Mekin ŞAHİN
İki seçim herkes bağırdı, çağırdı. Açız dedi. İşsiziz dedi. Aldığım ücret yetmiyor dedi. Çiftçi üretemiyorum dedi. Adalet yok dedi. Sanayici iflas ediyorum dedi. Paramızın değeri yok dediler. Kısaca ortalığı birbirine kattılar.
Öyle insan manzaraları TV'lerde yayınlandı ki yürekler acıyla, yanaklar göz yaşıyla doldu taştı.
Seçim bitti.
İki seçim gündemini her gün belirleyen insan manzarası ve yaşam koşulları ansızın kayboldu.
Gündem popülizm sekteleriyle doldu taştı.
Yumuşama dönemi başladı.
Sinan Ateş gündemi günlerce elinde tuttu. R Tayyip Erdoğan her tür hakaret ettiği CHP'ni ziyaret etti.
Gazze baş köşeye oturdu.
Tarikat hükmü devleti bir kez daha işgal altına aldı. Milli Eğitim Bakanı eğitimin kapısını STK kabul ettiği kendi tarikatına sonuna kadar açtı.
CHP'li belediyelerin iller bankasından gelen katkı payına dolaylı el kondu.
Meral Akşener Tayyip Erdoğan’ı saçlarını ampul rengine boyayarak ziyaret etti.
İYİ parti karıştı.
Ali Babacan'ın, Ahmet Davutoğlu’nun ve Karamollaoğlu’nun havası bitti.
TİP sus pus oldu.
Devletin başına Devlet geçsin diyenler şimdi lanet okuyor.
Özgür umut olacaktı, bir türlü özgürleşemiyor. Tam bu anda tüzük kurultayı gündeme düştü. Arkasından kadın ve gençlik kolları yarışı başladı.
Şimdi gündemde Meral Ayşenur, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ümit Özdağ.
Daha nice benzerleri...
Şimdi soruyorum!
Bu kadar gündem olan konulardan hangisi halkın gündemi?
Birini söyleyebilir misiniz?
Yok.
Neden!
Türkiye halkının örgütlü gücü yok.
Örgütlü gücü olmayan halkın derdini kimse dinlemez ve sorununu çözmez.
Bugün Türkiye halkının yaşadığı gerçek.
12 Eylül askeri darbesinin yarattığı çürüme azmış taşkın gibi önüne çıkan her şeyi yıkmaya ve yok etmeye devam ediyor.
SU ÇÜRÜDÜ!
Siyaset çürüdü!
Ahlak çürüdü!
İnsanlık çürüdü