Türkiye ekonomisinin kökü tarım üretimidir. Dünyada ender ekilebilir topraklar sahip. Mustafa Kemal cumhuriyet ilanıyla birlikte, önce tarımın sonra tarıma paralel tarıma bağlı sanayinin üretime sokulmasını hedef almıştır. Rastgele değil, beş yıllık planlarla üretime yön vermiş, devleti yönetenlerin planlı üretimi devam ettirmesi için devlet planlama teşkilatını sistemin parçası yapmış. 1950 sonrası her tür aksamaya rağmen 1984 yılına kadar sürdürülen sistem, Türkiye’nin kendi ihtiyaçlarını karşılama gücüne sahip dünyanın ilk beş ülkesi arasına taşıdı. 24 Ocak ekonomi paketinin uygulamasıyla; kuruluş hedeflerinden vaz geçilerek, emperyalizmin arz ve taleplerini üretim sisteminin ana ekseni yapıldı. Kırdan kente göç yükseldi. İşsizlik arttı, emekçinin örgütlenmesi lav edildi. Ucuz işgücü sistemi, asgari ücretle yerleştirildi. Ülke tarımı ve sanayisi her açıdan dış ülkelere bağımlı hale geldi. Aradan 44 yıl geçti. Her şey daha kötüye gitti.
Bu koşullara son vermek mümkün mü? Türk halkı, bilgi çağında müreffeh yaşama kavuşabilir mi? Elbet mümkün! Yeter ki yurtsever algıyla, somut koşulların somut analizi yaparak üretimi yeniden yapılandır. Şu ana kadar bu amaçla yapılan en önemli çalışma ‘’Kırsal Dönüşüm Projesi’’ oldu. 1998 yılında CHP bilim kurulu ve TZOB tarafından öngörülen proje. Uygulanabilirliği sıkıntısız proje. Kemal Derviş’in CHP genel başkan yardımcısı olduktan sonra rafa kaldırılan ve unutulan proje. Kırsal Dönüşüm Projesinin özelliği nedir: Mustafa Kemal’in tarımın güçlenmesi üzerine kurduğu üretim sistemi, yeniden koordine edilmesi zorunlu olmuştur. Türkiye ekonomisi planlı atılımlarla tarım ve sanayisini güçlendirirken; ihracatın yükselmesiyle milli gelir artacak, halkın alım gücü yükselerek insanca yaşama koşullarına sahip olacaktır.
1. Kırsal dönüşüm projesiyle kaynaklar yerinde üretime girecek, kooperatifçilik (kamu sektörü) üretim ve satışı kapsayacak. Özel sektör faaliyetine her alanda sürdürecek. Devlet sektörü; kamu ve özel sektörün yatırım yapmadığı kaynakları üretime sokacak.
Karar mekanizması özel sektöre ait STK temsilcisi, kamu sektörü temsilcisi ve devlet sektörü adına en yetkili makam temsilcisinden oluşan yatırım kurulları ve uygulama kurullarından oluşacak.
2. Yatırım kurullarının aldığı kararlar; geri dönüşümlü sermaye desteği ve bilgilendirme amaçla hükümetin ilgili kurumuna ve bakanlığa iletilecek.
3. Kırsal dönüşüm projesinin uygulandığı bölgelerde; istihdam o bölgede yaşayan yurttaşlardan seçilerek yapılacak.
4. Eğitim ve öğretim ülke genelinin ve projenin uygulandığı bölgenin ihtiyacına göre planlanacak.
5. Kırsal dönüşüm projesinin üretim kapasitesinin hedefi ihracat olacak.
6.Kırsal bölge; insanca yaşam bilincini, sosyal yaşamın tüm kesitlerini içine alan spor, sanat, tiyatro, sinema, eğlence merkezleri, festivaller, çok yönlü ulaşım, yönetim süreçlerinde söz ve karar sahibi olma ve farklı inanç, farklı kültürün bir arada olduğu yeni kentsel yaşam alanına dönüştürülecek.
7. Hak ve ödevler sivil halk örgütlenme kuruluşlarında öğrenilecek ve uygulamada örgütlü güç içinde hak ararken; bireyin toplu yaşama uyumu, ödevleri öğretilerek sağlanacaktır.
8. Sistem oturduğunda ekonomik ve sosyal nedenlerle göç yok denecek düzeye inerek; devletin göçlerden kaynaklı barınma, istihdam, sağlık, eğitim, ulaşım, kent alt yapı sorunu, sosyal aktive, ulaşım vb. ihtiyaçlara harcanan kaynaklar yok denecek düzeye inecek. Devletin yıllık bütçesine her yıl ağır yükler gelmeyecek.
Örnek üzerinden net anlaşılacaktır. Kozan Adana’nın önemli ilçesi. Kuzeyinde ki üç ilçeyle kırsal bölge özelliği devam eder. Bu dört ilçenin insan gücü, yeraltı kaynakları, ormanları, akarsuları, ekilebilir tarım alanları, hayvancılık yapılacak meraları, arıcılığa uygun doğal alanları, sanayi tesislerinin kurulacağı küçük ve büyük organize kompleksleri var. Turizme açılacak dünya çapında tarihi değerler var.
Bütün bunlara rağmen tarım ve sanayi Kozan ve çevre ilçelerde her yıl eriyerek yok oluyor. İnsanca yaşam bilincini, sosyal yaşamın tüm kesitlerini içine alan spor, sanat, tiyatro, sinema, eğlence merkezleri, festivaller, çok yönlü ulaşım, yönetim süreçlerinde söz ve karar sahibi olma alışkanlığı yok.
Ve sürekli Adana ve başka illere göç veriyor.
Kırsal dönüşüm projesi uygulandığında; Tarımda üretim ve satış kooperatifleriyle günlük ihtiyaçların tümü karşılanırken, gıda ve sınai bitki üretimiyle kurulacak sanayinin ana kaynağı olacak. İşsizlik bitecek. Göç duracak. Başta aile olmak üzere bölge halkı kültürel birikimlerini birlikte paylaşmaya devam edecek. Tarım ve sanayi üretimiyle ülke ekonomisine katkı artacak. 4 ilçede teknoloji üretime sokularak, başta fabrika olmak üzere, hayvancılık, arıcılık, balıkçılık, kereste ve mobilya üretimi, her tür maden (demir, krom, cam, altın, mermer vb.) işletmeciliği yerinde üretime başlayacak. Ürün deseni çeşitlendikçe eğitimle ara meslek uzmanlığı artacak, bölgedeki üretime uygun mühendis, teknik elaman ve uzmanlar yetişecek. Kardeşçe ve huzurla yaşamak 4 ilçe halkının değişmez kaderi olacak! Türkiye’nin krizden çıkış yolu kırsal dönüşüm projesiyle başlar. Uygulama yayıldığında Türkiye bölgesinin en zengin, en müreffeh, en demokratik ve en yaşanabilir ülkesi olmayı 10-15 yıl içinde elde eder!
Yeter ki siyaset, yeter ki sol siyasi örgütler içi boş slogan yerine çözüm projelerini Türkiye halkına anlatsın.