Karalar’dan yerinde saptamalar

Ömer ALPDOĞAN Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, dün sabah katıldığı Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın programında, Adana ve ülkemiz için önemli saptamalarda bulundu.. Karalar, artık kangrene dönüşen sığınmacılarla ilgili önemli açıklamalar yaptı.. Önceliğinin bu ülkenin kurtuluşunda, kuruluşunda emeği olan kendi yurttaşları olduğunu ifade etti.. Küresel güçlerini Türkiye’nin demografik yapısının bozmaya çalışmalarına dikkati çekti.. Bir Türk yurttaşı, bir Türk milliyetçisi olarak, sayın Karalar’ın Halk TV ekranlarında sığınmacılarla ilgili yaptığı açıklamaların altın imzamı atarım.. Karalar’ın sığınmacılarla ilgili açıklamaları, toplumun o konudaki bakışını da yansıtmaktadır.. CHP içerisinde de sığınmacılarla ilgili olarak, AK Partili milletvekili ve başkanlar gibi düşünenlerin bulunduğunu biliyoruz. CHP içerisinde, ülkenin kangren yarasına dönüşen ve Türk halkına ait kaynakları tüketen ve Türk toplumunu yoksulluğa iten sığınmacılar konusunda Zeydan Karalar, Tanju Özcan gibi düşünenlerin çoğalması, hem kentimiz hem ülkemiz açısından olumlu sonuçlar doğmasına yol açacaktır. Zeydan Karalar’ın programda sığınmacılarla ilgili açıklamalarına değindim ama; Adana, Büyükşehir ve çalışanları ile ilgili de önemli açıklamalar yaptı.. Hemşerilerimizin, youtube’dan bu programı bulup izlemelerini hararetle öneriyorum…   Gürer de iklim değişikliği oyununa düşmüş!.. CHP’nin atom karıncası Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, toplum sorunlarına parmak basan açıklama ve soru önergeleriyle tanındığım bir siyasetçiydi.. Ancak, o da küresel emperyalizmin dünyada egemenlik kurmak için tezgahladığı küresel ısınma ve iklim değişikliği oyununun etkisi altında kalmış.. Gürer’in gazetemizin altıncı sayfasında da okuyacağınız açıklamasının konusu iklim değişikliği.. Gürer’e göre, Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadelede ilerleme yerine gerileme olmuş.. Gürer, iddiasına kanıt olarak da Climate Change Performance Index'in raporunu göstermiş.. Türkçe adı İklim Değişikliği Performans Endeksi olan Climate Change Performance Index, küresel ısınma ve iklim değişikliği oyununun planlayıcılarından Almanya’nın sözde çevre ve kalkınma kuruluşu Germanwatch e.V. tarafından kurulmuş, 2005 yılından bu yana ülkelerin “iklim koruma performansları”nın analizini yapıyor! Tabi, asıl amacı, ülkeleri, küresel emperyalizmin hazırladığı Paris İklim Anlaşması’na uymalarını sağlamak.. Paris İklim Anlaşması’nda öngörüldüğü gibi “küresel ısınmayı” 1,5 santigrat dereceyle sınırlandırılmasını dayatmak.. Paris İklim Anlaşması’yla engelleneceği iddia edilen iklim değişikliği evrenin yaşadığı doğal bir döngü.. Dünya kimi zaman ısınır, kimi zaman soğur. Tıpkı gece gündüz, yaz kış gibi ısınma ve soğuma da birbirini takip eder.. Paris İklim Anlaşması ve karbon ayak izi ile önleneceği iddia edilen küresel ısınma ve iklim değişikliği yaklaşık on bin yıldır süren bir süreç.. Milyonlarca yıl önce henüz sanayi falan olmadığı bir dönemde evren karbonla kaplıydı.. Doğal süreç sonunda karbon azaldı, iklim değişti. Şimdiki süreç de on bin yıl önce başlamış ve devam eden bir süreç… Gürer’in iklim değişikliğinin en büyük nedeni olarak gösterilen karbonun yaşam kaynağı olduğunu da anımsaması gerekiyor.. İnsanoğlunun vücudunun bile yüzde onüçü karbondan oluşur.. Yani ne karbon salınımı önlemek, ne de iklim değişikliği durdurmak olası değil.. Ömer Fethi Gürer gibi yurttaşların hakları için araştıran sorgulayan ve gündeme getiren ve anti emperyalist düşüncedeki bir milletvekilinin, küresel emperyalizmin karbon ayak izi ve küresel iklim değişikliği oyunları karşısında uyanık olmasını; küresel oyunların yanında değil karşısında olmasını beklemek hakkımız..   MHP üzerinden prim yapmak!.. Aslında belki de kırk yıldır böyleydi ama, son yıllarda daha da artan bir siyasal moda var: MHP üzerinden prim yapmak, MHP üzerinden adını duyurmak.. MHP’li siyasetçilerden bahsetmiyorum.. Başka partilerde, örneğin CHP’de politika yapanlar.. Tabi bunlara, Deva ve Gelecek partilileri, MHP’den ayrılıp İyi Parti’ye gidenleri de ekleyebiliriz.. Son günlerde CHP Genel Başkanı konu sıkıntısı çekiyor olmalı ki, Sinan Ateş cinayeti ve MHP ile ilgili açıklamalar yaparak gündem olmak istiyor.. Halbuki, elinin altında aktif bir CHP örgütü var.. Üstelik, halkın yüzlerce sorunu var.. Onlarla gündeme gelmek yerine MHP ile polemiğe girerek gündemde kalma gibi garip bir siyaset izliyor.. Özgür Özel öyle yapar da, parti meclisinin genç üyesi durur mu.. O da siyasette prim MHP üzerinden oluyor düşüncesine kapılıp, partisi ve ülke sorunları yerine  “MHP’li kaynaklar”nın kendisine söylediğini iddia ettiği birtakım ifadelerle gündeme gelmeye çalışıyor.. Bahse konu olan CHP’nin 30 yaşımdaki Bursalı kadın PM üyesi Gamze Pamuk (Ateşli). Halk TV’de yayınlanan “Gündem Özel” programına konuk olan bu genç siyasetçi kadım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin erken seçim talebi olduğunu öne sürdü.. Sözde bu bilgiyi de “MHP’li kaynaklardan” eriştiğini de eklemeyi ihmal etmiyor.. Her kimse bu MHP’li kaynaklar, Bahçeli’nin erken seçim çağrısını şarta bağlamışlar.. İçişleri ve Adalet Bakanlıkları bir değişim olursa, oradaki MHP’li kadrolar tasfiye edilirse Devlet Bey erken seçim çağrısında bulunabilirmiş!.. Neresinden tutsanız elinde kalan bir “açıklama.” Sadece gündeme gelmek için yapılmış bir konuşmadan öte gitmeyen iddiaların, “gündemdeki yerinin koruyan erken seçim iddialarını köpürten bir açıklama” olarak yorumluyor kimileri de.. Bunun adı da tam anlamı kendi kendine gelin güvey olmak.. Ortada ne köpüren bir iddia var, ne de gerçek olan bir açıklama.. Genç yaşına göre siyaseti çabuk öğrenmiş, genel başkanının adım adım takip eden bir siyasetçinin desteksiz açıklamalarından başka ortada olan bir şey yok.. Eğer, hanımefendi iddialarının gerçek olduğuna inanıyorsa, o MHP’li kaynaklarını da iddiasını dillendirirken açıklamalıydı… Öyle ya, bu denli önemli bir açıklamaya ulaşmışsan, kaynağıyla birlikte açıklayıp erken seçim iddialarını gerçekten köpürtmeliydi.. Böylece sadece Halk TV’nin kısıtlı izleyicileri yerine bütün ülkenin tanıdığı siyasetçi olur, amacına ulaşırdı.. Bir de, CHP’li genç siyasetçinin iddialarını gerçek olarak algılayanlar İçişleri ve Adalet bakanlıkları kadrolarının MHP’lilerle dolu olduğu zannına kapılabilirler.. Bütün Türkiye, o iki bakanlıkta hangi kadroların egemen olduğunu biliyor.. Bilmeyenler CHP’li siyasetçi ile Halk TV’nin “Gündem Özel” programının hazırlayan kişiden ibaret olmalı ki, böyle bir iddiayı gerçekmiş gibi anlatmışlar.. Genç siyasetçiye önerimiz, bilmediği, tanımadığı bir parti üzerinden prim yapmaya çalışmak yerine, kendi partisiyle ilgilensin.. Örneğin, partisinin kurultayında ortaya atılan delege avını irdelesin, onunla ilgili olarak CHP’li kaynaklarından aldığı bilgileri paylaşsın.. Örneğin, partisinin yöneticilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Partili bakanlarla görüşmekten duydukları coşkunun nedenlerini ekranlardan anlatsın.. Yerel seçimlerden sonra CHP’li bazı belediyelerde yaşanan eş dost, yeğen atamalar ile ilgili kaynaklarından ulaşacağı bilgileri dile getirsin… Bu arada, asılsız, dayanaksız laf öbeklerinin gündem özel” olarak adlandırılması da gazeteciliğin geldiği hazine duruma da üzülmemek elde değil.. Eskiden gazetelerde gerçekler yazılır, ekranlarda gerçekler anlatılırdı.. Şimdi toplumun magazinleşmesine koşut olarak gazetecilikte magazinleşti, dedikodular özel gündem diye anlatılıyor…   Amerika’da meme kanseri patladı Türkiye’de geleneksel, dijital ve sosyal medyada görmeyeceğiniz bir bilgi: Amerika Birleşik Devletleri’nde name diğer ABD’de sahte pandemide dayatılan kimyasallardan sonra meme kanseri vakası sayısında patlama yaşandı. 17 Kasım 2019 tarihinde Çin’in Vuhan kentinde “görülen” virus ile başlatılan Covid19 (Corona) sahte pandemisi küresel biyokimyasal terör örgütü DSÖ tarafından 5 Mayıs 2023’de kaldırılan sahte pandemide, acil kullanım onayı ile içerikleri, yararları ve zararları, etkileri bilinmeyen kimi kimyasallar aşı adı altında insanlara zorla yapılmıştı. O zamanlar ruhunu küresel ilaç tröstlerine ve küresel biyokimyasal terör örgütü DSÖ’ye satmamış gerçek bilim insanları, o kimyasalların insanlarda ölümle sonuçlanacak çok farklı hastalıklarına yol açacaklarının açıklamışlardı.. Bu tür açıklamaların kamuoyuna ulaşmasının engellenmesine karşın, Pfizer firması, kendi üretimi kimyasalın binden fazla yan etkisi olduğu sonradan kabul etmişti. ABD’de kırkbeş yaş altı kadınlarda görülen meme kanserinin yıllık sayıları, gerçek bilim insanlarının haklı olduğu kanıtlıyor.. Pandeminin ilan edildiği 2019 yılında ABD’de 26 bin 660 meme kanseri vakası görülmüştü. Sahte pandemi ve kimyasal zorlamalarıyla birlikte sayılarda anormal artışlar meydana geldi. 2019,2020 ve 2021’de yirmialtı binlerde seyreden meme kanseri vakası, kimyasalların yan etkilerinin çıkmaya başladığı iki yılın sonunda yani 2022’de kırkyedi bin, plandeminin kaldırıldığı 2023’te tam ikiyüz doksan yedi bine (297.000) yükseldi.. Ama, küresel ilaç tröstlerine, küresel biyokimyasal terör örgütünü ve onların ülkelerdeki yerel işbirlikçilerine, örneğin bizdeki “herkese ille kimyasal vurulsun. Kimyasal yaptırmayanlar sokağa çıkarılmasın, evlenmesin” diye ortalığı ayağa kaldıran sözde bilim insanlarına meme kanserinde sahte pandemiyle ile patlayan meme kanseri vakalarının sorsanız, kimyasallarını temize çıkarmak, suçlarının saklamak için lafı dolandırırlar, sahte gerekçeler öne sürerler.
Benzer Videolar