 44 yıldır siyaset, ülkenin koşullarına uygun yapılmıyor.
Hapsedilmiş.
Siyasi figürler dolaylı ya da direk kendine verilen görevi yerine getiriyor.
Sonu önceden planlı politikaları, değişik senaryo ile halka yediriyorlar.
Halkı kandırıyorlar.
Halkın mücadele etmesini istemiyor ve engel oluyorlar.
Politikalarında sınıfsal çıkış yok.
Geçici, bireyci, rant üzerine sınırlı tutuyorlar.
Gündemleri derine inmez ve çok basittir.
Bu tip siyasi figürler geldiği gibi kaybolur.
Kaybolurken dünyayı yöneten ve işbirlikçi güçlerin isteklerini yerine getirmiş olur.
Yeni dünya düzeni kurmak isteyenlerin uzun ve kısa hedefleri Türkiye’yi bugünkü labirente soktu.
Üretimi ve siyaseti dışa bağımlı Türkiye!
İşçi, memur ve halkı örgütsüz bırakılan, öndersiz ve güçsüz Türkiye.
Türkiye’yi bu hale getiren işbirlikçiler, dünden daha güçlü olmak istiyor. Amaca ulaşmak adına her yolu deniyorlar.
Labirent öylesine çok odalı ki; ilkesiz, çözümsüz ve tutarsızlıkla dolu.
Çözüm getirmiyor aksine sorunlara sorun yüklüyor.
Kaosu sürekli körüklüyor.
İşte dünya.
İşte Türkiye.
Sol bu fotoğrafı; karşısına almadan oturduğu yerden çözüm getiremez, halkın güçlü desteğini alamaz.
Kitle partisi olma uğruna, sağ ideolojiye sarılıyor. Mantığı sınıf algısı önüne geçtiğinden sığ çözümle yetiniyor.
O çözümde halkı ikna etmiyor.
Halk bozuk düzenden kurtulmak istiyor.
Sol düzen değiştirme yerine düzene yama yaparak devam etmek istiyor.
Makyavel faydacılık içinde her şeye kucak açıyor.
İzler birbirine giriyor.
Bir yanında sol ideoloji diğer yanında sağ ideoloji.
Sonuç; güven vermeyen solun her geçen gün kendisine destek verecek halk tarafından dışlanma döngüsü öne çıkıyor.
Sol halk içinde ve kendi cephesinde örgüt olmayı ve örgütlenmeyi bu nedenle başaramıyor.
Son yerel seçimde CHP birinci parti oldu. Halk, yaşamına cennet getirsin diye destek verdi. CHP bu desteği anlamamış olacak ki, iktidar yürüyüşünü dağa taşa, köye kente taşıyamıyor.
Toplumun desteğini kendi gücüne dönüştüren kimileri; kispetsiz peşrev çekip zamanı öldürüyor.
Solun iktidar olacağı objektif koşullar var.
Solu iktidara taşıyacak parti yok.
Ateş var, su var, çay var.
Ama çayı demleyecek çaydanlık yok. Olduğu söylenen çaydanlıksa delik deşik.
Çaydanlığa koyduğun su ateşi söndürüyor.
Ateşsiz de çay demlenmez!
Şimdi sol zamanı ama zamanı iktidara taşıyacak sol cephe yok!
Türkiye halkı bu nedenle diyor ki:
“Zaman her şeyi affeder, evet; ama ben zaman değilim.” Bana sahip çıkmayana bende sahip çıkmam.” diyor.
YAZARLAR
8 saat önceEKONOMİ
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce