AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu’nda AKP Genel Merkez Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’nde konuştu.
Konuşmasında, kişisel bir mücadelesi olmadığını öne süren Erdoğan, “Bizim mücadelemiz kişisel kariyer mücadelesi değildir. Hepimiz, ‘millete hizmet’ davasının neferleriyiz. Biz kısa mesafe koşucusu değiliz” diye konuştu.
Erdoğan’un konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:
“Bölgemizde olup bitenlerden bile haberleri yok. Koltuk kavgasına, parti içi iktidar mücadelesine kendilerini öyle kaptırdılar ki Üçüncü Cihan Harbi çıksa haberleri olmayacak. Bir ara kırmızı kartla bir şeyler yapmayı denediler onu da her işleri gibi ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Daha sonra gördük ki kartları birbirlerine gösteriyorlarmış. Bunların hizmet gibi bir derdi yok. Şimdi de marjinal sol örgütlerin sloganlarıyla kendilerini avutuyorlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partiyi, marjinal sol örgütlerin maskotu, payandası, oyuncağı haline getirdiler. Ne kadar marjinal ve tembel varsa hepsini paratoner gibi kendisine çekiyor.
Kimin yasak ve baskılarla kadınları eve hapsettiği, kimin kadınları özgürleştirdiği ortaya çıktı. Bizden önce siyasette vitrin malzemesi olarak kullanılan kadınlar, hak ettiği yerleri almaya AK Parti ile başladı. Muhalefetin yasakları savunan faşizan tavrına rağmen bunları başardık. Kadınlar artık her alanda kendilerini göstermekte, karar mekanizmalarında çok güçlü şekilde yerini almakta. İstihdam verilerine baktığımızda son 22 senede yaşanan sessiz devrimi görebiliyoruz.
Muhalefet kurultayı tasfiye aracı olarak kullanırken biz ise yenileniyor kardeşliğimizi daha da perçinliyoruz. Ne büyük bahtiyarlık ki bizim kongrelerimizde yumruklar değil yürekler konuşuyor, kongrelerimizde gönüller buluşuyor kalpler kucaklaşıyor. Sandalyelerin havada uçuşmadığı bir şölen havasında kongrelerimizi tamamlıyoruz. Bizim mücadelemiz kişisel kariyer mücadelesi değildir. En tepeden en ücra birimine kadar hepimiz ülkeye ve millete hizmet davasının neferleriyiz.
Biz kısa mesafe koşucusu değiliz. Biz pazara kadar yol arkadaşlığı yapan insanlardan da değiliz. Biz uzun ve yorucu bir maratonun koşucularıyız. İpi göğüsleyene kadar durmadan koşacağız. Millete hizmet yolunda kırılmak darılmak küsmek gibi bir lükse hiçbirimiz sahip değiliz. Kişisel ihtiraslarını siyasetlerinin merkezine yerleştirenler gibi olmadık, olmayacağız. Ben değil, biz demeye eneden ve enaniyetten uzak durmaya devam edeceğiz.
Bu ülkede yıllarca kadının adı yoktu. Kadınlar çoğu zaman siyasette bir vitrin malzemesi olarak görülüyordu. Başörtüsünden ötürü okuma kamuda çalışma hakları kısıtlanıyordu.
Ey CHP unutma üniversitelerin kapısında ikna odaları kuranlar sizdiniz. Şimdi çıkmış bunlar bize kadın haklarından bahsediyor. Eğitimde kız çocuklarımızın okullaşma oranını biz yükselttik. 2002’de üniversitelerde kız öğrenci oranı sadece yüzde 13 iken, bugün yüzde 53’ün üzerine çıktı. Ey Özgür Bey biz buraya durup dururken gelmedik ter döktük yüreğimizi koyduk.
Unutmayın; kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir. 2012’de yürürlüğe giren 6284 sayılı Kanun’la başka hiçbir sözleşmeye, belgeye veya dışarıdan müdahaleye ihtiyaç duyulmayacak bir kapsayıcılıkta kadınların korunmasını temin ettik. KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalardan aile içi şiddetin resen takip edilen suçlar arasına alınmasına kadar birçok başlıkta devrim niteliğinde adımlar attık.
Rövanşizm kokan marjinal bir siyasetin, muhalefet eliyle yerel yönetimler üzerinden hortlatılmaya çalışılması, demokrasi adına utanç, endişe vericidir. Kadınların çetin mücadeleler neticesinde elde ettiği kazanımların ister yerel yönetimler olsun, ister özel sektör olsun gasbedilmesine tolerans göstermeyiz. Muhalefetin yönettiği kimi belediyelerde 28 Şubat döneminden hatırladığımız ayrımcı politikalar tekrar hayata geçirilmek isteniyor. İdeolojik bağnazlıklarla insanımızın yaşam tarzına, inanç ve kültür değerlerine müdahale edilmesine asla izin veremeyiz. Dün dünde kalmıştır. Eski Türkiye’nin kötü alışkanlıkları eski Türkiye’de kalmıştır. Vesayet odakları adına konuşan tetikçi kalemlerin, millete ve sivil siyasete ayar verdiği günler bir daha gelmemek üzere geride kalmıştır.
Türkiye dış politikada usta bir santranç oyuncusu gibi stratejik hamlelerle bölgemizde ve dünyada anahtar konuma gelmeye başladı. Dün Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve heyeti ülkemize tarihi kavşakta çok kritik ziyarette bulundu.
Güvenlikten yeniden inşa faaliyetlerine birçok konuyu değerlendirdik. Geleceğimize yön verecek mühim kararlar aldık. Öncesinde Mısır’ın dışişleri bakanını kabul ettik. Bu akşam Almanya Cumhurbaşkanı ile bir araya geleceğiz. Yarın depremin ikinci yıl dönümü vesilesiyle Adıyaman’dayız.
Bir ara kırmızı kartla bazı şeyler yapmayı denediler onu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Aslında kartları birbirine gösteriyorlarmış. A şehrinin belediye başkanı B şehrinin belediye başkanına eski genel başkan yeni genel başkana bunlar birbirlerine sürekli kart gösteriyorlar. Şimdi de marjinal sol örgütlerin sloganlarıyla kendilerini avutuyorlar. Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu partiyi döndüler, dolaştılar marjinal sol yapıların maskotu, oyuncağı, payandası haline getirdiler.”