“Sakın tutuklama yapmayın.”

CHP’li belediyelere yönelik süregelen operasyonlar kapsamında bu sabah, Adana Anakent Belediye Başkanı Zeydan Karalar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Aziz İhsan Aktaş Suç Örgütü” soruşturması kapsamında Gebze’de gözaltına alındı. Gelişmenin ardından CHP Adana İl Başkanlığı, Adana Anakent Belediyesi önünde geniş katılımlı bir basın açıklaması düzenledi.

CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu’nun gerçekleştirdiği açıklama, sloganlarla sık sık kesildi; kalabalık, Karalar’a destek mesajlarıyla meydanı doldurdu. Zeydan Karalar’ın gözaltına alınırken çektiği video da dinletildi.

Basın açıklamasına Karalar’ın ailesi, CHP ve DEM Parti milletvekilleri, il ve ilçe başkanları, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri, sendikalar ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Suçlamaların siyasi olduğunu söyleyen Başkan Tanburoğlu konuşmasında şunları söyledi:

“2014 yılında Seyhan Belediye Başkanlığı dönemine dair bir dosya gerekçe gösterilerek, sabahın köründe İstanbul’dan Adana’ya operasyon yapılıyor. Ne değişti? Zeydan Karalar, dün Silivri Cezaevi’nde Ekrem İmamoğlu’nu, diğer belediye başkanlarını ziyaret etmişti. Bugün gözaltına alındı. Siyasi bir mesaj mı veriliyor? Şunu bilin: O mesajı biz geri gönderiyoruz. Bakın biz dün genel başkan yardımcılarımız ve il başkanlarımızla İzmir Adliyesi’ndeydik. Defalarca beraat ettikleri dosyalarda arkadaşlarımızı tutukladılar, onları teslim ettik. Gel dediklerinde defalarca gelen insanları, Zeydan Başkan gibi buyur gel dendiğinde devletine, bürokrasisine her zaman saygı göstermiş, siyasi pozisyonunu çok açık belli etmiş ama devletini başının üstüne koymuş Sayın Zeydan Karalar’a gel deseydiniz gelmeyecek mi diye düşünüyorsunuz. Zeydan Başkan halkın ortasındadır sokaktadır, alandadır, belediyesindedir, yangın yerindedir, esnafın dibindedir, asfalt dökmektedir, işçilerinin yanındadır. Onu orada bulamıyor muydunuz?

“Sakın tutuklama yapmayın”

Bir belediye başkanını 4 gün boyunca nezarette tutma gerekçeniz ne olabilir? Bir suç varsa delilinizle çıkarsınız ortaya. Ama yoksa halkın vicdanında da hukuk karşısında da bu uygulamaların yeri yoktur. Biz bu ülkenin hukukçularına, vicdan sahibi yargıçlarına güveniyoruz. Karalar halkın belediye başkanıdır. Onun başı dik, alnı açıktır. Taleplerimizi söylüyoruz. Başkanımız hesap veremeyeceği hiçbir şey olmadığının bilinciyle her şeyin hesabını verecek şekilde istediğiniz gibi soruşturma açın ama sakın tutuklamayın. Bakın bunu yapmayın! Yargının vicdanlı hakimlerinin bunu gözetmesi lazım. Değerli kardeşlerim şunu söylüyorum. Önümüzdeki günlerde burada olmaya devam edeceğiz. Biz size duyuracağız. Kalabalığı arttırarak devam edeceğiz. Ta ki Zeydan Başkanımızı belediyede ait olduğunu koltukta görene kadar. Değerli arkadaşlar Antalya Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’in de yanındayız. Onun da çalışkanlığına, namusuna kefiliz. Adıyaman belediye başkanımız Abdurrahman Tutdere’nin yanındayız. Onlara da dayanışmaya devam edeceğiz. Zeydan Başkan’a istediğiniz soruyu sorabilirsiniz. İstediğiniz zaman çağırabilirsiniz. Ama sakın onu tutuklayarak algı operasyonlarıyla hürriyetinden yoksun bırakarak, tutsak ederek sesini duyurmamaya çalışmayın. Çünkü o ses Adana’da milyonlar olur. Adana’da milyonlar olur. Hep beraber Zeydan başkanımızın sesini de görüntüsünü de tüm Adana’ya yayarız, bundan emin olun.

“Zeydan Karalar yalnız değildir”

Zeydan Karalar yalnız değildir. Ne Adana’da ne Türkiye’de. Buradan iktidara sesleniyoruz: Bu ülke sizin siyasi operasyonlarınıza teslim olmayacak. Adaletin olduğu yerde korkuya yer yok. Biz CHP örgütü olarak burada olacağız. Halkımızla, belediye başkanlarımızla, sivil toplumla birlikte Zeydan Karalar’ın arkasındayız. Zeydan başkanımızın, ailemizin, belediyemizin, örgütümüzün yanımızda olduğunu görüyoruz. Onlarla da dayanışmaya devam edeceğiz. İnanıyoruz ki bu ülkenin vicdanlı savcıları ve hakimleri Zeydan Başkanımızı süre bitmeden hızlıca ifadesini aldıktan sonra serbest bırakacaklardır. Bu umudumuzu, bu talebimizi yeniliyoruz. Hepinize saygılar sunuyorum. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz.”