Çin’in bilim ve teknoloji alanındaki büyük yükselişi beklenenden de ileride gelişmiş
Çin’de düzenlenen 50. CIEC Uluslararası Gübre Konferansı’nda açılış konuşması yapmak üzere Linyi üniversitesine davet edildim. Ayrıca Çin Bilim Akademisi Üniversitesi (UCAS) rektörlüğü “International Workshop on Soil Health in Arid Regions” (Arid Koşullarda Uluslararası Toprak Sağlığı) çalıştayına katılmam ve ardından lisansüstü öğrencilerle bir dizi seminer ve ders vermem için Pekine davet etti. Bu sırada Linyi den Pekin’e kadar gezip gördüklerimden ve kara yolu üzerindeki yerleşim yerlerinden edindiğim izlenimleri; Çin, son yıllarda bilim, teknoloji ve altyapı alanında kayda değer gelişmeler kaydetmiştir ve hızla dünyaya açılmaktadır. 2005 ve 2018 yıllarındaki ziyaretlerimle karşılaştırıldığında, Çin’in başta elektrik, elektronik ve gıda güvencesi olmak üzere birçok alanda büyük ilerleme sağladığı dikkat çekmektedir.
Çin’in “Yol ve Kuşak Girişimi” ile dünya ile entegre olma çabaları, uluslararası işbirliklerini artırmaktadır. Yol ve Kuşak girişimi ülkelerinin tarımsal potansiyelleri ve gübre kullanımı konusundaki kongre konuşmada derlediğim veriler Çin tarımda ise kimyasal gübre kullanımı ve teknolojik yenilikler tarım teknikleri ve yapay zekâda ön plandadır; bu durum, çevre ülkelerin gıda güvencesine bağımlı hale gelmesine yol açmaktadır. 1.5 milyar nüfusa sahip ülkede gıda sorunları önemli ölçüde çözülmüş; işsizlik ve enflasyon düşük seviyelerde kalmıştır.
Eğitim alanında Asya’da lider konumda olan Çin, PISA sonuçlarında önde yer almakta ve akademik etkinlikler düzenlemektedir. Çin Bilim Akademisi Üniversitesi, nitelikli araştırmacı yetiştirme amacıyla modern tesislerle donatılmıştır. Doktora merkezleri, öğrencilere destek sunarak akademik başarıyı teşvik etmektedir. Altyapı olarak, karayolu, demiryolu ve hava yolu ulaşımı büyük ölçüde geliştirilmiş, elektrikli araçlar yaygınlaşmıştır.
Sonuç olarak, Çin, bilimsel ve teknolojik alanda dünya genelinde kendini kanıtlamış bir ülke olarak, uluslararası işbirliklerine açık bir şekilde ilerlemekte ve gelişmelerini sürdürmektedir. Türkiye’nin Çin ile olan ilişkilerini güçlendirmesi, bilimsel alanda fayda sağlayabilir.
İLGİ DUYANLAR İÇİN YAZININ GENİŞLETİLMİŞİ AŞAĞIDADIR!
Çin Bilime Önem Vererek Gelişmiş
Çin’de üç kez bulundum. İlk kez 2005 yılında, başkent Pekin’deki Beijing Conference Center’da yapılan Uluslararası 15. Bitki Besleme Kongresi’ne katıldım (Ortaş, 2005 a ve b). İkincisi, Kasım 2018 tarihinde, bu kez Wuhan’daki Huazhong Tarım Üniversitesi’nde düzenlenen Turunçgil Beslenmesi Sempozyumu’nda iki gün ders vermek üzere davet edilmiştim (Ortaş 2029). Son gidişim ise 4-7 Eylül 2024 tarihleri arasında Linyi kentinde düzenlenen 50. CIEC Uluslararası Gübre Konferansı’nda açılış konuşması yapmak üzere davet edilmemle gerçekleşti. Bu arada, kongre düzenleme komitesindeki Çin Bilim Akademisi Üniversitesi (UCAS) Başkan Yardımcısı, bitki besleme uzmanı Prof. Yanfen Wang, kongreye katılacağımı görünce şahsıma yazdı ve 9-11 Eylül 2024 tarihleri arasında UCAS tarafından organize edilecek International Workshop on Soil Health in Arid Regions (Arid Koşullarda Uluslararası Toprak Sağlığı) toplantısına katılmam ve ardından lisansüstü öğrencilerle bir dizi seminer ve ders vermem için davet etti. Dünya 50. Gübre Kongresi’ne davet edilen bilim insanları arasında benimle birlikte Kamerunlu, Cezayirli ve iki Alman bilim insanı daha vardı.
Önceki iki ziyaret sonrası gördüğüm gelişmeleri geniş bir şekilde yazarak kamuoyuyla paylaştım. Linyi Üniversitesi ve Dünya Gübre Organizasyonu tarafından düzenlenen CIFC50'den sonra, UCAS kampüsünde öğrencilere ders anlatmak için davet edildiğim Pekin’deki gözlemlerim ve aldığım notlardan, Çin’in beklediğimizden daha ileriye gittiği anlaşılıyor. Genel olarak basından öğrendiğimiz, Çin’in başta batılı ülkeler tarafından hızla büyüyen bir tehdit olarak görülmesidir. Türkiye’deki Çin algısı ise çoğunlukla kalitesi düşük ve ucuz ürün üretip dünyaya satarak fiyat istikrarsızlığına neden olmaları yönündedir. Uygur Türklerinin durumu ise dışarıdan pek bilinmez ve bizi de çok ilgilendirmez. Ayrıca, Çin’in serbest piyasaya açılmasına rağmen kapalı bir yönetim anlayışına sahip olması da dikkat çekici. Ancak son yıllarda ABD ve diğer gelişmiş batılı ülkelerle Çin arasında yaşanan ticaret temelli savaşlar, Çin’in kendi içinde başlattığı bilimsel gelişme ve teknoloji üretimi ile sorunlarını hızla çözerek yükselişe geçmesine yol açmıştır.
Gübre kongresi sonrası Pekin’e davet edilen dört bilim insanı, Linyi’den Pekin’e bize tahsis edilen iki araç ile 10 saatlik bir kara yolu yolculuğu esnasında altyapı, çevre ve tarımsal gelişimi yakından izleme şansım oldu. Kongre ve çalıştay ziyareti, yaklaşık 14 gün süresince Linyi ve Pekin’de edindiğim izlenimleri günlüğüme yazabildiklerim ve zihnimde oluşan duygu birikimiyle, Çin’in hızla gelişerek ABD’nin de önüne geçtiğini göstermektedir. Daha önceki ziyaretlerimle karşılaştırdığımda, Çin’in istikrarlı ve planlı bir şekilde geliştiği görülüyor.
2005 ve 2018 yıllarında ziyaret ettiğim ve izlemeye çalıştığım Çin’deki gelişmeler zaman içinde oldukça ilerlemiş:
- Temel karayolu, demir ve hava yolu altyapısını sağlamlaştırmış.
- Konut sorunu önemli ölçüde çözülmüş.
- Gıda güvencesi önemli ölçüde sağlanmış.
- İşsizlik ve enflasyonu kontrol altına alabilmiş.
- Bilimsel altyapısını geliştirmiş.
- Elektronik, elektrifikasyonu ve yapay zekâ konularında batının önüne geçirmiş.
ReferanslarPISA 2023. https://odsgm.meb.gov.tr/meb_ iys_dosyalar/2024_05/06144528_ ulke_ozetleri_rapor.pdf
Ortaş 2005a. Çin Dünya Biliminin Yeni Ekseni mi? CBT. 29 Ekim 2005. sayı 971.
Ortas 2005b. Dünyanın Yükselen Yeni Bilim Ekseni Çin’e mi Kayıyor? Türk Yurdu Dergisi. Aralık 2005.
Ortaş, 2014. PISA Eğitimde Başarısızlık. Popüler Bilim Dergisi. Ocak-Şubat 2014.Sayı, 228, sayfa 22-23
Ortas 2017. PISA sonuçlarının öğrettikleri: Neden öğretemiyoruz? Neden öğrenemiyoruz? Yeni Ufuklar Dergisi. Sayı 32, Ocak-Mart 2017. Sayfa 52-57.
Ortaş, 2019. Çin Tarım Üniversitesindeki İzlenimler ve Çin Bilimsel Yönden ABD’yi Geçiyor mu? Yeni Adana Gazetesi. 08.10.2019.
29 Eylül 2024, Adana