Ülkeler geleceğini eğitimle düzenler

Mekin ŞAHİN

İnsan tek başına ihtiyacını karşılayamaz. Toplu yaşar. İhtiyaçlarını halkın kendi arasında olgunlaşan iş bölümüyle giderir.

Eğitim ve öğretim iş bölümünün bilinçli ana eksenidir.

Bu eksenin kayması demek, toplum yaşamın rüzgara kapılarak, kaosa sürüklenmesi demektir.

Halka gelecek vaat eden liderler eğitim ve öğretimin önemini bizzat uygulamaları ve söylemleriyle gösterir. Çünkü eğitim ve öğretimin en önemli hedefi üretimdir. Dolayısıyla üretimi hedef alan eğitim sistemi ülkelerin yeni nesillerini kendi içinde koordine eder.

Eğitim; kişiyi toplumsal yaşamın uyumuna hazırlar.

Bireyi özgür kılarken, yaşamın kurallarını, örfünü, ananesini ve hukukun temel dayanağının başka bireylere saygı ve hoş görü olduğunu öğretir.

Öğretim; eğitimi, pozitif bilimle örtüştürür.

Bireyin çevresini, çevresindeki her tür gelişmeyi bilgi yükleyerek kavratırken; doğanın bilinmezlerini insana hizmet edecek düzeye dönüştürmesine ciddi katkı kor.

Eğitim öğretimden, öğretim eğitimden ayrı düşünülemez.

Birbirini tamamlar…

Eğitim ve öğretim ailede başlar. Çevrede devam eder. Okullarda en üst seviyeye çıkar…

Daima aydınlık yüzü var.

O nedenle statükocu ve gericiler insanın aydınlanmasını istemez. Pozitif bilimle donatılı geleceğe her zaman karşı olur…

Devlet yönetimini elde ettiklerinde, ilk işleri bireyi pozitif bilimden uzaklaştırmak olur.

Eğitim ve öğretim kurumlarına düzen getirmezler, aksine kaos getirirler…

Türkiye bu durumu yaşıyor!

Türkiye halkı aydınlanma düşlerini gelecek kuşağa aktararak, kültürel zenginliğe güç kazandırmalı.

Her koşulda bıkmadan usanmadan insanı sosyalleştiren çabayı sürdürmelidir…

Geleceği, geleceğin insanlarına; insanca yaşamın geleneklerini eğiterek ve öğreterek hazırlamalıyız.

Ve biz yurtseverleri eleştirecek hiçbir fırsatı da vermemeliyiz!