Orta okul öğrencisi olduğumuz dönemler de her ders için kullandığımız defter kapakların da geleceğe dair önermeler vardı. Bunlar arasında ki iki önerme ilgimi çekmişti. Kıyamet ve üçüncü dünya savaşı!
Dünyanın sonu ile ilgili yazı ilginçti ve bilimsel veriye dayanıyordu. ”2000 yılında, Güneş bir mızrak boyu dünyaya yaklaşacak, yer altında ki magma yer yüzünü parçalayarak; dünyada yaşamı, yaşam kaynaklarını ve bilinen tüm canlıları yok edecek.” biçiminde detayla yazılıydı.
O günkü bilgilerimizle doğru olma yüzdesi yüksek olan bu iddia ilginç ve ürkütücüydü.
”Üçüncü dünya savaşının amik ovasında başlayacağını, savaşın mavi gözlülerle, yeşil gözlüler arasında süreceğini; savaşın galibinin olmayacağını, savaşın başlama nedeninin dinlerin çatışması olacağını, amik ovasının da dinlerin merkezi olduğunu” belirten yazıydı.
İlgimi çeken yeşil gözlüler kim, mavi gözlüler kimdi?
Aradan yıllar geçti. 2000 yılına ulaştık. Güneş dünyaya bir mızrak boyu ulaşmadı. Yeryüzünü magma parçalamadı. Yer yüzünde yaşam hala devam ediyor.
Ancak amik ovasında savaş başladı. İnsanlar ölüyor. Savaşan taraflar sözde aynı din mensubu. Ama arka perdesin de ABD ve ittifakları ile Rusya ve ittifakları var. Yıllarca süren savaş Suriye’de demokrasi getirmezken, aksine dört parçaya bölündü. Irak’ta IŞİD adlı radikal İslamcı olduğunu söyleyen bir örgüt ortaya sürüldü.
Binlerce insanın ölümü sağlandı.
Korku İslam ülkelerini sardı. Onu çıkaranlar Işıdı kullanarak ülkeleri işgal ettiler.
Irak parçalandı.
Suriye parçalandı.
İslam ülkelerinde mezhep ayrılığı yaratarak dayanışma ve ittifak algısını yok ettiler. On milyonluk İsrail canı istediğinde her ülkeye bomba yağdırabiliyor. Savaşlar neden Afrika da Uzak doğuda bitmiyor.
Bu coğrafyalarda insanlık tarihi analiz edildiğinde ölüm, göz yaşı, göç, toplu katliamların, aynı halkların kendi içinde yaratılan düşmanlıktan kaynaklandığı görülecektir. Bir türlü düşmanlık bitmiyor. Bitirilmiyor!
Zirvenin en tepesine çıkan ve kendini yenilemek adına insana kıyan, ülkeleri kanla yıkayan Emperyalist sistem yok oluşa doğru inişe başladı.
Varlığını koruma adına, pazarları ve başta enerji olmak üzere diğer kaynakları sıkıntısız kontrol etme adına başlattıkları BOP’u fiilen uygulamaya başladı. Kullandıkları iki enstrüman var.
İslam inancı ve Etnik karakter içeren kimlik.
Arap-Kürt-Türk
Alevi-Sünni
Şii Arap-Sünni Arap
Şii Türk-Sünni Türk-Şaman Türk
Radikal İslam-Ilımlı İslam
Balkanlar, Anadolu, Arap Yarımadası, Kuzey Afrika, Uzak doğu, Orta Asya coğrafyaları BOP’un direk hedefleri arasında ki ülkelerdir. Hedefe ulaştıklarında bu coğrafyada haritalar yeniden çizilmiş olacak. Eksen Kapitalizmle ve Hıristiyan dünya ile iç içe uzlaşan İslamcılığa kaymış olacak.
Bu amaçla Laik demokratik cumhuriyet eksenler, ulus devleti yaşattığı için yok sayılacak ya da yok edilecek.
Türkiye de devlet sistemi, farklı kültürlere sahip yurttaşı olmasına rağmen, ulus devlet niteliğindedir. Devlet kuruluş sürecinde tüm kimlikleri kucaklarken, zamanla ötekileştiren uygulamalar yüzünden; günümüzde farklılık kalın çizgilere büründü. Dinsel inancın da % 98’i İslam olan yurttaşlarıyla laik demokratik cumhuriyet sistem; BOP projesi gereği ılımlı İslam’a kucak aştırıldı. Ülkede; Türk-Kürt ayrımı körüklendi. Ülkede; Alevi-Sünni ayrımı körüklendi. Ülkede Emevî İslam anlayışı güçlendirildi. Devlet bu anlayışa sahip kadrolarla sarmalandı.
Bugün Türkiye’de sadece iktidarlar değil muhalefette kontrol altına alınıyor. İstedikleri politik hedeflere çok rahat ulaşıyorlar.
Bir örnek verelim: Bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Anadolu halkını yönetenlerin kontrol altına alındığının açıkça gösterir.
Ilımlı İslam’ın kesintisiz Türkiye Cumhuriyeti devletini işgali için bir elmanın iki yarısı iki kişinin Cumhurbaşkanı adayı olması sağlandı. CHP’de MHP’de demokratik laik Türkiye ve Mustafa Kemal hedefinden vazgeçti.
Recep Tayyip Erdoğan BOP eş başkanı, ılımlı İslam’ın eski milli görüşçüsü, Türkiye’de Emevî İslam anlayışını kesintisiz uygulayan kişi ve Kemalist devrimi ret eden AKP genel başkanı.
Ekmeleddin İhsanoğlu, Eski İKÖ genel sekreteri, ABD ve ittifaklarının gözdesi, ılımlı İslam’ın nurcu ve Fettullah kanadının temsilcisi. Kahire doğumlu Suudi yanlı; Atatürk karşıtı, İslamcı ”bilim adamı”. Ve CHP ile MHP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı.
Hangisi seçilirse seçilsin; seçilen kişi ılımlı İslam’ın T.C. devletini sarmalamasına tam destek vermeye devam edecek.
Sonuçta, CHP’den başta yurtseverler olmak üzere, anti-emperyalistler, sol sosyal demokratlar, devrimci demokratlar; cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte dışlanacak.
MHP’de ise Türkçüler, Ülkü Ocakları çizgisi bitirilecek.
Yaratılan örgütsüz toplumla da T.C. ‘ye vurmalar devam edecek! Öylede oldu.
Kıçı sıkıştığında Mustafa Kemal, kurucu değerler, ülke bekası ve milli duygular kullanılıyor.
CHP İzmir’de yeniden saldırıya uğradı. İzmir Türkiye Cumhuriyeti ve CHP için önemli bir kent. Bir Önceki büyükşehir belediye başkanı ve CHP il başkanının olduğu yüzlerce kişi göz altına alındı. İstanbul, Adana sonrası İzmir’de CHP yolsuzluk ve ihaleye fesat karıştırma ve kurumu zarara uğratma çamuruna batırıldı. Amaç CHP’ni halk nezdinde yıpratmak. Ancak unutulan altını boka batırsan altın yine altındır. Altına bok yapışmaz. 23 yıl ülkeyi yöneten AKP-MHP faşizminin cılkı çıkmış. Halk artık faşizmin kendilerini yönetmesini istemiyor. Söyledikleri, yaptıkları ve muhalefete suç yüklemelerine inanmıyor. Çürümüşler.
Elle tutulacak bir yanları kalmamış.
CHP yönetimi AKP-MHP faşizminin geldiği bu aşmayı görerek politika üretmelidir.
Ancak halkı, halkın arz ve taleplerini çözecek yönetim sistemi ve projelerle arkasına alır. Halkın yaratacağı rüzgarla çürümüş olan AKP-MHP faşizmini tarihin çöplüğüne gönderebilir.
CHP demek halk demektir.
CHP demek cumhuriyet demektir.
CHP demek milli ruhu yurtseverlikle birleştiren milliyetçilik demektir. CHP demek devrimcilik demektir.
CHP demek kişinin, toplumun değerlerine saygı duyan laiklik demektir.
CHP demek halkını insanca yaşatacak koşulları yaratan sosyal devlet demektir.
CHP’yi yöneten kadroların ve genel başkan bu hedeflere uyumlu politik söylemle halkın karşısına çıkmalıdır. Ekrem İmamoğlu’nu savunmak ayrı, İmamoğlu ile yatıp İmamoğlu ile kalkmak ayrıdır! Halkın umudunu kırar desteğini kaybedersin!
Her şey ayan beyan ortada.
Hiç olmazsa uçurtmayı vurdurmayın. Gök yüzüne açılan tek pencere o uçurtmada. Kaybederseniz, zor bulursunuz özgürlüğü, adaleti, hukuku ve insanca yaşamayı!
Bizden Önerme.
Karar sizin.