Öğretilmediyse adam, hele ki beyin biat ve itaate kilitlenmiş, dış dünyaya kapalıysa, sonuç cehalettir. Bir makama adam seçilirken liyakat göz ardı edilmişse sonuç gaflettir. Makam sahibi kişi çözüm diye sunduğu görüşü ile cehaletini hepten ortaya koyuyorsa sonuç dalâlettir. Bunların bilerek yapılıyor ise sonuç ihanettir.
Adam kirlenmiş suya su eklemekle kirliliğin yıkanıp arınacağını zannetmekt ve bunu son günlerde denizlerimizi saran musilaj temizliği için önermekte!. Bu şöylem cehalet midir; gaflet midir; Dalâlet (sapkınlık) midir, ihanet midir? Bence kestirmeden, hepsidir… Varsa başka benzer şeyler de, çekinmeyin, ekleyin!
Neymiş; Kanal İstanbul’dan gelecek temiz Karadeniz suyu, Marmara’nın kirlenmiş suyuna karışınca Marmara’yı arıtacakmış! Yuh; ki YUHH! İnsan kıçıyla düşünse, bu kadarını ancak becerirdi.
Haydi tutabilirsen tut da dilini çekme bir yuh!.
Yahu be adam! Karadeniz’den gelen suyun Marmara’yı temizleyeceğini düşünüyorsun da, Marmara’dan Karadeniz’e giden suyun da orayı kirleteceğini neden düşünmüyorsun?
Düşünsen bile söylemezsin, çünkü senin için aslolan ağaya yaranmak adına laf üretmek! Fikir üretmek değil.
Sen hiç mi fiziksel, kimyasal, biyolojik “arıtma” diye bir işlem duymadın? “Bakanlar Kurulu’nuzda da mı hiç gündeme gelmedi bu konu?” diyeceğim de sizler bakan değilsiniz ki bakanlar kurulu üyesi olasınız.
Bir kimya öğretmeni ve bir kimyager olarak bilemedim neremle güleceğimi!
Bilmiyorum o bakanın tahsili nedir amma, boşuna dememiş Sakallı Celal, “Bunca cehalet ancak tahsille mümkündür!” diye.
Adam, Marmara’yı kirleten musilajı çitilenerek temizlenecek kimin çamaşırı zannetmekte ki!?… Oldu olacak, denize iki de merdane salla da sıkma işi de çıksın aradan.
Suyun su eklenerek yıkanacağını (temizleneceğini) zanneden bir bakanı(!) bana bakan diye yutturanlara yuh olsun!
Kirlenme de bulaşıcıdır Covit’ten beter. Sadece çamaşırlar kirlenmez! O kirli çamaşırları yıkayan su da kirlenir. O kirli suyu döktüğün sokak da kirlenir. O kirlenmiş sokağı görmezlikten gelmekle çevre kirlenir… Ve gelir gayri gerisi!
Kirlilik kanıksanır, işbirlikçilik İşbilirlik ve beceri olu. Hırsızlık, arsızlık, yüzsüzlük, soygun, vurgun, talan… Daha daha beter kirlilik sarar bünyeyi… Ahlaksızlık yaygınlaşır!.. Hukuk biter.
Saygı ve sevgiden esame kalmaz… Mafyadan beklenir olur, “temiz eller!”
Yukarlardan gelen bilim dışı, akıl ve izan dışı fikirlerle daha beter kirlenir ortam.
İşte “at izinin it itine karışmışlık” ifadesi tam da budur!
Artık tam da zamanıdır devreye çoktan sokulmuş cehaleti makamlara yerleştirmenin!
Tam da zamanıdır; kirli suya eklenen temiz suyun da kirleneceğini düşünmeyip, aksine, bunu arınma önerisi olarak savunan cehalet ehli birilerini bulup bakan yapmanın!
*
Akıl susarsa bu kadar mı susar?
İzan ve idrak bu kadar mı sapar?
Vicdan doğruyu yanlıştan ayırmaktan bu kadar mı korkar? Kendi yarattığı putuna kul köle olup bu kadar mı tapar?
*
Hani bazen, “seni okutan öğretmenin!” diye söze başlanır ya! Öğretmen olduğumu unutup, bir değişikle kuracağım cümleyi; “Seni ‘öğrendi’ zannedip mezun eden öğretmenin…”
İnsan, Arşimet yasasını bilmeyebilir, kimyasal bir değişim denklemini kuramayabilir, iki bilinmeyenli bir cebir problemini çözemeyebilir… Amma, temizin pise karışmasıyla temizin de pisleneceğini de mi idrak edemez! Pes!
Dilim varmıyor sormaya ama layığımızı bulalım diye mi seçilip getiriliyor bunlar?
Şayet; Karadeniz suyunun Marmara’ya karışmasıyla pisliliğin temizleneceği’ savı Kanal İstanbul konusunda ağasına arka çıkmak adına kurulmuş bir cümle ise bu, işte o zaman da bir yanlışı, bir başka yanlışla savunmaya yuhhh!
*
Bir teklifim var. Sayın Bakan’a;
Mademki, temiz suyun, kirli suyu arıtacağı gibi engin bir bilimsel hipoteze sahipsin, yarım bardak lağım suyuna (öyle yarı yarıya da…
YAZARLAR
6 saat önceEKONOMİ
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce