Kazanmak zorundayız.
Ağlamasın analar. Akmasın kör kurşunla kanımız.
O, sen, biz, onlar diye ayırmasınlar bizi. Hüküm vermesinler bizim adımıza. Unutmadan yaşadıklarımızı, geçmişle geleceğimizi bütünleştiren yıl olsun 2025.
Korkuyu yenelim.
Ozanlar; türkülerle halkın acısını, sevgisini, sevincini ve sevdasını anlatırken, diyelim ki:
Yaşa sen tam bağımsız Türkiye.
Kaldır başını kan uykularından;
Ses ol, ışık ol, yumruk ol!
Sel suları bastığın toprağı, dönüm dönüm…
Götürmeden büyük denizlere.
Çabuk ol!
Tam çağı işe başlamanın.
Yeniden doğacak güneşler adına oturduğun yerden kalk.
Bu ülke bizim.
Başka Türkiye yok!
Yıllar sakin ve sessiz geçmedi. İnişli çıkışlı, sıkıntılı, üzüntülü ve kısa aralıklarla sevinçle, huzurla geçti.
Doğduk kavganın tam ortasına. Büyüdükçe kavga ateşi sönmedi. Alevler yükselerek devam etti.
Gençliğimiz tamda kavganın çelikleştiği ana denk geldi. Ateşte piştik, anlımızdan akan terde çelikleştik.
Kulluk yerine özgür insanı, sömürge ülke yerine tam bağımsız ülke, kardeşçe ve barış içinde yaşayan dünya istedik!
İstemekle kalmadık.
Taşın altına canlarımızı koyduk.
Yıllar böyle geçti. Değişen çok şey var.
Değişmeyen ise hala zalimlerin varlığı. Zalimlerin zulmü.
Sömürgecilerin kan göletlinde var olmaya devam etmesi.
Böyle bir dünyada, böyle bir Türkiye’de 2025 yılına bu akşam sonu girilecek.
Tam 23 yıl oldu.
Kurucu cumhuriyet yerine gerici İslam cumhuriyeti inşa ediliyor.
Bu sözler yıllar var ki söyleniyor.
Olmayan, talep edilen hedefin mücadelesinin verilmemesi.
Hedefin kavgasını başkalarına havale edilmesidir…
Yine de 2025 yılında dünya ve Türkiye’de insanlığın yeniden kendi özüne dönerek, kendi yaşamına sahip çıkmasını istiyorum.
2025 yılınızı bu umutla kutluyorum.
YORUMLAR