Çıktığı yolu unutanlar; kendine ait sabahı göremez
Korkuya kucak açarak onunla oyun oynarız.
Yaşadığımız her şeyden ders çıkartır yaşayacağımız ne olursa olsun yolumuza devam ederiz.
Verilmişse bir karar, çıkılmışsa bir yola sonuna kadar gidilir.
*** Türkiye'nin kuruluş hikayesi çok farklı. İşgale uğramış Osmanlı topraklarında yapılan savaşlar, Osmanlı hanedan devletinin tasfiyesi, cumhuriyet ilanı. Kuruluşun hedefinde kendine özgü felsefe. Hedefin politikalarını savunan ve yöneterek uygulamaya koyan siyasi örgüt var. CHP! Osmanlı hanedan devletini tasfiye ederken 600 yüz yıllık birikimin analizi rehber oldu. Tek kelimeyle hanedan devlet yerine ulus devlet tercih edildi. Tüm korkular ters yüz edilerek cumhuriyet ilan edildi. CUMHURIYETÇİ HALKÇI DEVRİMCİ LAİKLİK DEVLETÇİ MİLLİYETÇİ Sistemi altı temel hedefle yukarıdan aşağıya inşa etti. Kısa zamanda çok şeyleri yaptı. En önemlisi kul yurttaş yerine özgür yurttaş kapılarını sonuna kadar açtı. Dini hurafelere teslim eden her şeyi kaldırdı. Osmanlı yerine Türk kimliğini millet tanımı yaptı. Kadın kara çarşafa teslim edilmiş meta olmaktan çıkarıldı. Seçme ve seçilme hakkı olan insan ve yurttaş oldu. Devlette ve sosyal yaşamda varlığını hissettiren özgür birey olma onuruna eriştirildi. Aradan yıllar geçti. Cumhuriyet siyasi, ekonomik, sosyal ekseninden ve hedefinden kaydırıldı. O yetmedi. Artık partiler Washington D.C. Ve Londra kentlerinden talimatla siyaset yapmaya başladı. En utanılacak yönü kimin devleti yöneteceğine bu merkezlerin karar vermesi. Türkiye devletinin çıkarları bu merkezlerin çıkarına zincirle bağlı hale getirildi. Suçlu: Kenan Evren ve askeri cuntası. 1984 sonrası kurulan sistem uyumlu tüm partiler, sivil toplum örgütleri, sendikalar ve ülkenin, kendi yaşamının kurtuluşunu komşusundan bekleyen yurttaşlar. Suçlu! Din millet kisvesi altında devleti 22 yıl yöneten AKP'dir. Suçlu AKP uygulamalarını sadece seyreden partilerdir. Tümü korkuya teslim olmuş! *** Türkiye çok yönlü kuşatma altında. AKP kuşatmanın olgunlaşmasına vatan, millet ve din diyerek izin verdi. İzin verdiği kuşatma ve yıkımı durduramaz, durdurmaz da… Türkiye'yi bu uçurumdan kurtaracak hedef tam bağımsız Türkiye şiarıdır. Bu şiarı yürekten savunan her birey, her kurum, her siyasi partidir. Solun tüm renkleridir! Yerli malı yurdun malı ruhudur. Dili, dini, ideolojisi ve sosyal konumu ne olursa olsun bende tam bağımsız Türkiye istiyorum diyebilen herkestir! Sol renkler içinde toplumsal ilişkisi geniş olan CHP'dir. CHP yazılı iddialarında emekten yana hukukun üstünlüğünü ve adaleti savunan, hak mücadelesi için halkın örgütlü güç olmasını isteyen ve ideolojisini (programını) evrensel değerler üzerine oturmasını isteyen sosyal demokrat parti olduğunu belirtiyor. Ama bu değerler adına savaşçı ruhla mücadele vermiyor. Halkın örgütlü siyasi gücü olmaktan çok ırak. Aslında CHP ilkesel olarak bu değerlere uzak olamaz. Yapacağı tek şey 1924 tarihli kuruluş ilkelerine dönüş yapmaktır. Ciddi savaşlar sonrası kurtuluş mücadelesi veren halkın siyasi kimliğidir CHP. Değişimci ve dönüşümcü dinamik siyasi güçtür. Bu nedenle sevgi, saygı ve dayanışmanın en anlamlısını yaşayan geniş aileye sahiptir. Bireysellik CHP dünyasının ret ettiği yöntemdi. İçinde bu tip kişi ve anlayışı barındırmazdı. Bir yumruk gibi birbirine sımsıkı bağlıydılar. Ülke dışından ve ülke içinden cumhuriyete ve CHP'ye yapılan her saldırı sonuçsuz kalır, yurtsever CHP'lilerin sevda türküleri arasında erir, yok olurdu. Peki şimdi? 1992 yılında yeniden açılan CHP bu değerleri önemli ölçüde yitirdi. Aile mantığı küçüldü. Rantçı ve siyasi hegemonya ailecikleri hortladı. Bir, diri ve kardeş olma duygusu bitti. Bir mafya babası CHP genel başkanına tehdit savuruyor, " .... seni ..oturturum: diyor. CHP dünyasında çıt yok. Çünkü yeni CHP'de ideoloji, siyasi ve örgütsel bağ çürümüş. Bu bağları yeniden dokunacak kimsede çıkmıyor. Herkes saltanatını yaşıyor. *** Değerli kardeşlerim, Türkiyesiz CHP hiçtir. CHP'siz Türkiye'nin yolunda dikenler kaplar. Bize düşen görevler var... Anti-emperyalist, yurtsever ve barışı savunan; halktan, emekten yana CHP'ni; sol ruhla yeniden yaratmalıyız. Halkın umudu ve örgütlü gücü yapmalıyız. Kolay değil. 32 yıl hüküm süren bir anlayışı ve ilişkileri değiştirmek. Ama bir yerden başlamak zorundayız. Yoksa komik olaylara tanık olmaya devam ederiz. Örnek: il danışma kurulunda bir konuşmacı bir belediye başkanına ve genel başkan yardımcısına " beni neden ön sıralarda değildi geri sırada meclis üyesi yazdınız" diye soruyor. Onlarda karşılık veriyor. Türkiye'nin sorunu arkadaşın meclis üyeliği sırası. Birinci sıraya yazılırsa Türkiye'de sorun bitecek sanki! İşte CHP'nin bu gerçeği değişmeli ve dönüşmelidir. Bu mücadele kişisel mücadele değil Türkiye ve Türkiye halkının emperyalizme ve ona hizmet verenlere karşı verilen mücadelesidir. ***. Deli çayın, yağmur ya da eriyen karla geçici kabarmasına aldanırsanız yolunuzu kaybedersiniz. Dönemsel kabarmaların, geçici konjektürel gelişme olduğu unutulmamalı. Çıktığı yolu unutanlar; kendine ait sabahı göremez. Kişiler ve egolar gelir geçer, kalıcı olan siyasi düşlerin yarattığı iz düşümleridir. Önümüzde ki süreç ülkemiz ve halkımız için pek olumlu gözükmüyor. Savaş kapımızı ha çaldı, ha çalacak. Üretim temel eksenden her geçen gün uzaklaşıyor. Hukukun özgürlüğü bitmiş. Kırlangıçlar dahi yuvasına, her yıl sahip çıkarken, Türkiye halkı ülkesine ve kendi yaşamına sahip çıkmıyor. İki elimizin arasına başımızı alarak tam da şimdi düşünme zamanı. Şimdi omuz omuza; kabarmalara eyvallah etmeden geleceğimize sahip çıkma zamanı. Haydi dostlar... Haydi Anadolu kardeşliğini savunanlar