İsrail’in saldırıları sonrasında İran ne yapacak?

İsrail'in İran'a yönelik hava saldırısı dalgası başlatmasının ardından yerel medya ve Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) yakın kaynaklar operasyonu önemsiz göstermeye çalışarak bunun bir başarısızlık olduğunu söylüyor. İsrail, Cumartesi günü erken saatlerde üç aşamalı bir operasyonla en az 20 askeri alanın etkili bir şekilde hedef alındığını bildirirken, İranlı yarı resmi kaynaklar 140 İsrail savaş uçağının katıldığı iddialarını "abartılı İsrail propagandası" olarak değerlendirdi. Ayrıca bu yarı resmi kaynaklar İranlılara, İsrailli yetkilililerin İran'ın olası misillemesinden korktukları için saldırıyı sığınaklardan yönettiklerini vurguluyorlar. Euronews’de yer alan habere göre, İran hükümet sözcüsü Fatemeh Mohajerani, hava saldırılarından kaynaklanan hasara ilişkin "durumun normal olduğunu" söylemekle yetindi. İran ayrıca hava saldırılarında meydana gelen hasarın fotoğraf ve videolarının dış dünyaya ulaşmasını engellemeye çalışıyor. Devrim Muhafızları'nın bir alt birimi olan Organize Suçları Araştırma Merkezi bir açıklama yayınlayarak İranlıları yabancı medya ile işbirliği yapmamaları, aksi takdirde on yıl hapis cezası ile karşı karşıya kalacakları konusunda uyardı: "Vatandaşlar, muhalif medyaya ya da Siyonist rejimle bağlantılı olanlara herhangi bir görüntü ya da haber göndermenin suç sayıldığı konusunda bilgilendirilmiştir." Ancak bu tehdide rağmen İsrail'e yönelik saldırının video ve görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı. İsrail en önemli müttefiki ABD'nin sözünü dinledi Washington'un arzu ettiği gibi, İsrail lideri Binyamin Netanyahu konvansiyonel askeri hedeflere yönelik daha sınırlı bir dizi misilleme saldırısını tercih etmiş görünüyor. Nükleer tesisler ve petrol tesisleri, İran'ın 1 Ekim'deki saldırısına İsrail'in vereceği karşılık için olası hedefler olarak görülüyordu, ancak ABD Başkanı Joe Biden yönetimi Ekim ortasında İsrail'den bu tür hedefleri vurmayacağına dair güvence aldı. Çünkü öyle bir durumda daha ciddi bir gerilim hattı oluşabilirdi. ABD şimdi daha fazla misilleme yapılmaması konusunda uyarıda bulunarak gece saldırılarının İsrail ve İran arasında doğrudan ve karşılıklı ateşlere son vermesi gerektiğini belirtti. Son duruma bakıldığında, İsrail'in belirli askeri hedeflere odaklanması, İran için ideal olmasa da, en kötü senaryodan çok uzaktı. Petrol, elektrik ya da nükleer tesisler gibi kritik altyapılara yönelik daha kapsamlı bir saldırı, İran'ı mevcut ekonomik ve siyasi istikrarsızlık ortamında daha da derin bir krize sürükleyebilirdi. ABD medyası daha önce İsrail'in tepkisinin sınırlı kalması halinde İran'ın muhtemelen misilleme yapmaktan kaçınacağını belirtmişti. New York Times da İranlı yetkililerin İsrail'in saldırılarının büyük hasara ve yüksek can kaybına yol açması halinde karşılık vereceklerini açıkladıklarını ancak İsrail'in saldırılarını birkaç askeri üs, füze ve insansız hava aracı depolama tesisleriyle sınırlı tutması halinde İran'ın herhangi bir karşı eylemde bulunmamayı tercih edebileceğini aktardı. İran saldırılara nasıl tepki veriyor? Başta Lübnan'daki Hizbullah olmak üzere bölgedeki vekil güçleri önemli ölçüde zayıfladığı için İran kendisini istikrarsız bir konumda buluyor. İran, en azından perde arkasında, her yıl milyarlarca dolar ABD askeri yardımı alan İsrail'le boy ölçüşebilecek askeri kabiliyete sahip olmadığının farkında. İran'ın misilleme hakkından resmi olarak feragat etmesi mümkün olmasa da, derhal bir karşılık vermesi stratejik çıkarlarına uygun görünmüyor. Kısa vadede İran medyası ve devlet televizyonu muhtemelen bir "zafer" anlatısını vurgularken İsrail'in misilleme saldırısının bazı yönlerini küçümsemesi, hatta "sahte" olarak nitelendirmesi tahmin ediliyor. İran rejimi muhtemelen balistik füze üretim tesislerinde veya insansız hava aracı üretim tesislerinde meydana gelen hasarı gizleyerek ve İsrail'in durumu kontrol etmek için verdiği yanıtın sınırlı ve belki de koordineli doğasından faydalanabilir. Elbette gerçeği gizlemek İran siyasetinde yeni bir şey değil; Ukrayna uçağının düşürülmesi ya da Nisan 2024'te İran'ın İsrail topraklarına yaptığı ilk saldırıya İsrail'in verdiği yanıt gibi pek çok örnek de var. İsrail'in İsfahan'daki tesise yönelik saldırısıyla ilgili olarak, sadece birkaç gün önce ve ilk kez üst düzey bir İran Devrim Muhafızları komutanı bu saldırının gerçekleştiğini kabul etmişti. Şimdi şiddet tırmanacak mı yoksa bir kriz önlenecek mi? İran'ın olası bir karşılık söylemini sürdürmesi beklenirken, gerilimi tırmandırmak ve düşürmek arasında hassas bir denge kurması muhtemel görünüyor. Dahası, on günden az bir süre kalan ABD seçimlerinin hem İran'ın hem de İsrail'in gelecekteki politikalarını önemli ölçüde etkileyeceğini unutmamak gerekiyor. Ayrıca Beyaz Saray'ın kalan günlerde gerilimin tırmanmasına izin vermesi pek olası görünmüyor - bu da İran'ın konuyu şimdilik rafa kaldırmasına neden olabilir - İran'ın Lübnan ve Gazze'de istikrarı sağlamaya yönelik örtülü güvencesi Tahran'ı konuyu sessiz tutmaya teşvik edebilir. Bununla birlikte, yaptırımlardan fayda sağlayanların ve İran'ın iktidar çevreleri içinde tam ölçekli çatışmayı, siyasi hayatta kalmak için tek yol olarak gören sertlik yanlılarının etkisinin de bu süreçte tesirli olabileceği düşünülüyor.  
Benzer Videolar