Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mekin ŞAHİN

Türkiye’de seçim ve kurultay!

Türk halkı devletine ‘’baba’’ diyen ender ülkelerden biridir. Bu aile mantığı tarihin derinliğinden gelir. Zamanla bu ilişki çıkar sağlama anahtarı haline geldi. Al gülüm ver gülüm. Halk yaşamsal aksiyonlarında ne alacağını ve ne vereceğini tartarak karar vermeyi önemsedi. Bu zaaf kendi yaşamını belirlediği her seçim sandığında devam etti geldi. Ahlaki olmayan bu davranış biçimi siyasi partilerin kendi iç yarışlarında ‘’doğal’’ davranış olarak kabul edildi. Uygulaması hiç eksik olmadı. Habil ile Kabil hesabı öz kardeşler varlıklarını koruma adına ahlaki olmayan her yolu mubah kabul ederek, korkusuzca gereğini yerine getirdiler.

Siyasi faaliyeti esnasında duygusu mantığının önüne geçen politikacılar korkmadan kanuna aykırı, siyasi ahlaka ters yol ve yöntemlere sarılmıştır. 19 Mart 2025 tarihi sonrası CHP kurultayı ve İstanbul il kongresi hakkında birçok iddia gündeme taşındı. CHP’ne kayyum atanacak iddiasının ciddi biçimde yaygınlaşması mahkeme süreçleriyle bir türlü gündemden düşmedi. Bu iddialara ve kayyum atanacak söylemlere karşı ciddi reaksiyon gösterilmedi. Çünkü dün CHP içinde birlikte olanlar ne olmuşsa birbirlerine duydukları kini bugün CHP üzerinden kusuyorlar. Yaptıkları tek şey kurumsal CHP’ni halk nezdinde yıpratmak oluyor! CHP 12 Eylül 1980 darbesine kadar kendi hiyerarşik örgütünde çok disiplinli ve ideolojik özü olan örgüttü. Ahlaki değerleri her şeyin önünde tuttuğu için üyeleri ve yöneticileri attığı her adıma dikkat eder; ahlaki hata yapanlarda açığa çıktığında derhal bulunduğu konumdan istifa ederek; yaptığı hatanın bedelini öder. Kendisi ödemezse, örgüt ödetirdi! 1989 yılında yapılan yerel seçimler sonrası SHP’de ahlaki kırılmalar gündeme oturdu. Belediye başkanlarının, belediye olanaklarıyla siyasete müdahale etmesi, örgüt içinde ahlaki kırılmaları beraberinde getirdi. Delege ve örgüt seçim ya da tespitleri kıran kırana geçti. ‘’Delege olmak belediyelerde iş kapısını aralamak ya da parti yetkilileri nezdinde muhatap alınmak’’ algısına dönüştürüldü. Bu anlayışın yarattığı krizler; parti üyeleri arasında yapılan delege seçimini, yönetimler tarafından keyfe göre atama şekline dönüştürüldü. CHP, SHP birleşme kurultayı sonrası aynı algı devam ettirildi. Genel merkez ilişkileri iyi olan kişi ve yönetimler kendi avantajına uyan yöntemi, kâğıt üzerinde tüzüğe uygun göstererek devam ettirdi. Bu anlayış her geçen yıl güçlendi. Ahlaki olmayan yöntemler delege seçimlerinde, ilçe, il ve kurultaylarda; üye ve delegelerin iradesine müdahale edilerek sonuçlar alındı.

14 Mayıs 2013 genel seçim sonrası yapılan delege, ilçe ve il seçimleri yine keyfe göre yapıldı. Metropol iller göz önünde olduğu ve sahada politikacı yoğunluğu, yapılan seçimlerde hukuki zeminde seyir alıyor görüntüsü verse de uygulamada sakat yol ve yöntem daha etkili oldu. Sonuç İstanbul dışında Tüm il seçimlerini Kemal Kılıçdaroğlu yanlı kişiler kazandı. Sadece İstanbul’u değişimciler kazandı. En önemli neden Kemal Bey ekibinin desteğini tam almayan ve CHP tabanında konuşmaların yarattığı tepki seçimi Özgür Çelik’in kazanmasını sağladı. Delege iradesi veya delege üzerinde etkisi olanların iradesine yön verildi mi? Verilmiştir! Kazanan ekipte vermiştir, kaybeden ekipte vermiştir! Kimine iş vaadi, kimine meclis üyeliği, kimine belediye başkanlığı, kimine milletvekili adaylığı sözleri verilmiştir. Bu sadece İstanbul’a özgü olmamış tüm ülke genelinde olmuştur. Bu sadece CHP’de olmuyor, tüm siyasi partilerde olmuştur! CHP içinde rekabet elbette olacaktır! Dün oldu, bugünde yarında olacak. Ancak rekabet ederken hiç kimse CHP camiasını yıpratacak ve yozlaştıracak işlere

yönelmeden yapmalıdır! Aylardır CHP’ni kişisel ikbali zaafa uğrayanlar tarafından tartıştırılması kabul edilemez. Hele hele tavşana kaç, tazıya tut diyen iki yüzlü yobazların oyununa hiç gelinmemelidir!

AKP-MHP ittifakı Türkiye’yi yönetmekte zorlanıyor. Halkın her gün artan tepkisi karşısında korku ve güç gösterisi yapsa da halkın korku ve AKP-MHP ittifak gücünü takmadığı aşikâr ve her şeyiyle ortada. Yaşam koşulları getirdiği sonuç sadece kemiğe dayanmadı, kemiği kesmeye başladı. Halk bu hükümetle yönetilmek istemiyor! AKP-MHP faşizmi halkın bu tepkisinden çok rahatsız. Halkı başka gündeme çekiyor. CHP’ne kayyum atanacak iddiası suni yaratılan gündemlerden sadece biri. CHP halkın tepkisini görerek üzerine düşeni yerine getirmek zorunda. Kendi içine dönük suni gündemi elinin tersiyle iterek; halkın gerçek gündemini erken seçimle buluşturmalıdır

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER