ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesinde yer alan University Ranking by Academic Performance (URAP) Araştırma Laboratuvarı bir kez daha dünyanın en iyi üniversitelerini sıraladı.
Listenin belirlenmesinde, URAP Laboratuvarı’nda, dünyanın ilk üç bin üniversitesini sıralamak için “makale”, “atıf”, “toplam bilimsel doküman”, “uluslararası işbirliği”, “toplam atıf etkisi” ve “toplam yayın etkisi” olmak üzere altı alandaki akademik üretkenlik göstergesi kullanıldı
Etki değeri en düşük olan son yüzde 25’lik dilime giren dergilerdeki makalelerle etki değeri sıfır veya henüz belirlenmemiş olan dergilerdeki makaleler değerlendirme dışında bırakıldı. Sıralamada 1000 ve daha fazla yazarlı makaleler değerlendirmeye alınmadı.
Akademik üretkenlik göstergelerine dayalı olarak yapılan değerlendirmede, Türkiye’den 126 üniversite listeye girerken, 11 üniversite ilk 1000’de yer aldı.
Bu kapsamda 573’üncü sırada yer alan Hacettepe Üniversitesi, Türkiye’den en iyi dereceyi yapan üniversite olurken, diğer 10 üniversitenin dünya sıralamasındaki yerleri şu şekilde oldu:
“İstanbul Teknik Üniversitesi 712’nci, Ankara Üniversitesi 760’ıncı, İstanbul Üniversitesi 813’üncü, Koç Üniversitesi 862’nci, ODTÜ 881’inci, Gazi Üniversitesi 886’ncı, Ege Üniversitesi 903’üncü, Atatürk Üniversitesi 921’inci, Yakın Doğu Üniversitesi 977’nci ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa 985’inci.”
Listede dikkatimi çeken durum, elli sekiz yaşındaki Hacettepe Üniversitesi ilk bin üniversite arasına girerken, elli iki yaşındaki bizim Çukurova Üniversitesi ilk bin üniversite arasında yok.
Sıralama ölçütleri, bize bugünlerde sıkça protokol ve cumhurbaşkanlığına selam babındaki çalışmalarla medyada yer bulan Çukurova Üniversitesi’nin akademik üretkenlik bakımından sınıfta kaldığını gösteriyor.
Bugünden tezi yok, Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü, rektör dahil üniversitedeki tüm akademisyenlerin “makale”, “atıf”, “toplam bilimsel doküman”, “uluslararası işbirliği”, “toplam atıf etkisi” ve “toplam yayın etkisi” gibi akademik performanslarının “Avesislerle” değil doğrudan kamuoyuna açıklamak zorunda.
Rektör Hamit Emrah Beriş’ten şu konuları içeren kapsamlı bir açıklama bekliyoruz:
Makale Sayısı: 2023 yılına ait SCI, SSCI ve AHCI taramalarına giren ve etkinlik çarpanı bakımından ilk %75’lik dilimde (Q1, Q2, Q3 dilimlerinde) yer alan dergilerde basılan ve en fazla 1000 yazarlı makale sayısı.
Öğretim Üyesi Başına Düşen Makale Sayısı: 2023 yılına ait SCI, SSCI ve AHCI taramalarına giren ve etkinlik çarpanı bakımından ilk %75’lik dilimde yer alan dergilerde basılan ve en fazla 1000 yazarlı makale sayısı / 2023-2024 yılı öğretim üyesi sayısı
Atıf Sayısı: 2019-2023 yılları arasında en fazla 1000 yazarlı makalelerin ve toplam bilimsel dokümanların aldığı atıf sayısı (emerging science citation index’teki yayınların aldığı atıflar dahil).
Öğretim Üyesi Başına Düşen Atıf Sayısı: 2019-2023 yılları arasında alınan en fazla 1000 yazarlı makalelerin ve toplam bilimsel dokümanların aldığı atıf sayısı (emerging science citation index’teki yayınların aldığı atıflar dahil) / 2023-2024 yılı öğretim üyesi sayısı
Toplam Bilimsel Doküman Sayısı: 2019-2023 yılları arasında yapılan toplam yayın, tebliğ vb. sayısı.
Öğretim Üyesi Başına Düşen Toplam Bilimsel Doküman Sayısı: 2019-2023 yılları arasında yapılan toplam yayın, tebliğ vb. sayısı / 2023-2024 yılı öğretim üyesi sayısı.
Doktora Mezun Sayısı: 2022-2023 öğretim yılı doktora mezun sayısı.
Doktora Öğrenci Oranı: 2022-2024 öğretim yılı doktora öğrenci sayısı / aynı dönemdeki toplam öğrenci sayısı.
Öğretim Üyesi Başına Düşen Öğrenci Sayısı: 2023-2024 öğretim yılı toplam öğrenci sayısı / 2022-2023 yılı öğretim üyesi sayısı.
Uluslararası Ortak Makale Sayısı: 2019-2023 yılları arasında diğer ülkelerin üniversiteleriyle yapılan en fazla 1000 yazarlı toplam makale sayısı (emerging science citation index’teki makaleler dahil).
Öğretim Üyesi Başına Düşen Uluslararası Ortak Makale Sayısı: 2019-2023 yılları arasında diğer ülkelerin üniversiteleriyle yapılan en fazla 1000 yazarlı toplam makale sayısı / 2023- 2024 yılı öğretim üyesi sayısı.
Yurt içi Ortak Makale Sayısı: 2019-2023 yılları arasında yurt içindeki üniversiteler ile yapılan en fazla 1000 yazarlı toplam makale sayısı (emerging science citation index’teki makaleler dahil).
Öğretim Üyesi Başına Düşen Yurt içi Ortak Makale Sayısı: 2019-2023 yılları arasında yurt içindeki üniversiteler ile yapılan en fazla 1000 yazarlı toplam makale sayısı / 2023-2024 yılı öğretim üyesi sayısı.
TÜBİTAK’tan alınan proje sayısı: 2019-2023 yılları arasında TÜBİTAK’tan alınan proje sayısı.
- Öğretim üyesi başına düşen TÜBİTAK’tan alınan proje sayısı: 2019-2023 yılları arasında TÜBİTAK’tan alınan proje sayısı / 2023-2024 yılı öğretim üyesi sayısı.
Açıklama yapılsın ki, Çukurova Üniversitesi’ndeki akademik çalışmalarını durumunu görelim, neden dünyanın en iyi ilk bin üniversitesi arasına giremediğini analiz edelim..
Bu arada hemen belirteyim: Rektör Beriş’in bu konularda bilgi içeren bir açıklama yapacağını hiç mi hiç sanmıyorum.
Bu tür bilgiler açıklanırsa, üniversitede kimlerin sırça köşklerde oturdukları, kimlerin hangi akademik kadroları hak etmeden işgal ettikleri ve de sık sık medyaya servis edilen protokol imza haberlerinin, çeşitli kuruluşlarla yapılan karşılıklı ziyaretlerin Çukurova Üniversitesi’nin performansına hiçbir katkısının olmadığı ortaya çıkar, bir çok kişinin rahatı bozulur, huzuru kaçar!..
İnerken mi, binerken mi öldürüldü?
Salı akşam saatlerinde internetten güncel haberleri bakarken Adana’dan bir haber dikkatimi çekti.
Bir cinayet işe ilgiliydi haber..
Tanrı rahmet eylesin, birkaç gün önce Gürselpaşa Mahallesinde öldürülen bir kişiyle ilgili bilgiler içeren bir haberdi.
Anladığım kadarıyla, bir haber ajansını servis ettiği haberdi. Aynı haberin arda ardaki iki paragrafında cinayetin biçimi iki farklı biçimde anlatılmıştı.
Haberin ikinci paragrafında –en azından benim okuduğun haberde öyleydi- ölen kişinin apartmanın otoparkına otomobilini park edip aracından indiği sırada” kimliğini belirsiz bir kişinin silahlı saldırısına uğradığı ifade ediliyordu.
Hemen altındaki –yani üçüncü- paragrafta, cinayet anı bu kez “otomobiline bineceği sırada” bir ağacın arkasına saklanan saldırganın koşarak gelip tabancayla ateş ettiği biçiminde anlatılıyordu.
Aynı haberin bir paragrafına göre otomobilinden inerken, diğer paragrafına göre ise otomobiline binerken öldürülmüştü..
Okurken kafam karıştı..
Bu kişi otomobilinden inerken mi öldürüldü, yoksa binerken mi?..
Ben çözemedim..
Gordiyon’un düğümünden daha düğüm olmuş..
Haberi yazan arkadaş açıklasa da cinayetin asıl işleniş biçimini biz de öğrensek hiç fena olmaz hani..
Bu arada, aynı haberde bir cinayetin işlenişi birbirine zıt iki biçimde anlatmak da büyük maharet ister. Onu da belirtmek ve hakkını vermek gerekir.