Oktay EROL
Adana Şakirpaşa Havaalanı için herkes bir şeyler söylese, “iktidara” yakın Sabah Gazetesi’nin yazarı Yavuz donat köşesinde “çarşaf” gibi Mersin Uluslararası Havalimanı’nı “gurur abidesi” olarak köşesinde yazsa da, herkesten çok konuşması gereken “iktidarın” Adana kolu “hiçbir şey” dememeyi yeğledi!
Gerçi geçmişte de benzerleri yaşanmıştı; TRT Çukurova radyosu, tutam tutan da olsa Devlet Demir yolları, Meteoroloji istasyonu taşınırken de suskun/ umursamaz/ edilgendiler! Adana’dan bir kurumun gidişine bu denli “tepkisiz” kalmanın, bu denli “Adanalıya” sırt dönmenin, bu denli “gelecekte” yaşanacakları öngörmemenin, bu denli “gidişin/ bıraktığı izin” Adana’da yıllarca acısı yaşanacağının tanımsızlığı bilinmesine karşın, bu “kendindencilik” anlaşılır gibi değil!
***
Bizler burada Şakirpaşa Havaalanı’nın kapatılmaması gerektiğini vurgulayıp, “suskunluğa” tepki gösterirken bazı “yaşananları” anlamak istememekte diretenlerin, “bunlar bölgecilik yapıyor, bölgecilikle bir yere varamazsınız” sözleriyle karşılaşıyoruz! Mersin’le Adana yaşam sürdükçe “iki komşu/ dost/ / karındaş/ birbirini anlayan” kent olarak hep kalacak! Ayrıca, Adana’dan yükselen tepkiyi Mersinlilerin de anlayışla karşıladığına inanıyorum! Mersinliler de aynı koşullarda bir durumla karşı karşıya kalsalar “benzer” tepkiyi göstereceklerdir! Her şeyden önce “aklın yolu” birdir; iki değil!
Adana’da da olabilir, Mersin’de olabilir hava alanı… Çok bilmişlerin “bölge ikisini kaldırmaz” çıkışlarından önce, yüklenici firmaya “iktidarın” söz verdiği “güvenceyi” anımsatmakta yarar var! Son yirmi yılda ülke hangi sıkıntıyı, hangi karmaşayı, hangi haksızlığı gördü/ yaşadıysa hepsi “güvence” adı altında dayatılan uygulamalardan oldu! Üzerinden gidilmeyen otoyollara, geçilmeyen köprülere ödenen döviz değerli ödemeler “neler” yaşatıyor görüyorsunuz! Devletin kurumu Tüik’in açıkladığı “açlık sınırı” rakamları halkın “geçimi” oldu, “orta direk” yok edildi! Onun için “güvence” sözü son zamanlarda hem yoruyor, hem de geriyor beni!
***
Şakirpaşa Havaalanı üç günlük, boşa harcanan, boşa yapılmış, çalışanlarına boş yere aylık verilen, yolcu kıtlığı yaşanan bir emeğin ürünü değil! Tam seksenyedi yıl önce yapılmış, bugüne değin işlerliğini/ önemini/ değerini korumuş bir hava alanı! Her şeyden önce bir “Cumhuriyet” değeri… Adanalı “muhalefetin” Mersin Uluslararası Havalimanı’nın açılması konusunda “açmayın” tepkisi yok; “Adana’yı kapatmayın” isteği var!
Ayrıca, birkaç yıl önde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adanalıya şunları söylediğini anımsasın:
“Bölgesel havalimanımız açıldıktan sonra Şakir Paşa'nın, kapatılacağını söylüyorlar, değerli kardeşlerim bizim için Adanalı ne derse odur, Adanalı ne derse, biz onu yaparız.”
Yeniden “muhalefet” vekillerine seslenmek istiyorum; yarın daha da geç olacak! Salt konuşmakla yetinmeyin, “iktidarın” Adana yetkililerini, vekillerini bulun; konuşun! Ne yanıtı alırsanız da yurttaşla/ basınla üleşin! Şu an Adanalı, gelecekte neler yaşayacaklarına değil, geçimlerine odaklanmış durumda. Emeklisi, emekçisi havaalanının başına gelenlerden çok aysonunu getirme peşinde! Bugün yapmadığınızı on gün sonra da yapmayın! Çünkü zaman geç, her şey “iktidarın” istediği gibi olacak! Sıkıntıyı, daralmayı, sorunu Adanalı yaşayacak! 270724