Ömer ALPDOĞAAN
İstanbul Esenyurt Belediyesi ile başlayan yeni dönem belediyelere kayyum atamaları, Mardin Büyükşehir, Batman ve Halfeti belediyelerinden DEM Partili başkanların görevden alınmaları ve yerlerine kayyum atanmasıyla devam ediyor..
Geçmişte yaşanan kayyum atamaları dikkate alındığında kayyum atamalarının süreceğini anlamak hiç de zor değil..
Gerekçelerin hemen tamamı, geçmişte açılan davalar ya da soruşturmalara dayanıyor..
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan’ın görevden alınma ve yerlerine kayyum atanma gerekçelerinin hiç biri belediyecilik görevleriyle ilgili değil..
Ahmet Özer, geriye dönük yapılan 10 yıllık inceleme kapsamında, telefon sinyaline giren 694 kişinin ‘örgüt mensubu olma’ iddiasıyla; DEM Partili üç belediye başkanı da terör örgütüyle bağlantıları gerekçesiyle görevden uzaklaştırıldılar..
Dört belediye başkanına yöneltilen suçlamaların varlığı, aday olduklarında da biliniyordu..
O zaman doğru olan, yargı sürecinin sonunu beklemek, karara göre işlem yapmaktı..
Ya da, yasalarda yapılacak bir düzenlemeyle, haklarında terör, devlete karşı işlenen suçlar gibi belirli suçlardan yargılananların yargılama sürecinde de aday olamayacaklarını hükme bağlayarak, ilçe, il ve yüksek seçim kurullarının haklarında bu tür iddialarla yargılama süreci başlatılmış kişilerin adaylığını kabul etmemek de bir başka yöntem olurdu..
Başkanlık görevini sürdürürken haklarındaki mahkumiyet kararları kesinleşenlerin ise yasalar çerçevesinde başkanlıklarının düşürülüp yerlerine (geçmişte Ceyhan’da olduğu gibi) belediye meclislerinin seçeceği kişinin başkanlık görevini üstlenmesiydi..
Demokrasinin ana kurallarından biri olan seçimle gelen seçimle gider ilkesi gereği, görev süresinin dolmasının beklenmesi de doğru bir uygulama olacaktır..
Demokrasinin vazgeçilmez kurallarından olan “seçimle gelen seçimle gider” kuralının acilen yaşama geçirilmesi, demokrasiye inanan herkesin birincil beklentisidir..
Neden sadece kız çocukları?
Mersin Büyükşehir Belediyesi ilginç bir uygulama başlatıyor..
Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal desteklerinden yararlanan ailelerin dokuz ile on dört yaş aralığındaki kız çocuklarına “talep edilmesi halinde” ücretsiz HPV aşısı yapılacağını açıkladı..
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada sadece belli yaş aralığındaki kız çocuklarına HPV aşısının ücretsiz yapılmasına gerekçe olarak da HPV’nin rahim ağzı kanserinin en önemli nedenlerinden biri olması gösterildi..
Peki, kız çocuklarına ücretsiz yapılacak HPV aşısı sadece rahim ağzı kanserlerinin mi önlüyor ve sadece kız çocuklarına mı uygulanıyor?..
İşi bilinçlendiren kısım da burası..
Veteriner teknikeri, bağ ve şarapçılık uzmanı olarak virüslerle biraz fazla haşır neşir olan birisi olarak HPV virüsü ve aşısı hakkında biraz bilgi verelim…
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin rahim ağzı kanserinin en önemli nedeni olarak gösterdiği HPV virüsü, “insan papilloma virüsü” olarak bilinen bir virüs.
HPV (İnsan papilloma virüsü), genellikle ciltte ve mukoza zarında (ağız içi, penis ucu, vajina, anüs ve rahim) siğillere ve kansere neden olabilen bulaşıcı viral bir enfeksiyondur. Kadınların yüzde sekseni yaşamlarının bir noktasında en az bir HPV türüne maruz kalır ancak genellikle belirti göstermediği için fark edilmez. Zira her HPV riskli değildir. HPV 16 kanser açısından riskli bir türdür. HPV 16 ve HPV 18 türü rahim ağzı kanserine sebep olurken, HPV 6 ve HPV 11 genital organlarda siğillere sebep olur. HPV siğilleri daha çok el, ayak, ağız, boğaz ve genital bölgeyi etkileyen ve ilgili bölgelerinde görülür.
Bu nedenle HPV virüsünün en yaygın belirtisi özellikle genital bölge başta olmak üzere, el, ayak, ağız, boğazda ortaya çıkan siğillerdir denebilir.
HPV virüsünün nasıl bulaştığı konusuna gelince..
HPV virüsü insan cildinde canlı olarak bulunabildiği için en sık cilt teması ile bulaşmaktadır. Genital HPV’nin en sık bulaşma yolu ise cinsel temastır. HPV taşıyıcısı olan erkek veya kadınla gerçekleştirilen cinsel ilişki sonrasında virüs karşı taraftaki kişiye bulaşmış olur.
Genellikle HPV ile temasın cinsel yolla olsa da bazen cinsel temas dışında da bulaşma söz konusudur. Nadiren de olsa sauna, hamam, umumi tuvaletler gibi ortak kullanım alanlarından da bulaşma olabilmektedir.
Ayrıca genital organlara temas eden eşyaların ve giysilerin ortak kullanımı sonucunda da bulaş olabilmektedir. Hatta küçük çocuk ve bebeklerde görülen genital HPV enfeksiyonunda en sık etken bakım veren ebeveynlerin elleri yoluyla oluşan virüs bulaşıdır. Diğer bir bulaşma yolu da gebelik sürecinde annede aktif genital HPV enfeksiyonu bulunmasıdır. HPV pozitif olan annelerin normal doğum gerçekleştirmesi, bebeğin ses tellerinde siğil oluşumuna neden olabilmektedir. Bu nedenle aktif genital HPV enfeksiyonu olan gebelerde sezaryen ile doğum tercih edilebilir.
HPV genellikle cilt teması ile bulaşsa da dış ortamda belirli bir süre canlı kalabilmektedir. Bununla birlikte HPV, sık kullanılan dezenfektanlara (Glutaraldehit, etanol, izopropil alkol gibi) karşı da canlı kalmayı başarabilmektedir.
Yapılan çalışmalarda genç kadınlarda HPV görülme sıklığı yaklaşık yüzde yirmi civarındadır. Yani ülkemizde yaklaşık her beş kadından birinde HPV virüsü vardır.
HPV ile karşılaştıktan sonra genital siğil gelişmesi genel olarak üç hafta ile sekiz ay arasındadır. Ancak siğil veya rahim ağzı hastalığı geliştirmeden önce bazı kişilerde HPV yıllarca sessiz kalabilir. Bu yüzden hastalığın ne zaman veya kimden bulaştığını bilmek mümkün olmayabilir.
HPV aşısı, Büyükşehir Belediyesi’nin belirttiği gibi rahim ağzı kanserinin yanısıra, koruma sağladığı, işe yaradığı için genital siğiller, vajina kanseri, vulva kanseri, penis kanseri, anüs kanseri, ağız kanseri, gırtlak kanseri ile baş ve boyun kanserinde de kullanılmaktadır.
HPV aşısı hem kadınlara, hem erkeklere uygulanan bir aşı..
Uzman hekimler, HPV aşısının on bir ya da on iki yaşlarından itibaren rutin olarak uygulanmasının tavsiye ediyor.
İdeal olanının da Kız ve erkek çocuklarının cinsel temas ve HPV’ye maruz kalmadan önce aşı olmaları olduğu ifade ediliyor..
Rahim ağzı kanserine karşı yüksek düzeyde koruma sağlayan HPV aşısı dokuz yaşından itibaren üst yaş sınırı olmaksızın her kadına uygulanabiliyor. Erkeklerde HPV aşısı yirmi altı yaşına kadar uygulanıyor. Dokuz ile yirmi altı yaş aralığında olan bütün erkekler HPV aşısı yaptırabiliyor..
Tabii, bir de aşının uygulama dozları var.
Uzmanlara göre, HPV aşısı üç doz kullanılan bir aşıdır. İlk doz aşıdan bir ay sonra ikinci doz uygulanır. İkinci dozdan beş ay sonra da son doz aşı yaptırılmalıdır. On dört yaşına kadar çocuklarda tek doz HPV aşısı yeterlidir. On beş yaşından sonra yetişkinlerde olduğu gibi üç doz aşı gereklidir. On üç yaş sonu ile on beş yaş başı arasındaki çocuklarda iki doz aşı yeterli olmakta.
Bütün bu bilgilerden sonra Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne sormak lazım:
Neden sadece kız çocuklarının aşılıyorsunuz?..
Aynı yaşlarda HPV aşısı olması gereken erkek çocuklarının neden ücretsiz aşı kampanyasının dışında tutuyorsunuz?..
Halbuki, HPV virüsü kız çocukları kadar erkek çocuklarında da farklı kanser türlerine neden oluyor..
Toplumun bir kesimini sağlığını düşünürken, diğer yarısının sağlığını tehlikeye atmanın nasıl bir mantığı olabilir?..
YAZARLAR
1 saat önceYAZARLAR
2 saat önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
1 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önceYAZARLAR
2 gün önce